Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Barış KIZILIRMAK
Barış KIZILIRMAK
889OKUNMA

Yeni dönemde ücret gelirlerine yönelik iki önemli uygulama

9 Kasım 2022 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesinin 1. fırkası ile geçici 1. maddesinde yer alan iki önemli düzenleme ücret geliri elde eden çalışanları ve işverenleri etkileyen iki önemli düzenleme getirmektedir.

Maddeleri inceleyecek olursak;

Kanunun 2. maddesi ile 193 sayılı Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasının (8) numaralı bendinin parantez içi hükmü; "İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını aşmayan kısmı istisna kapsamındadır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ücret olarak vergilendirilir." şeklinde değiştirilmesi hükmolunmuştur.

Bu hüküm ile istisna için aranan, ödemenin yemek verme hizmeti sağlayan mükelleflere yapılması koşulu kaldırılmıştır. Çalışanlara nakit olarak verilen yemek bedelinin 51 lirayı aşmayan kısmı gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.

Kanun teklifinin Geçici 1. maddesiyle; işverenlerce çalışanların 1.000,00 liraya kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerinin ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatlerin gelir vergisinden ve sigorta priminden istisna edilmesi hükmolunmuştur. (Bu madde kapsamında uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye, ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkili kılınmıştır.)

Bilindiği üzere mevcut enflasyonist ortamda, özellikle sabit gelirlilerin karşı karşıya kaldığı refah kaybı, daha sık aralıklar ile ücret zamlarını gündeme getirmektedir. Hâlihazırda 2022 yılında iki kez asgari ücret zammı gerçekleştirilmiştir. Önümüzdeki yeni takvim yılı başlangıcında da yüksek bir artış gereksinimi bulunmaktadır. Mevcut maliye ve para politikalarının enflasyonu artırıcı yönde olması bu çıkmazın bir süre daha devam edeceğinin de işaretidir.

Söz konusu gelişmeleri dikkate aldığımızda işverenler nezdinde yüksek ücret maliyetlerinin oluştuğu ve bu maliyetlerin daha da artacağı görülmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz iki uygulamanın bu anlamda özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde vergi ve zam planlamalarında suiistimale açık olduğunu öngörmekteyim. Bu istisna rakamlarının çalışanın mevcut maaşına yedirilmesi ile çalışanın hak kaybına sebep olması ihtimali doğmaktadır. Ücret gelirlerinde zaten ortaya çıkan kayıt dışı ödemelerin artması ihtimali malumdur. Özellikle Kanunun geçici 1. maddesinde yer alan, işverenlerce çalışanların 1.000,00 liraya kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerinin ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatlerin gelir vergisinden ve sigorta priminden istisna edilmesi hükmü, çalışanların prim kaybına uğramasına yol açacaktır.

Bu hususta çalışanların almış oldukları ücretlere ilişkin bordrolarına hâkim olmasında fayda vardır. Çünkü Gelir İdaresinin bu konuda bir denetim mekanizması oluşturması mümkün görülmemektedir. Önümüzdeki süreçte bu uygulamaların usul ve esaslarını belirleyici tebliğlerin çıkması muhtemel olup, uygulamanın hem işçi hem de işveren lehine adaletli uygulanmasını sağlayacak bir düzenlemeler ihtiyacı doğmaktadır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor