Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Okan ALTUNAKAR
Okan ALTUNAKAR
798OKUNMA

Şirketlerde finansal yönetim ve kredi kullanımını etkileyen davranışlar

Finansal yönetimi, kolay anlaşılır olması açısından, şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli finansal kaynakları temin etmek ve bu kaynakların öncelikli olarak nerelerde kullanacağına karar verilmesi olarak tanımlayabiliriz.

Finansal kaynaklar denildiğinde kastedilen unsurlar genel olarak işletme içinde yaratılan fonlar ve işletme dışından sağlanan yabancı kaynaklardır. İşletme içinde yaratılan fonların en önemlisi satışlardan kaynaklanan cirodur. Bu fonun miktarı, vadesi, maliyeti işletmenin uygulamakta olduğu satış politikasına göre şekillenmektedir. İşletmeler bu fonu kontrol edebilmektedir. Ancak dışarıdan temin edilmek durumunda olunan yabancı kaynaklar üzerinde bu şekilde bir kontrol söz konusu değildir. Çünkü söz konusu yabancı kaynakların miktarı, vadesi, maliyeti bu kaynakları sağlayacak kurumların beklentilerine ve para piyasasının koşullarına göre şekillenmektedir.

Bu yazıda, özellikle Türkiye bağlamında önemli konular olan, finansal yönetim ve krediler hakkında bazı görüşler paylaşılacaktır.

Pek çok şirkette yabancı kaynak olarak kullanılan krediler, öz kaynak miktarlarını epey aşmış bir durumdadır. Bu yoğun kredi kullanımı piyasa şokları/ekonomik krizler karşısında şirketleri zora sokmakta, maliyetlerini artırmakta ve hatta iflas/konkordato tehlikesine yol açmaktadır.

Krediler konusunda Turkiye'deki temel sorun genelde finansal yönetim kültürü, özelde ise kredi kullanım kültürüdür. Para piyasasında oluşan kredi faizi aslında bu kültürün sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda eğer kredi faiz oranları açısından bir şeyler yapılmak isteniyorsa, bundan daha önce söz konusu kültürde bir düzelme gerçekleşmesi gerekmektedir.

Yapılan danışmanlıklar sırasında, şirketlerin kredi kullanımını şekillendiren, rasyonellikten uzak bazı tipik davranışlar gözlemlenmektedir:

  1. Kullanılan kredilerin (hem de kısa vadeli olanlarının) artık işletme sermayesine dönüşmüş olması ve üst yönetimin bu durumu doğal bir olgu gibi kanıksamış olması
  2. Satışların ve/veya yatırımların finansmanında gerçekçi fizibiliteler/planlamalar yapılmıyor olması
  3. Finansal kararları şekillendiren tahminlere ilişkin veri setlerinin yüzeysel bir şekilde oluşturuluyor olması
  4. Finansmanda alternatif ve inovatif (yeni) enstrümanlara yönelmekten çekiniliyor olması (Finans departmanının bilgi birikimi ve deneyimi bu konuda ciddi bir sorun oluşturmaktadır)
  5. Değişen para piyasası koşulları baz alınarak krediler bağlamında vade, kaynak, maliyet açılarından dinamik analizler yapılmıyor olması ve statik finansman anlayışıyla yetiniliyor olması
  6. Finansmana "proje" bazlı anlayışla değil, anlık ihtiyacın giderilmesi bağlamında yaklaşılıyor olması
  7. Öz kaynak yetersizliği hafife alınarak, planlama gereksiz görülerek gereğinden fazla bir cesaretle abartılı yabancı kaynak teminiyle işe girişiliyor olması
  8. Muhasebe departmanından finansal yönetim yetkinliklerinin bekleniyor olması

Şirketlerde kredi kullanımını şekillendiren ve bir finans danışmanı açısından önemli direnç noktaları oluşturan bu hususlara elbette başka yanlış uygulamaları da eklemek mümkündür.  

Kredi kullanımına ilişkin bu kültürel sorunların temel kaynaklarını ise genel olarak;

  • işletmede hakim üst yönetim beklentileri
  • sorgulamama-araştırmama kültürü
  • performans yönetimi eksikliği
  • “Eğer bir şey bilinecekse bunu ancak ben bilirim” anlayışı oluşturmaktadır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor