Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Merve HALHALLI
Merve HALHALLI
1118OKUNMA

Gelecek için yenilenebilir enerji

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Küresel Enerji Talebinin Tamamını Karşılayabilir

Küresel ölçekte artan nüfus ve gelişen teknoloji ile birlikte enerjiye olan talep her geçen gün artmaktadır. Günümüzde enerji talebinin yaklaşık yüzde 80’ni fosil yakıtlar ile karşılanmaktadır. Ancak fosil yakıt rezervlerinin giderek azalması, çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturması yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini artırmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının tükenmez oluşları ve çevresel olarak olumlu etkileri göz önüne alındığında fosil yakıtlara kıyasla tercih edilmesini ve yaygınlaşmasının hız kazanmasını beklemek hiç de yanlış olmayacaktır.

Yenilenebilir enerjiye geçiş enerji güvenliği, istihdam, ekonomik faaliyetler ile çevre ve insan sağlığı üzerinde olumlu sonuçlar doğuracaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artışıyla birlikte;

  • Enerji üretimi yerelleşecek ve maliyetler düşecektir. Aynı zamanda, tedarik zincirinde aksama ve teknik sistem arıza riski düşecek ve fiyat dalgalanmaları azalacaktır. Böylelikle daha az kaynak kullanımı ve verimli bir enerji sistemiyle birlikte daha güvenli enerji arzı oluşacaktır.
  • Daha verimli bir enerji sistemi ve düşük karbonlu teknolojiler enerji tedarikinde yeni iş fırsatları yaratacaktır.
  • Yeni yatırımlar teşvik edilecek ve bunlara imkân tanıyacak yeni pazar araçları geliştirilecektir. Böylelikle ülkelerin ekonomik faaliyetleri artarak kişi başı gelirlerin artmasına da fayda sağlayacaktır. 
  • Fosil yakıtlara bağımlılık azalacak ve böylelikle küresel sıcaklık artışı Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda sınırlanacak ve daha temiz bir yerel çevre politikası oluşturulacaktır. Aynı zamanda yakıt kullanımına bağlı hava kirliliği azalacak bu da insan sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.

Sydney Teknoloji Üniversitesi Sürdürülebilir Gelecekler Enstitüsü ve Fosil Yakıt Yayılımının Önlenmesi Anlaşması İnisiyatifi birlikteliğinde hazırlanan “Fosil Yakıttan Çıkış Stratejisi” raporuna göre, çevre koruma önlemleri, arazi kısıtlamaları ve teknik fizibilite dikkate alındığında bile, güneş ve rüzgar enerjisi dünyanın ihtiyacından 50 kat fazla enerji sağlayabilir.

Elektrik talebi her geçen gün artış göstermekle birlikte 2050 yılına gelindiğinde enerji talebinin yaklaşık yüzde 65’ini oluşturacağı öngörülüyor. Elektrik hayatımızda böylesine önemli bir konuma gelmişken elektriğe erişimi olmayan birçok insan bulunuyor. Raporda, elektriğe erişimin daha adil bir şekilde sağlanmasının yenilenebilir enerji kaynakları ile mümkün olduğu vurgulanması ile birlikte, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının giderek artmasının emisyonların düşürülmesinde de kilit rol oynayacağı belirtiliyor.

Mevcut projeler ile küresel ısınma hedefleri tutarsız

Mevcut projeler 2030 yılında küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu senaryodan yüzde 66 daha fazla emisyona sebep olacaktır. Yani yeni fosil yakıt projeleri hayata geçirilmese bile mevcut projeler Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmasını imkansız kılıyor. Bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının artışıyla birlikte mevcut kömür madenleri, petrol ve doğal gaz kuyularının kapatılması gerekmektedir.

Hem planlanan hem de işletmedeki birçok fosil yakıt çıkarma projesi, küresel ısınma konusunda uluslararası kabul görmüş hedefleri karşılamaya elverişli olmaması sebebiyle, birçok bölge, şimdiden fosil yakıt üretiminde pik noktaya ulaştı. Bu yüzden belli bir yerdeki üretimde herhangi bir artış, başka bir yerdeki üretimde daha büyük düşüş ile dengelenmek durumundadır.

(Bu yazı; Ekim 2021’de, YENİ E-KONOMİ Dergisinin “Coğrafi Madalyon” başlıklı 3. sayısında yayımlanmıştır. YENİ E-KONOMİ Dergisine “Turkcell Dergilik” ve “Türk Telekom e-dergi” platformlarından ulaşabilirsiniz.)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor