Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Mükellef Hakları

Azat KAYA
Azat KAYA
2577OKUNMA

Vergi hukukunda kanun yolundan vazgeçme

Özet

Karşılıklı hak ve ödevler bağlamında hukuki düzenlemelere bağlanmış vergilendirme süreçlerinde vergi mükellefleri ve vergi idaresi arasında vergisel problemler, ihtilaflar ortaya çıkabilmekte ya da vergi kanunlarında yazılı bulunan hükümlere aykırı davranışlar neticesinde vergi idaresi yasal ve Anayasal mevzuattan aldığı yetkiyle cezai yaptırımalar uygulayabilmektedir. Mükellefler bu cezaları herhangi bir idari ya da yargı sürecine başvurmadan ödeme yolunu seçtikleri gibi idari ve yargısal yollara da başvurabilmektedirler. İdare ile mükellefler arasında vergiye gönüllü uyumu artırmak ve yargı süreçlerinin ağır külfetlerinden kurtulmak için deyim yerindeyse bir barış yolu olarak; 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 379. maddesinde yapılan düzenleme ile hayata geçirilen Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesi çalışmanın konusunu oluşturmakla birlikte, çalışmada bahse konu uyuşmazlık çözüm yolunun yasal zemini ve uygulama süreçleri istatistiki verilerden de faydalanılarak ortaya konacaktır.

Giriş

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun hükümleri uyarınca İdare tarafından ikmalen, re’sen ve idarece tarhiyat yapılabilmekte ve mükellefler tarhiyata konu vergi ve cezaları isterlerse ödemekte, isterlerse de kendilerine yasal ve anayasal olarak mevzuatla tanınmış hakları olan idari ve yargısal çözüm yollarına başvurabilmektedirler.

İdari çözüm yolları olarak, her durumun kendi özgününde değerlendirilebilecek olmakla birlikte, hata düzeltme, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma müesseseleri sayılabilir.

İdari ve yargısal çözüm yolları kanunlarla belirli sürelere bağlanmış olup, mükellefler idari yolu kullanmadan direk olarak yargısal sürece de başvurabilirler.

Çalışmanın I/B bölümünde değinilecek Vergi yargısının güncel durumu da göz önüne alındığında yargısal çözüm süreci özellikle süre bağlamında mükelleflere ve idareye ciddi külfetler yüklemekte ve bunun neticesinde, yargı sürecinde tesis edilebilecek birtakım alternatif uyuşmazlık çözüm yolları, olanakları oluşturulabilmektedir.

Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesi bu ihtiyacın doğurduğu, ihtilafların dava aşamasında uzlaşmayla nihayetlendirilmesini amaçlayan ve tarafları bu yönüyle uzun ve her anlamda yorucu yargılama süreçlerinden ‘kurtaran’  bir uyuşmazlık çözüm yolu olup, madde metninin gerekçesi, amaçladıkları, kronolojisi ve vergi yargısının güncel durumu ile birlikte değerlendirildiğinde anlamı ve önemi daha etkin bir şekilde ortaya konulabilecektir.

Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesine duyulan ihtiyaç

Gerek vergi yargısının üst mercii olarak Danıştay’ın dört dava Dairesinde görülmekte olan davaların uzun yıllar alması, tahsilatın gecikmesi, mükelleflerin asıl işleri olan olağan ekonomik ve ticari faaliyetleri dışında sayılabilecek süreçlerle muhatap olarak genel ekonomik verimlilik başta olmak üzere oluşturduğu olumsuz etkiler, mükellef ile idare arasında yarattığı genel ‘hasımlık’ duygusu ve daha birçok başkaca nedenden dolayı Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesi bahse konu olduğu gibi belirli ihtiyaçlara cevap vermek için ihdas edilmiştir. 

Bugün gelinen noktada, yargılama sürecinin sonuçlanmasını beklemeksizin tarhiyat ve cezalara ilişkin uyuşmazlıkların yargılama aşamasında da çözümlenmesini ve böylece İdare ile mükellefler arasında tarhiyat ve cezalara ilişkin çözüm ve uyumu her aşamaya yaymayı sağlayacak bir müesseseye ihtiyaç duyulmuştur.

Bu anlamda, İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında da mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amacıyla 7/12/2019 tarihli ve 30971 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 27 nci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun yolundan vazgeçme” müessesesi ihdas edilmiştir. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesinin gerekçesi ve kronolojisi

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun  ‘Vergi Usul Kanununun Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin 379 ila 412 nci madde hükümleri, bu Kanunla kurulan vergi mahkemelerinin göreve başladıkları tarihte yürürlükten kalkar.’ Biçimindeki 63. Maddesi ile kaldırılan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 379-412 maddelerinde vergi uyuşmazlıklarına ilişkin olarak düzenlemeler söz konusuydu. 06.01.1982 tarihinden önce bahse konu maddeler uyarınca; vergi yargılaması Maliye ve Gümrük Bakanlığı bünyesinde oluşturulan itiraz ve temyiz komisyonları ile Danıştay tarafından icra edilmekteydi. Komisyonlar, her ne kadar bağımsız olarak karar verseler de idari yapısı bakımından Bakanlığa bağlıydı. Bu bağlamda bağımsız yargı organı, mercii olarak değerlendirilmeleri mümkün değildi. Bu komisyonlarından geçen vergi uyuşmazlıkları Danıştay’ın incelemesine tabi tutulmaktaydı. Ayrıca, itiraz komisyonlarının bazı kararlarına karşı temyiz komisyonuna başvurma yolu kapalı olduğu için doğrudan doğruya Danıştay’a başvurma imkanı sunulmuştu.213 sayılı Kanunun mülga 387’nci maddesinde düzenlenen “itirazdan vazgeçme” başlığı altında, mükelleflerin itiraz komisyonlarına yapmış oldukları başvurular hakkında karar verilinceye kadar vazgeçebilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, itiraz komisyonuna verilen açık bir vazgeçme dilekçesi ile itiraz ve temyiz hakkından vazgeçilmiş oluyordu.2577 sayılı Kanunun 63’üncü maddesi uyarınca vergi mahkemelerinin göreve başlaması ile birlikte, 213 sayılı Kanunun 379-412 maddeleri ilga edildiğinden itirazdan vazgeçme de kaldırılmış oldu. Söz konusu uygulama, 7194 sayılı Kanunun 27’nci maddesi gereği, 213 sayılı Kanunun 379’uncu maddesine “kanun yolundan vazgeçme” müessesi olarak yeniden ihdas edilmiş olup, 1982 yılından önce uygulanan itirazdan vazgeçmeye benzeyen özellikleri bulunmasına rağmen çok daha geniş ve ayrıntılı düzenlemeler yapılarak mükellefler açısından özendirici nitelik taşıması amaçlanmıştır. (Batur, Yıl: 11, Sayı: 43 (Temmuz 2020))

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mülga (kaldırılan) 379. Maddesi, 05.12.2019 tarihinde kabul edilen 7194 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27. Maddesi ile ‘Kanun Yolundan Vazgeçme’ başlığı ile 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girmek üzere yeniden düzenlenmiştir. Madde metninin gerekçesi şu şekildedir.

‘Maddeyle, İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla Vergi Usul Kanununun mülga 379 uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlenmektedir.

Bu kapsamda, yargılama aşamasında mükelleflerin istinaf veya temyiz yolundan vazgeçmeleri halinde verilen karara göre, dava konusu edilen verginin bir kısmı ve/veya cezanın bir kısmı ya da tamamından vazgeçilmesi ve idarece de ihtilafların sürdürülmemesi yönünde düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde tahakkuk eden vergi ve cezaların vadesi geçirilmeksizin gecikme faiziyle birlikte ödenmesi halinde ayrıca indirim yapılması öngörülmektedir.’ (http://www.erdogduozymm.com, 2019)

‘Kanun Yolundan Vazgeçme’ müessesesinin hayata geçirilmesi ile ilgili olarak sunulan Kanun Teklifinin mezkur madde ile ilgili gerekçesinde; aşağıdaki başlıklar halinde özetlenebilecek amaçlar söz konusudur:

  • İdare ile mükelleflerin yargı aşamasında da anlaşabilmesi.
  • İhtilafların süratle çözüme kavuşturulması.
  • Vergi Yargısı merciilerinin iş yükünün azaltılması.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nda Pişmanlık ve Islah (VUK 371), Vergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirme (VUK 376 ), İzaha Davet ( VUK 370), Tarhiyat Öncesi Uzlaşma (VUK Ek Madde 11) gibi tarhiyat öncesi ve sonrasına şamil olmak üzere çeşitli müesseseler ihdas edilmişken, dava sürecinde Mükellef ile İdare arasında bir uzlaşma, anlaşma sağlanmasını öngörmesi nedeniyle Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesi oldukça önemli  bir düzenlemedir.   

Buna göre, özetle; vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda mükelleflerin, istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde kanun yolundan vazgeçmeleri hâlinde, İdarece de ihtilaflar sürdürülmeyecek, verilen yargı kararının niteliğine göre vergi ve/veya cezalar indirimli olarak tahakkuk edecektir. Bu şekilde tahakkuk eden vergilerin ve/veya cezaların vergiye ilişkin gecikme faiziyle süresinde ödenmesi hâlinde ayrıca indirim uygulanacaktır. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

2.Vergi yargısının güncel durumu

Madde gerekçesinde yazılı nedenler genişletilecek olursa, İdare ile Mükellefler arasında vergisel konularda çok sayıda dava söz konusu olduğunu ve İdare’nin bu davaların önemli bir kısmını kaybettiğini söylemek gerekecektir. Kısmen iptal ve kısmen ret kararları hariç olmak üzere; 2018 yılında vergi mahkemelerinde verilen kararların  %18 ‘i mükellef aleyhine ve %46’sı ise mükellef lehinedir. Mükellef aleyhine 21.885,50 karar söz konusu iken, mükellef lehine olan karar sayısı 54.289,50 olup, aradaki fark 32.404’tür. 116.042 karar üzerinden hesaplama yapılacak olursa İdare’nin yerel mahkeme nezdinde kaybettiği dava oranı % 46,78’dir. Bu oran istinaf ve Danıştay aşamasında daha da artmaktadır. Söz gelimi 2018 döneminde İstinafa konu edilen 53.064 Vergi Mahkemesi kararının % 39,50’si aksi şekilde sonuçlanmıştır. (Batur, Yıl: 11, Sayı: 43 (Temmuz 2020))

Bu her iki taraf için de her anlamda yıllar süren bir külfet sürecidir. Özellikle Gelir İdaresi Başkanlığı’nın öteden beri sürdürdüğü ve birtakım yasal mevzuat değişiklikleri ile hayata geçirmeye çalıştığı ‘Gönüllü Uyum’ politikaları da bu külfetin azaltılması ihtiyacının bir sonucudur. Külfet, salt maddi olmanın da ötesinde özellikle mükellefler ile idare arasında gelişen, deyim yerindeyse ‘hasımlık’ duygusunun ve buna eklenen ‘hantal yargı sürecinin’ toplamı sayılabilecek bir moral/motivasyon bağlamda yükün vergi sistemine ve dolayısıyla kamuya yüklediği gereksiz bir külfet olarak değerlendirilmelidir.

2021 Yılında Danıştay’ın resmi web sitesinde yayımladığında göre; Danıştay Dava Dairelerinden Vergi Dava Dairesi olarak görev yapan;  Üçüncü, Dördüncü, Yedinci ve Dokuzuncu Dava Dairelerinin iş yükü sırasıyla ; %7,91, %13.78, %7,22 ve %9.17’dir. Toplamda Danıştay’ın Vergi Dava Dairesi olarak görev yapan dört Dava Dairesi’nin toplam iş yükü içerisindeki payı %38,08’dir. 2020 yılında bu oran % 34,93, 2019 yılında %32,51, 2018 yılında % 33,91, 2017 yılında ise %31,49 olarak karşımıza çıkmaktadır. (https://www.danistay.gov.tr/icerik/15, 2022)

Sadece 2020 yılında Danıştay Vergi Dava Dairelerinde açılan dava sayısı toplam 21.958, 2019 döneminden devreden dava sayısı 42.649 olmak üzere toplam 64.607 dava bulunmakla birlikte karara bağlanan dava sayısı 25.172 olup kalan 39.435 dava 2021 dönemine devretmiştir.

  • 2020 yılında Danıştay Vergi Dava Dairelerinin Dava Dosyası Durumu

2020 yılında açılan dava sayısı……………………………………  21.958

2019 döneminden devreden dava sayısı………………………….. 42.649

2020 yılında toplam dava sayısı…………………………………...64.607

2020 yılında karara bağlanan dava sayısı………………………….          25.172

2021 dönemine devreden dava dosyası sayısı…………………….39.435

  • Danıştay’ın Vergi Dava Daireleri olan 3,4,7 ve 9. Dava Dairelerinde ;

2018 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı…….30.302

2019 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı …….31.004

2020 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı …….21.958

(https://www.danistay.gov.tr/icerik/15, 2022)

Her ne kadar Kanun Yolunda Vazgeçme müessesesi 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunsa da Danıştay’ın Vergi Dava Dairesi olarak görev yapan dört Dava Dairesi’nin toplam iş yükü içerisindeki payının oransal olarak artmış olmasına bakarak değerlendirme yapmak yerinde olmayabilir.

Başka bir araştırmanın konusu olmakla birlikte, 2018 ve 2019 yıllarını takiben 2020 döneminde % 29,17’lik, 9.046 adet dosya sayısı düşüşünün, çalışmanın konusu olan Kanun Yolundan Vazgeçme müessesi ile ilgisi kuvvetle muhtemeldir. Buna rağmen bir sonraki yıla devreden önemli sayılabilecek miktardaki dosya, vergi yargısının içinde bulunduğu durumun vahametini gözler önüne sermektedir.

Kanun Yolundan Vazgeçme

Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesi 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 379. Maddesinin yeniden düzenlenmesi ile hayata geçirilmiş olup, 20.02.2020 tarihinde 31045 Resmi Gazete’de yayımlanan 217 sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bahse konu müessesenin kapsamı, yasal dayanağı ve uygulama esasları ile ilgili olarak gerekli açıklamalar yapılmıştır.

1.Vergi Usul Kanunu 379. Madde

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun yeniden düzenlenen Kanun Yolundan Vazgeçme başlıklı 379. Maddesi metni  aşağıdaki gibidir:

Kanun yolundan vazgeçme:
Madde 379

Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

  1. Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
  2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i,

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.

Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.

Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer'ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir. (213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU, 1961)

Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesine konu edilecek bir yargı kararının;

  1. Vergi/ceza ihbarnamesine karşı kanunda belirtilen sürelerde dava açılmış olmalıdır.
  2. Vergi Mahkemesinde istinaf yolu açık karar verilmiş olmalıdır.
  3. Bölge İdare Mahkemesine taşınmış karar söz konusu ise temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiş olmalıdır.
  4. (2) ve (3) Bentte yazılı kararlar Danıştay’dan bozma kararı üzerine verilmemiş olmalıdır.

Aşağıdaki türden kararlar madde hükmü kapsamında değerlendirilmez:

  • Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre aşımı gerekçesiyle reddi yönünde verilen,
  • Davanın ehliyet yönünden reddi şeklinde verilen,
  • İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen,
  • Vergi mahkemesince verilip istinaf yolu açık olmayan kesin nitelikli,
  • Bölge idare mahkemesince verilip temyiz yolu açık olmayan kesin nitelikli,
  • Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen,
  • Vergi/ceza ihbarnamesine karşı açılmamış olan davalarda verilen,
  • Beyanname verilmesi üzerine tahakkuk fişi esasına göre yapılan tarhiyatlara açılan davalarda verilen,
  • 213 sayılı Kanun kapsamında yapılan şikâyet yoluyla müracaatın reddi üzerine açılan davalarda verilen,
  • Ödeme emrinin tebliği, haciz gibi takip ve tahsilat işlemlerine karşı açılan davalarda verilen kararlar ile buna benzer kararlar kanun yolundan vazgeçme müessesesi kapsamında değildir.(VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.1.Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesinden Yararlanma Şartları

  • Bu müessese kapsamında olan yargı kararının mahkemece mükellefe tebliği üzerine, mükellef için geçerli olan istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde, kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin dava konusu edilen vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

    -Söz gelimi vergi mahkemesi kararı 10.11.2021 tarihinde kendisine tebliğ edilen mükellefin istinafa başvurma süresi 30 gün olup, bu süre aynı zamanda Kanun Yolundan Vazgeçme dilekçesini İdareye vermesi için de son gündür. Tüm günleri işgünü olarak kabul edecek olursak; 12.2021 tarihi mükellef için kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verilmesi için son gündür. Başvuruların, mükellef için geçerli olan istinaf ve temyiz süreleri içerisinde yapılması gerekmekte olup, bu sürelerden sonra yapılan başvurular için madde hükümlerinin uygulanması olanaksızdır. Yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi veya özel dağıtım şirketleri tarafından getirilmesi hâlinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınır.

  • Kanun yolunun kullanılmasından vazgeçilen kararın mükellefe tebliğ edildiği tarihi gösteren belge (mahkemeden alınan belge, tebliğ tarihini gösteren tebligata ilişkin belge vs.) ile birlikte verilen karar örneğinin bu dilekçeye eklenmesi gerekmektedir.  Kanun yolundan vazgeçme başvurusu, mükellefin veya vekilinin ya da temsilcisinin ad ve soyadları veya unvanları ile imzalı olarak ve dava konusu vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine hitaben yazılan bu Tebliğ ekinde yer alan dilekçe (Ek-1) ile yapılır. Kanun yolundan vazgeçilen her bir karar için ayrı ayrı dilekçe verilir.
  • Verilen dilekçede dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğinin beyan edilmesi gerekmektedir. Dava konusu edilen vergi ve/veya cezaların bir kısmı için veya birden fazla ihbarnamenin tek davaya konu olması durumunda ihbarnamelerin biri ya da bir kısmı için başvuru yapılmış olması hâlinde söz konusu madde hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.2.Tahakkuk edecek vergi ve/veya cezalar

 İstinaf veya temyiz yolu seçilmeyerek Kanun Yolundan Vazgeçilmesi durumunda mezkur yargı kararına göre aşağıdaki şekilde hesaplama yapılır.   

  • Konusu sadece vergi olan davalarda, bu verginin kaldırılması durumunda verginin %60’ı tahakkuk edecek, verginin kalan %40’ı terkin edilecek, bu verginin tasdik edilmesi durumunda ise verginin tamamı tahakkuk edecektir.
  • Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının kaldırılması durumunda, verginin %60’ı tahakkuk edecek, verginin kalan %40’ı ve vergi ziyaı cezasının tamamı terkin edilecektir.
  • Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının tasdik edilmesi durumunda, verginin tamamı ve vergi ziyaı cezasının %75’i tahakkuk edecek, vergi ziyaı cezasının kalan %25’i terkin edilecektir.
  • Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması durumunda, bu cezaların %25’i tahakkuk edecek, kalan %75’i terkin edilecek, bu kapsamdaki cezaların tasdik edilmesi hâlinde ise cezaların %75’i tahakkuk edecek, kalan %25’i terkin edilecektir.
  • Yargı mercilerince vergi ve/veya cezaların kısmen tasdik edilmesi kısmen kaldırılması durumunda da vergi ve/veya cezalar, tasdik edilen ve kaldırılan kısmına göre yukarıda yer verilen oranlarda tahakkuk edeceğinden tahakkuk edecek kısımlar dışında kalan tutarlar terkin edilecektir. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.3.Vergi dairesince yapılması gereken İşlemler

Mükelleflerin kanun yolundan vazgeçmeye ilişkin dilekçelerini vermeleri üzerine vergi dairesince dilekçe;

  1. Başvuruya ilişkin yargı kararının, kararın mükellefe tebliğ edildiği tarihi gösteren belgeyle birlikte dilekçeye eklenip eklenmediği,
  2. Başvuruya ilişkin yargı kararının kanun yolundan vazgeçme kapsamında olup olmadığı,
  3. Başvurunun ilgisine göre 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8 inci maddesi de dikkate alınarak istinaf veya temyiz süresinde yapılıp yapılmadığı

yönlerinden incelenir.

  • Yapılan başvurunun gerekli şartları sağlaması hâlinde başvuru tarihi itibarıyla vergi ve/veya cezalar 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinde belirlenen oranlarda tahakkuk edeceğinden, buna ilişkin tahakkuk fişi düzenlenir.
  •   Tahakkuk fişi ile ilgili olarak 213 sayılı Kanun ve diğer mevzuat uyarınca vergi dairesince gerekli işlemler yapılır.
  • Tahakkuk tarihinden başlamak üzere 1 aylık ödeme süresi esas alınmak suretiyle vade belirlenir. Kanun yolundan vazgeçilmesinden evvel mahkeme kararına göre tahakkuk eden tutarlar var ise terkin edilir.
  • Kanun yolundan vazgeçme kapsamında verilen dilekçeler, ilgili Vergi Dairesi tarafından;  dilekçe ekinde verilmiş olan kararlar ve tebliğ tarihini gösteren belgelerle birlikte 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinde yer alan hükümlere ve söz konusu madde kapsamında İdarece de ihtilafın sürdürülmeyeceğine ilişkin açıklamalara da yer verilmek suretiyle üst yazı ile birlikte derhal ilgili yargı merciine gönderilir. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.4.Ödeme ve süresinde ödemeye bağlı olarak yapılacak indirim

Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden tutarlar, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Tahakkuk eden tutarların vadesinde ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir. Vadesinde ödenmeyen tutarlar için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

Tahakkuk eden vergilere kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanır.

Söz gelimi; 2020/07 döneme ait KDV ile ilgili tarhiyata esas olmak üzere Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesi kapsamında 11.11.2020 tarihinde verilen başvuru dilekçesine istinaden yapılan işlemler neticesinde;  05.02.2021 tarihinde tahakkuk eden tutarlar 05.03.2021 tarihinde ödenmelidir.(Tüm günler iş günü kabul edilmiştir.) Ancak bu tarihte ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir. Ayrıca 2020 07 döneme ait KDV tahakkukunun normal vadesi 26/08/2020 olduğuna göre; 26/08/2020 tarihinden dilekçe tarihi olan 11.11.2020tarihine kadar gecikme faizi hesaplanacaktır. Mükellefin ödemesini tahakkuk tarihi olan 05.03.2021 tarihinden 3 ay sonra 05.06.2021 tarihinde ödediğini varsayarsak; bu 3 aylık süre için ise için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca gecikme zammı hesaplanacaktır.

Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden vergi ve cezaların %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bir ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Bu durumda, gecikme faizi verginin indirimden sonra kalan %80’lik kısmı üzerinden hesaplanır. Ancak, mahkeme kararında tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında bu indirim yapılmaz. Dolayısıyla, vergide söz konusu indirim ancak, kanun yolundan vazgeçme kapsamındaki kararda verginin kısmen ya da tamamen kaldırılan kısmı üzerinden tahakkuk eden tutardan yapılabilir.

İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve vergi cezaları ile gecikme faizinin birlikte ve tamamen (indirilen kısımları hariç) süresinde ödenmesi şarttır.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve cezalar için 379 uncu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, kanun yolundan vazgeçme kapsamında ödenecek tutarlara mahsup edilir. Söz konusu mahsup işleminden dolayı iadesi gereken bir tutar bulunması hâlinde ise 6183 sayılı Kanun kapsamında ret ve iade işlemi yapılır. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

1.5.Örnek ödeme tablosu

Konunun anlaşılması açısından aşağıda ödenmesi gereken tutarın 100 TL olarak esas alındığı bir tablo yer almaktadır:

VUK 379 KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME ÖRNEK TABLO 
Tabloda ödenmesi gereken tutar 100 TL olarak kabul edilmiştir.Vergi Mahkemesi veya Bölge İdare Mahkemesi Tarafından KaldırılmışsaVergi Mahkemesi veya Bölge İdare Mahkemesi Tarafından Tasdik Edilmişse 
 
Alacak KonusuÖdemeİndirimli ÖdemeÖdemeİndirimli Ödeme 
Vergi Aslı6048100100 
Vergi Ziyaı Cezası007560 
Vergi Aslı Dava Konusu
Edilmeyen veya Kaçakçılığa İştirak
Nedeniyle Kesilen Vergi Ziyaı Cezası

25207560 
Usulsüzlük25207560 
Cezası ve/veya Özel Usulsüzlük 

(https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2020-45.aspx, 2020)

2.Kanun yolundan vazgeçmeye ilişkin örnekler

Örnek 1: 

Torbalı Vergi Dairesi Mükelleflerinden Mükellef (X) A.Ş. hakkında, 2021 Temmuz dönemine ilişkin olarak  yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen rapor uyarınca 500.000 TL KDV  re’sen tarh edilmiş, 500.000 TL tutarında da vergi ziyaı cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi mükellefe tebliğ edilmiştir. Mükellef Kurum (X) A.Ş. bahse konu ihbarnameye karşı kanuni süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama neticesinde vergi mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere vergi ve cezanın tamamının tasdik edilmesi yönünde karar vermiştir. Yargılamaya ilişkin mahkeme kararı; İdareye 05/02/2022’de, mükellefe ise 05/03/2022’de tebliğ edilmiştir.

 Mükellef Kurum (X) A.Ş.’nin 30 günlük istinaf süresi, kendisine yapılan tebliğ tarihi olan 05/03/2022 itibaren başlamaktadır. Bu durumda, 04/04/2022 tarihine kadar kanun yolundan vazgeçme kapsamında başvurunun yapılması şartıyla mükellef 379. madde hükmünden yararlanabilecektir.

Mükellef Kurum (X) A.Ş son başvuru günün beklemeden 30/03/2022 tarihinde kanun yolundan vazgeçme kapsamında Torbalı Vergi Dairesi’ne başvurmuştur. Bu durumda;

- 500.000 TL vergi tasdik edildiği için bu tutarın tamamı ve

- Vergiye bağlı 500.000 TL vergi ziyaı cezası tasdik edildiği için bu tutarın %75’i olan 375.000 TL  olmak üzere toplamda 875.000 TL (500.000 TL vergi + 375.000 TL vergi ziyaı cezası) tahakkuk edecek, 125.000 TL tutarındaki ceza kısmı ise terkin edilecektir. (500.000 TL tutarlı vergi ziyaı cezasının % 25’i)

 Tahakkuk tarihi Mükellef Kurum (X) A.Ş’nin kanun yolundan vazgeçme dilekçesini verdiği tarih olan 30/03/2022 olacaktır. Mezkur madde hükmü uyarınca tahakkuk eden tutarların 1(bir) ay içinde ödenmesi gerektiğinden son ödeme tarihi 30/04/2022 olarak tespit edilecektir. Ancak 30/04/2022 tarihi cumartesi gününe rastladığı için VUK 18. Maddesi uyarınca son ödeme tarihi takip eden ilk işgünü olan 02/05/2022 olarak belirlenir.

213 sayılı Kanunun 112 nci maddesine göre,2021 Temmuz dönemine ait  KDV’nin normal vade tarihi olan 26/08/2021 tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih olan 30/03/2022 tarihine kadar 500.000 TL tutarındaki KDV üzerinden gecikme faizi hesaplanacaktır.

Mükellef Kurum (X) A.Ş’nin  ödeme süresinin son günü olan 02/05/2022 tarihine kadar;

- Tahakkuk eden KDV tutarının tamamı olan 500.000 TL’yi,

- 500.000 TL vergi üzerinden hesaplanacak gecikme faizini ve

- Tahakkuk eden ceza tutarının %80’i (375.000 * %80 = 300.000 TL) olan 300.000 TL’yi

birlikte ödemesi durumunda tahakkuk eden ceza tutarının %20’si olan 75.000 TL ayrıca indirilecektir.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi dâhil tutarlar, kanun yolundan vazgeçme kapsamında ödenecek tutarlara mahsup edilecektir.

Mükellefin vadesinde ödeme yapmaması, kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecek, yukarıda açıklanan vadesinde ödemeye bağlı indirim imkânından yararlanılamayacaktır.6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işlem yapılacağı tabiidir. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

Örnek 2:

Ağrı Vergi Dairesi Mükelleflerinden Mükellef Gerçek Kişi (W) hakkında 2020/Ocak dönemine ilişkin yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen rapor uyarınca Ağrı Vergi Dairesince 400.000 TL re’sen KDV tarh edilmiş, 400.000 TL vergi ziyaı cezası kesilmiş ve bu tarhiyata dair vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiştir.

Mükellef Gerçek Kişi (W) bu ihbarnameye karşı süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama neticesinde vergi mahkemesi tarafından istinaf yolu açık olmak üzere verginin 100.000 TL ve bu vergiye bağlı vergi ziyaı cezasının 100.000 TL tutarındaki kısımlarının tasdik edilmesi, vergi ve cezanın kalan kısımlarının ise kaldırılması yönünde karar verilmiştir. Buna ilişkin mahkeme kararı;  İdareye 20/08/2021 tarihinde, mükellefe ise 01/09/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Mükellef Gerçek Kişi (W) açısından 30 günlük istinaf süresi, kendisine yapılan tebliğ tarihi olan 01/09/2021  itibaren başladığından 01/10/2021 tarihine kadar kanun yolundan vazgeçme kapsamında başvurunun yapılması şartıyla mükellef  VUK 379 uncu madde hükmünden yararlanabilecektir.

Mükellef  başvuru için kendisine tanınan son gün olan 01/10/2021 tarihinde, kanun yolundan vazgeçme kapsamında Ağrı Vergi Dairesine başvurmuştur. Bu durumda;

- 100.000 TL vergi tasdik edildiği için bu tutarın tamamı,

- 300.000 TL vergi kaldırıldığı için bu tutarın %60’ı olan 180.000 TL ve

- Bu vergiye bağlı 100.000 TL vergi ziyaı cezası tasdik edildiği için bu tutarın %75’i olan 75.000 TL

olmak üzere toplamda 355.000 TL (280.000 TL vergi + 75.000 TL vergi ziyaı cezası) tahakkuk edecek, kalan tutar olan 82.500 TL (120.000 TL vergi + 325.000 TL vergi ziyaı cezası) terkin edilecektir.

Mükellef kanun yolundan vazgeçme dilekçesini 01/10/2021 tarihinde verdiğinden bu tarih tahakkuk tarihi olacaktır. Tahakkuk eden tutarların maddeye göre 1(bir) ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda son ödeme tarihi 01/11/2021 olacaktır.

213 sayılı Kanunun 112 nci maddesine göre, KDV’nin normal vade tarihi olan 26/02/2020 tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih olan 01/10/2021 tarihine kadar 280.000 TL tutarındaki vergi üzerinden gecikme faizi hesaplanacaktır.

Mükellefin ödeme süresinin son günü olan 02/11/2021 tarihine kadar;

- Tasdik edilen vergi tutarının tamamı olan 100.000 TL’yi,

- Kaldırılan vergiye ilişkin tahakkuk eden 180.000 TL’nin %80’i (180.000 * %80 = 144.000 TL) olan 144.000 TL’yi,

- 244.000 TL (100.000 TL + 144.000 TL) vergi üzerinden hesaplanacak gecikme faizini ve

- Tahakkuk eden ceza tutarının %80’i (75.000 * %80 = 60.000 TL) olan 60.000 TL’yi

birlikte ödemesi durumunda verginin kaldırılan kısmına ilişkin tahakkuk eden tutarının % 20’si olan 36.000 TL( 180.000* % 20=36.000 TL )  ve cezanın tahakkuk eden tutarının %20’si olan 15.000 TL( 75.000*%20=15.000 TL)  [toplamda, 36.000 TL vergi +15.000 TL vergi ziyaı cezası = 51.000 TL] ayrıca indirilecektir. Daha önce 280.000 TL üzerinden hesaplanan gecikme faizinin buna göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi dâhil tutarlar, kanun yolundan vazgeçme kapsamında ödenecek tutarlara mahsup edilecektir.

Mükellefin vadesinde ödeme yapmaması, kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecek, yukarıda açıklanan vadesinde ödemeye bağlı indirim imkânından yararlanılamayacaktır.6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işlem yapılacağı tabiidir. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

Örnek 3:   

Kurumlar vergisi mükellefi Mükellef (Q) Ltd. Şti. hakkında 2020 hesap döneminin Kurumlar Vergisi yönünden incelenmesi sonucunda düzenlenen rapor  uyarınca  Şirinyer  Vergi Dairesince, 1.000.000 TL Kurumlar Vergisi tarh edilmiş ve buna bağlı olarak 1.000.000 TL vergi ziyaı cezası kesilmiştir.

Mükellef (Q) Ltd. Şti. bu ihbarnameye karşı vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama neticesinde vergi mahkemesi tarafından istinaf yolu açık olmak üzere davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karar mükellefe 10.11.2021 tarihinde tebliğ edilmiş ve Mükellef Kurum 15.11.2021 tarihinde  istinaf süresi içerisinde Şirinyer Vergi Dairesine kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vermiştir.

Ancak vergi mahkemesi kararına göre vergi/ceza ihbarnamesine süresinde dava açılmamıştır. Bu bağlamda Mahkeme  davanın süre aşımı yönünden reddine  karar vermiştir. Dolayısıyla söz konusu karar kanun yolundan vazgeçme kapsamında olmadığından, mükellef  kurumun bu müesseseden yararlanması olanaksızdır. (VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517), 2020)

Örnek 4:

Mükellef (C) hakkında kdv2020/09 dönemine ilişkin yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen rapor uyarınca bağlı olduğu vergi dairesince 500.000 TL re’sen KDV tarh edilmiş,500.000 TL vergi ziyaı cezası kesilmiş ve buna ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiştir. Mükellef bu ihbarnameye karşı süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda vergi mahkemesi tarafından istinaf yolu açık olmak üzere verginin 200.000 TL ve bu vergiye bağlı vergi ziyaı cezasının 200.000 TL tutarındaki kısımlarının tasdik edilmesi, vergi ve cezanın kalan kısımlarının ise kaldırılması yönüne karar verilmiştir. Buna ilişkin mahkeme kararı , İdareye 25/09/2021 tarihinde, Mükellefe ise 06/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Mükellef Vergi Usul Kanunu’nun 379. Maddesinde düzenlenen kanun yolundan vazgeçme müessesesinden faydalanmak istemektedir.

İstenilenler: Aşağıdaki durumları yukarıda belirtilen örnek olay çerçevesinde kanuni dayanaklarıyla birlikte açıklayınız.

  • Mükellefin VUK 379 .maddesi hükmünden yararlanabilmesi için Kanunun hüküm altına aldığı başvuru süresinin  son gününün hangi tarih olduğunu, başvuru süresinin son gününde yararlanılması halinde vergi ve cezalarının tahakkuk tarihi ve tutarını belirtiniz?
  • Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesinden Kanun’da belirtilen başvuru süresinin son gününde yararlanılması durumunda tahakkuk eden vergi ve varsa cezaların son ödeme gününün hangi tarih olacağını ve bu süre içerisinde gereken ödeme yapılması halinde terkin edilecek tutarları hesaplayınız.

Veriler :

  • Tüm tarihler iş günü olarak kabul edilecektir.
  • Gecikme Faizi hesaplamasına gerek bulunmamaktadır.
Cevap :

a-7194 sayılı kanunun 27 nci maddesiyle yeniden düzenlenmek suretiyle 01.01.2020 tarihinden

itibaren hüküm ifade etmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379’ uncu maddesiyle Kanun Yolundan Vazgeçme müessesi ihdas edilmiştir. Söz konusu müessese ile vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

  1. Kaldırılan vergi tutarının %60'ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75'i,
  2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25'i ve tasdik edilen tutarının %75'i, mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edeceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılacağı, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmayacağı, indirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesinin şart olduğu da bahse konu hükümden faydalanma şartları olarak sayılmıştır.517 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile mezkûr 379 uncu maddenin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar belirlenmiştir.

Mükellefin 30 günlük istinaf süresi, kendisine yapılan tebliğ tarihinden itibaren başladığından 05/11/2021 tarihine kadar kanun yolundan vazgeçme kapsamında başvurunun yapılması şartıyla mükellef 379 uncu madde hükmünden yararlanabilecektir.

Mükellef başvuru süresinin son günü olan 05/11/2021 tarihinde kanun yolundan vazgeçme kapsamında bağlı olduğu vergi dairesine başvurmuştur. Bu durumda;

- 200.000 TL vergi tasdik edildiği için bu tutarın tamamı,

- 300.000 TL vergi kaldırıldığı için bu tutarın %60’ı olan 180.000 TL ve

- Bu vergiye bağlı 200.000 TL vergi ziyaı cezası tasdik edildiği için bu tutarın %75’i olan 150.000 TL olmak üzere toplamda 530.000 TL (380.000 TL vergi + 150.000 TL vergi ziyaı cezası) tahakkuk edecek, kalan tutar olan 470.000 TL (120.000 TL vergi + 350.000 TL vergi ziyaı cezası) terkin edilecektir.

Mükellef kanun yolundan vazgeçme dilekçesini 05/11/2021 tarihinde verdiğinden bu tarih tahakkuk tarihi olacaktır.

b- Tahakkuk eden tutarların maddeye göre 1 ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda son ödeme tarihi 05/12/2021 olacaktır.

Mükellefin ödeme süresinin son günü olan 05/12/2021 tarihine kadar;

- Tasdik edilen vergi tutarının tamamı olan 200.000 TL’yi,

- Kaldırılan vergiye ilişkin tahakkuk eden 180.000 TL’nin %80’i (180.000 * %80 = 144.000 TL) olan 144.000 TL’yi,

- 344.000 TL (200.000 TL + 144.000 TL) vergi üzerinden hesaplanacak gecikme faizini ve

- Tahakkuk eden ceza tutarının %80’i (150.000 * %80 = 120.000 TL) olan 120.000 TL’yi

birlikte ödemesi durumunda verginin kaldırılan kısmına ilişkin tahakkuk eden tutarının % 20’si olan 36.000 TL ve cezanın tahakkuk eden tutarının %20’si olan 30.000 TL (toplamda, 36.000 TL vergi +30.000 TL vergi ziyaı cezası = 66.000 TL) ayrıca indirilecektir.

(TÜRMOB 2022/1 DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVI VERGİ TEKNİĞİ 05/06/2022 SORU:2, 2022)

Sonuç

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun mülga 379. maddesinde yapılan düzenleme ile hayata geçirilen Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesi mezkur Kanunun 387. madde hükümlerinde düzenlenen itirazdan vazgeçme müessesesine benzemesi nedeniyle ilk olma özelliğini haiz olmasa da eski uygulamadan daha geniş ve detaylı uygulamaları barındırması  ve bu yönüyle mükellefleri teşvik edici yönleri nedeniyle farklı değerlendirilmelidir.  Zira 379. Madde ile düzenlenen Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesinde vergi ve buna bağlı cezalarda indirime gitme, terkin etme ve vadesinde ödendiğinde ayrıca indirim yapma gibi teşvik edici düzenlemeler söz konusudur.

Vergi İdaresi ile mükellefler arasında meydana gelen ihtilafların yarattığı maliyetler birçok başlıkla detaylandırılabilir. Bunların önem sırası bakış açısına göre değişebilir. İdare açısından; bir kamu alacağı olan vergi alacağının tahakkuk ettikten sonra sürecek idari ve yargısal süreçler nihayetlenmeden kesinleşemeyeceğinden bahisle tahsilat sorunu anlamına geleceğini söylemek yanlış olmayacakken, mükellefler açısından da hak etmediklerini düşündükleri  bir tarhiyata karşı yasal ve anayasal haklarını kullanmak her ne kadar en tabi hakları olsa da ülkemiz açısından düşünüldüğünde uzun yargı süreçlerinin yaratacağı maddi-manevi külfetin yıpratıcı etkisi göz önüne alınmalıdır. Ayrıca normal ekonomik işleyiş içerisinde ve vergi mevzuatında yazılı hükümlerin mantığı ve konuluş gerekçeleri bağlamında vergisel süreçlerin tarafları olarak nitelendirilebilecek taraflar olan idare ve mükellef arasına, dolayısıyla mükellef ile devlet arasına deyim yerindeyse olağan dışı bir durum olarak giren ihtilaf süreçleri, mükellefler nezdinde beraberinde bir ‘hasımlık’ duygusunu da geliştirebilecektir. Uzun yargısal süreçlerin yargı sistemi ve kamu dahil olmak üzere tüm taraflara yüklediği külfetler her tarafın kendi olağan iş akışı açısından önemli bir anomali olarak istenmeyen moral/motivasyon yükleri de beraberinde taşıyacaktır.

Bunlar vergisel ihtilafların belli başlı sonuçları olarak sıralanabilir. Sayısı ve içeriği kuşkusuz çoğaltılabilir.

Çalışmanın konusu olan Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesi yukarıda sıralanan ve tüm taraflar adına pek de istenmeyen uzun ve yorucu süreçler anlamına gelen durumların sonlandırılması ve bu bağlamda işlemlere taraf olanlar açısından karşılıklı fayda anlamına gelebilecek bir alternatif, barışçıl yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bahse konu müessesenin hayata geçme oranı gerekçesinde yazılı amaçlara ulaşmasındaki etkinliğini de ortaya koyacaktır.

Vergi Dava Dairelerinin, Danıştay’ın toplam iş yükü içerisindeki payının son beş yılda; 2017 yılında   %31,49,   2018 yılında %33,91,   2019 yılında %32,51, 2020 yılında %34,93 ve 2021 yılında %38,08 olduğuna bakarak; her ne kadar Kanun Yolunda Vazgeçme müessesesi 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunsa da Danıştay’ın Vergi Dava Dairesi olarak görev yapan dört Dava Dairesi’nin toplam iş yükü içerisindeki payının oransal olarak artmış olmasına bakarak değerlendirme yapmak yerinde olmayabilir.

Ancak  Danıştay’ın Vergi Dava Daireleri olan 3,4,7 ve 9. Dava Dairelerinde;

  • 2018 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı 30.302
  • 2019 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı 31.004
  • 2020 yılında açılan Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısı 21.958

Elimizdeki kamuya açık kaynaklardan edinilen kısıtlı verilerin daha kapsamlı bir değerlendirme yapmamıza olanak vermemesi nedeniyle kesin birtakım neticelere varılamasa da;  2018 ve 2019 yıllarını takiben 2020 döneminde Temyiz ve Karar Düzeltme Dosya Sayısında % 29,17’lik, (9.046 adet dosya)  düşüşün, çalışmanın konusu olan Kanun Yolundan Vazgeçme müessesi ile ilgisi kuvvetle muhtemeldir.

Mükelleflerin yargı süreçlerinin uzunluğu noktasında yapılacak iyileştirmelerle birlikte Kanun Yolundan Vazgeçme müessesine başvuru yapma olasılıkları arasında bir negatif korelasyon oluşabileceğini eklemek gerekir. Zira maddenin ihdas edilmesinin gerekçesi; vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması biçiminde özetlenecek olursa; tersten bir okumayla vergi ihtilaflarının daha hızlı çözüleceği bir yargı sistemi tesis edilirse mükelleflerin vergi mahkemesi tarafından kaldırılan cezaların bir kısmını ödeme pahasına bahse konu madde hükümlerine başvurularda düşüş yaşanacağını ve teşvik edici hükümlerin mükellefler lehine artırılmasının gerekebileceği söylenebilir.

Anayasanın vergilendirme ilkeleri ve eşitlik ilkesi başta olmak üzere vergi mükelleflerinin ve yurttaşların tamamının adalet ve eşitlik duygularını zedeleyici yönlerinin olup olmadığı başka bir çalışmanın konusu olmakla birlikte bu bağlamda yaratacağı hassasiyetin de kamu otoritesi olarak kanun koyucular tarafından hesaplanması ve vergi tahsilatı ve gönüllü uyum bağlamında yapısal birtakım düzenlemelerle kolaycı ve eşitsizlik yaratacak değil, genel kabul görecek, kamu vicdanını yaralamayacak, vergide gönüllü uyumu vergi mükelleflerinin geneline yayılacak bir perspektifle ele alacak uzun vadeli müesseselerin ihdas edilmesi daha isabetli olacaktır.

Belirtmeden geçmemek gerekir ki; Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesinin başarısı ve etkinliği ile ilgili kesin veriler Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sisteminde olup, vergi mahremiyeti ya da devlet sırrı vb. kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan bu genel verilerle ilgili olarak Torbalı Vergi Dairesi aracılığı ile İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’na yaptığımız başvuruya karşılık; Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü tarafından tarafımıza verilen 15/09/2022 tarihinde verilen cevapta; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Vergi Mahremiyeti" başlıklı 5 inci maddesinde düzenlenen vergi mahremiyeti gerekçe gösterilerek olumsuz cevap almış durumdayız.

Bahse konu genel veriler elde edilebilseydi çalışmada; Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesinin ulaştığı başarıyı ölçmemiz, analiz etmemiz ve bu yönüyle Danıştay Vergi Dava Dairelerinin iş yükündeki azaltmayla ilişkilendirmemiz mümkün olabilirdi. Çalışma mevcut verilerle Kanun Yolundan Vazgeçme müessesesini ortaya koymayı amaçlamıştır.

Bu çalışma, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi Kasım-2022 Sayısında yayımlanmıştır.


(1) 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU. (1961, 01 04).
(2)7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. (2019, 05 12).
(3)Batur, Ö. (Yıl: 11, Sayı: 43 (Temmuz 2020)). VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDA KANUN YOLUNDNA VAZGEÇME MÜESSESESİ. The Institution of Giving up the Legal Remedy in Tax Disputes ,TAAD,, 203-217.
(4)http://www.erdogduozymm.com. (2019, ARALIK 07). http://www.erdogduozymm.com. HAZİRAN 21, 2022 tarihinde http://www.erdogduozymm.com: http://www.erdogduozymm.com/2019/12/7194-sayili-kanunun-gelir-vergisi-kanunu-degisikligi-ile-ilgili-maddeleri-ve-gerekceleri/ adresinden alındı
(5)https://www.danistay.gov.tr/icerik/15. (2022, 08 01). 08 01, 2022 tarihinde https://www.danistay.gov.tr/icerik/15 adresinden alındı
(6)https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat. (2022, 09 01). https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat. 09 01, 2022 tarihinde https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat adresinden alındı
(7)https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2020-45.aspx. (2020, 02 20). https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2020-45.aspx. 09 22, 2022 tarihinde www.verginet.net: https://www.verginet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2020-45.aspx adresinden alındı
(8)TÜRMOB 2022/1 DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVI VERGİ TEKNİĞİ 05/06/2022 SORU:2. (2022, 09 16). https://www.tesmer.org.tr/. 09 16, 2022 tarihinde https://www.tesmer.org.tr/: https://www.tesmer.org.tr/ adresinden alındı
(9)UYANIK, A. (Temmuz-Aralık 2019; 177). Vergi Bilinci ve Vergiye Gönüllü Uyumun Vergi Gelirleirne Etkilerinin Değerlendirilmesi. Maliye Dergisi, 354-386.
(10)VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517). (2020, ŞUBAT 20). VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 517). RESMİ GAZETE 31045.
(11)YEĞEN, B., & TURAN, M. (Cilt No.: 16, Sayı No.: 191, 2020). BİR BARIŞÇIL ÇÖZÜM YOLU OLARAK KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME MÜESSESESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Mali Hukuk Dergisi, 3105-3134.
(12)YILDIRIM, M. B. (2021, Nisan 26). Vergi Davaları ve Kanun Yolundan Vazgeçme. Haziran 21, 2022 tarihinde https://www.alomaliye.com: https://www.alomaliye.com/2021/04/26/vergi-davalari-ve-kanun-yolundan-vazgecme-mahmut-bulent-yildirim-ymm/ adresinden alındı

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor