Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Makaleler

Mesut KOYUNCU
Mesut KOYUNCU
976OKUNMA

Empati

Hafta sonu Eminönü’nde bir arkadaşımla karşılaştım. O da benim gibi oralarda gezmeyi çok seviyormuş. Ne olacak bu memleketin hali dedi? Başladı sohbet.

Metal havan (eski usul, sarımsak vs. ezmek için kullanılan), metal kahve ve karabiber öğütücü imalatı ve toptan ve perakende satışını yapan bir firmaya uğramış. Firma 100 yıldan fazla süredir faaliyette olan bir işletme. Üçüncü kuşak işin başında. Metal pirinçten (sarı) üretim yapıyorlar.

Dert büyük. Üretim yapmak için hammadde satın alamıyorlar. Para var, hammadde de var. Lakin toptancı hammaddeyi satmak istemiyor. Hem de peşin para teklif etmesine rağmen, hem de dolar ile ödeme yapabileceğini söylemesine rağmen. Üretim yapılamaz hale gelmiş.

Toptancı da kendi penceresinden haklı. Para peşin olsa bile, dolar ile satsa bile, malını aynı fiyattan yerine koyamama endişesi yaşıyor. Tedarik süresi uzun, onun için de mal bulmak, en azından sattığı fiyattan mal bulabilmek zor.

Sıkıntı sadece metal sektöründe değil, neredeyse her sektörde. Peşin satsa bile yeni üretim süreci sonunda sattığını yerine koyamamak kaygısı hakim. Hele vadeli satış büyük risk. Kar ederken zarar ile karşı karşıya kalmak her an mümkün.

Problem iki tarafı keskin bıçak gibi. Bir tarafta pandemiyle başlayan tedarik problemi. Bu problem ile hem hammadde fiyatları dolar bazında artıyor hem yeterince tedarik edilemiyor hem de tedarik süreleri uzuyor. Diğer tarafta TL’de yaşanan değer kaybı. O kadar hızlı ve öngörülemez boyutta ki. Üretici, toptancı, müşteri herkes haklı. Böyle bir dönemde neler yapmalı? Nasıl reaksiyon göstermeli?

Yazının buraya kadar ki bölümünü iki hafta önce yazmaya başlamışım. Önce dolar hızla 18 TL’leri gördü. Akabinde de sert bir şekilde düşüp 10-12 TL arasında gidip gelmeye başladı.

Bu kadar büyük dalgalanmaların olduğu bir pazarda karar alıcılar nasıl davranacaklar? Doların üst seviyeleri gördüğü anlarda hammadde alan işletmeler bu maliyeti nasıl yansıtacaklar? Yüksek maliyetlerle üretim yapıp ihraç edenler, ihracat bedellerini daha düşük kur ile tahsil ettiklerinde nasıl ayakta kalacaklar? Dolar yükseldiğinde müşterilerine mal vermeyen, sözleşme koşullarına uymayan tedarikçiler, fiyatlar düşüp mal bollaşınca ilişkilerini nasıl onaracaklar?

Zor zamanlar, dalgalanmaların üst seviyede olduğu zamanlar, tedarikçiler ile müşterilerinin birbirlerini anlama ve empati kurma zamanlarıdır. Bu dönemde köprüleri atmamış olanlar, işler rayına girince daha kuvvetli birbirlerine tutunabilirler…

Eski zamanlarda köyün birinde yaşlı bir çiftçi oğlu ile yaşarmış. Hikâye bu ya, köyün yakınlarında bir kuyu, kuyunun içinde de bir yılan varmış. Yaşlı köylü arada sırada, paraya sıkışınca kuyunun başına gider, yılanla biraz sohbet eder, derdini anlatır yılan da kuyudan kuyruğu ile bir altın sikkesi atarmış.

Bu iş yıllarca böyle sürüp gitmiş. Yaşlı köylü bir gün hastalanmış, yatağa düşmüş. Çalışamayınca dara da düşmüş. Oğluna kuyuyu ve yılanı anlatmış. Git selamımı söyle, babam bir altın sikke istiyor de demiş. Çocuk kısa zamanda köşeyi dönme peşinde. Varmış kuyunun başına. Almış eline koca bir taş. Ben bu yılanı öldüreyim de altınların tamamı bana kalsın diye düşünmüş. Taşı yılanın kafasına fırlatmış. Can havliyle kafasını kurtaran yılan kuyruğunu kurtaramamış. Kopan kuyruğunun acısıyla da oğlanı sokup canını alıvermiş.

Oğlunun ölüm haberini alan yaşlı köylü gerçeği tahmin etmiş, etmiş etmesine de oğul bu candan kıymetli…

Yaşlı köylü iyileşmiş, yılan dostunu ziyarete gitmiş. Demiş ki; “yılan kardeş, suçun benim oğlumda olduğunu bilirim. Unutalım olanları, eskisi gibi dost olalım.” Yılan; “ Bende kuyruk, Sende evlat acısı oldukça bir artık dost olamayız.”

Hikâye bu ama, alınacak dersler var. Tedarikçi ve müşterilerinin empati kurma, birbirlerini anlama dönemi bu dönem. Bu dönemde birbirlerini iyi anlayan, uzun soluklu düşünebilenler, dostluklarını sürdürüp gidecekler… Kısa dönemde yüksek karları düşünenler ise ilişkilerini, güvenilirliklerini zedeleyecekler.

Diğer bir söz de, kur artışından kaynaklanan fiktif kârları vergileyecek Gelir İdaresine…

Kısa zamanda oluşan pozitif veya negatif kur farkları ne olacak? Özellikle son çeyrek için bir düzeltme gündemde mi?

Artan hammadde fiyatları ile işletme sermeyesi sıkıntısı çeken işletmeler, aslında gerçek bir gelir olmayan kur farkı kazançları vergilendirildiğinde (tersi de devlet için sıkıntı) daha da büyük bir çıkmazın içine girecekler.

Empati lazım...

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor