Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
1281OKUNMA

Yazılımcılar, 8-18 mesaiden kaçtılar Vergiye yakalandılar  

Dış dünyada küreselleşme, dijitalleşme ve COVID 19 salgını gibi nedenler, içeride ise ekonomik kriz nedeniyle yaşanan refah kaybı, yüksek enflasyon nedeniyle alım gücünün azalması, ücret gelirlerinin GSYH’dan aldığı payın rekor derecede düşük düzeye inmesi gibi nedenlerle Türkiye’de yaşayıp yurtdışındaki şirketlere yazılım hizmeti vermek son yıllarda oldukça yaygınlaştı.

İngilizcede “freelance workforce” Türkçede ise serbest işgücü olarak tanımlanan çalışan profiline iş yaşamında çok daha fazla rastlamaya başladık.

COVID salgını zamanı gelişen ve yaygınlaşan evden çalışma sistemi, sadece yurt içindeki firmaları değil yurt dışındaki firmaları da kapsar hale geldi.

Tabiri caizse 8-18 işyerinde çalışma düzeni yerine, çıktı ve performans odaklı, mesaisi olmayan, evden, köyden, sahilden, vb.nden kısacası çevrimiçi olunabilen her yerden çalışma düzenine geçildi.

Küresel işverenler bu sistemi oldukça iştahlı bir şekilde benimsediler Zira bu sistem onlar açısından maliyetlerin ciddi bir şekilde azalması, kârın da artması için önemli bir fırsat anlamına geliyor.

Öte yandan iş veya proje üzerinde günlük çalışma süresi sadece 8-18 mesaisine göre yapılmıyor, kıtalararası dağılmış işgücünden yararlanılarak neredeyse 24 saat kesintisiz çalışma sürdürülebiliyor.

Çalışanlar açısından bu yeni düzen, kendi ülkesine nazaran dünya genelinde geçerli ve değerini olabildiğince istikrarlı bir şekilde koruyabilen bir para birimiyle ve daha yüksek bir ücretle aynı işin yapılması anlamına geliyor.

Ancak bu durumdan mutsuz olan bir kitle de var: Yurtiçinde yazılım işi yapan firmalar.

Son yıllarda yoğun bir şekilde yaşanan beyin göçü nedeniyle yetişmiş çalışanlarını yurtdışına kaptıran işletmeler şimdi de bir kısım çalışanlarını Türkiye’den yurtdışına çalışma seçeneği nedeniyle kaybediyorlar. Yerli yazılım firmaları, yurtdışındaki firmaların çalışanlara verdiği ücretle rekabet edememekten şikayet ediyorlar.

Yazılımcıların ikilemi

Türkiye’den yurtdışına serbest olarak çalışan yazılımcıların tereddüdü; yurtdışından elde ettikleri gelirler nedeniyle gelir vergisi beyannamesi verip vermeyecekleri hususunda ortaya çıkıyor.

Her yıl Mart ayında bu düğüm, adeta Gordion’un düğümü gibi, onların önüne geliyor.

Kararla kararsızlık arasında gidip gelen günler ve gecelerin sonunda çoğunlukla da “Yurtdışı için yazılım yapıp ücret elde edenler vergiden muaftır” inancıyla hiçbir işlem yapılmıyor.

“Yurtdışı için yazılım yapıp ücret elde edenler gelir vergisinden muaftır” bir şehir efsanesi mi yoksa gerçek mi?

Yurtdışındaki şirketlere yazılım hizmeti sunan serbest çalışanlar (freelance workforce), elde ettiği geliri ücret olarak değerlendirip, Gelir Vergisi Kanunundaki 23/14-a maddesindeki istisna kapsamına girdiğini düşünerek beyanname vermeyebiliyorlar.

Zira yazılımcılar maddede yer alan “Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler”e ilişkin istisnanın tam olarak kendilerini ifade ettiğini düşünüyorlar.

Bize göre de haksız sayılmazlar.

Maliye’nin düşüncesi

Ancak korkarım Maliye, yurtdışına serbest işgücü olarak çalışanlarla aynı fikirde değil.

Geçtiğimiz aylarda EKONOMİ Gazetesinde yayınlanan “Kümesteki tekno kazlar” makalemizde belirttiğimiz üzere Maliye; mekânsal kısıtlama olmaksızın, uzaktan çalışma yolu Türkiye’den yurtdışındaki şirketler için çalışan yazılımcıları, grafikerleri ve tasarımcıları ya izaha davet etmeye ya da vergi incelemesine almaya başlanmış durumda.

Öte yandan EKONOMİ Gazetesinde yer alan “Hazine, 917 bin mükellefi RADAR'a aldı” başlıklı habere göre de risk analiz ve değerlendirme çalışmaları sonucu 9 bin 169 mükellef Risk Analizi genel Müdürlüğünce analize tabi tutulurken 2 bin 167 mükellef ilgili birimlere aktarılmış durumda.

Yazılımcılar ne yapabilir?

Evden yurtdışına yazılım hizmeti sunarak yabancı para birimi üzerinden gelir elde eden kişiler, bu gelirin GVK 23/14-a maddesi kapsamına girdiğini düşünerek beyanname vermeyip haklarında yapılması olası vergi incelemesini bekleyip, sonrasında uzlaşma talep edebilecekleri ya da vergi ve cezalara karşı dava açabilecekleri gibi elde ettikleri gelirin niteliğini (Ticari kazanç, ücret, serbest meslek kazancı) bir uzman yardımıyla (SMMM veya YMM) netleştirerek 31 Mart 2023’e kadar gelir vergisi beyannamesi verebilirler.

Diğer taraftan 31 Mart 2023’te sona erecek olan Varlık Barışı’ndan (7417 sayılı Kanun) ya da yeni vergi af yasasından (7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Kanunu) yararlanarak 31 Mayıs 2022’ye kadar gelir vergisi matrah artırımında bulunup inceleme dışında kalabilirler.

Özetle;

Nasıl ki yeni e-konomi düzeninde çalışma yöntemleri ve koşulları değişiyorsa, onun vergi yapısında da yenilikler yapılması zaruri hale geliyor. Eski dünyanın iş gücü piyasasına göre şekillenen vergi düzenlemeleri, doğal olarak yeni ekonomiyi tam anlamıyla karşılayamıyor.

Yazılımcılarımızı vergi incelemeleri açısından “kümesteki teknokazlar” muamelesinden kurtararak, Türkiye’nin rekabet gücünün gelişmesi ve hizmet ihracı yoluyla Türkiye’ye döviz girişinin artması için onları bir an evvel belirsizlik ortamından çıkarmak gerekiyor.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor