Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
1099OKUNMA

Cari açığı nasıl finanse ediyoruz?

Bir ülkenin diğer ülkelerle dış ticaret dengesi, net faktör gelirleri ve net transfer ödemelerinden oluşan “cari işlemler”de fazlalık cari işlem fazlası, noksanlık ise cari işlem açığı olarak ifade edilir. Faktör gelirleri ve transferler de etkili olmakla birlikte genelde, dış ticareti fazla veren ülkeler cari fazla; dış ticareti açık veren ülkeler de cari açık verirler.

Yıllardır cari açık sorunu yaşayan Türkiye ekonomisinde açık sorunu da dış ticaret açığından kaynaklanmaktadır. Dış ticaret açığımız ya da fazlası seviyelerine bağlı olarak cari açığımızda da benzer açık ya da fazlalık yaşıyoruz.

Dış ticaret fazlası denince ilk akla gelen ülkeler, doğal kaynak zengini ülkeler ile Asya coğrafyasının yıllardır ihracata dayalı büyüyen ülkeleri gelmekte; dış ticaret açığı veren ülkelerin başında ise ABD gelmekte, doğal kaynak zengini olmayan ülkeler genelde dış ticaret açığı vermektedir.

Türkiye ekonomisi 1923’ten günümüze 1930-46 dönemi hariç dış ticaretinde hep açık vermiş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında yüksek seyreden enerji fiyatları nedeniyle de 2022 yılı dış ticaret açığı $110 milyarı aşmıştır.

Cari İşlemler Dengesinde Son 15 Yıl

Ödemeler dengesi, cari işlemler açığının finansmanı ile ilgili veriler TCMB tarafından yayınlanmaktadır. Tablodan görüleceği üzere Türkiye ekonomisi, 2008 sonrasındaki 15 yıllık dönemde 2019 yılı hariç diğer yılların tamamında cari işlemler açığı vermiştir.

Dış ticaretinde 1947’den beri kesintisiz açık veren Türkiye ekonomisi; 1980 sonrası yurtdışı müteahhitlik projeleri ile turizm sektöründe yaşanan hızlı gelişmelerin etkisiyle; döviz kazandırıcı faaliyetlerde verilen fazlalığın, cari açığın düşürülmesine ciddi katkısı olmuştur. Keza 1982 sonrasında, SPK ve İMKB düzenlemeleri yanında 2001 sonrası bankacılık düzenlemeleriyle oluşan güçlü bankacılık sektörümüzün de cari açığın finansmanında önemli yer tuttuğunu unutmamak gerekir.

Son 15 yılda Türkiye ekonomisine en fazla dış kaynak giriş hacmine ($67 milyarlık tutarla) 2012 yılında ulaşılmış; 2009 ve 2018 yıllarında dış kaynak çıkışı yaşanmış, 2019-20 yıllarında tek haneli düşük seviyede kaynak girişlerinin olduğu yıllar dışındaki yıllarda ise $21-60 milyar arasında değişen tutarlarda yabancı kaynak girişleri gerçekleşmiştir.

2022 yılında $110 milyarı aşan dış ticaret açığının etkisiyle Şubat 2023 itibariyle yıllık cari açığımız $55,4 milyara ulaşmıştır. Doğal olarak bu tablo, cari açığın finansmanı için dış kaynak ihtiyacını artırmaktadır.

Artan dış kaynak ihtiyacı ise ülke döviz rezervinde aşağı yönlü, döviz kurlarında ise yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Cari açığın finansmanında küresel finansal gelişmelerin etkisiyle koşullar zorlaşmış; finansmana erişim daha sınırlı olup finansman maliyetleri yükselmiştir. Bu nedenle cari açığın düşürülebilmesi için önce dış ticaret açığının düşürülmesi, önümüzdeki dönemin öncelikleri arasında yer almak durumundadır.

Cari açığı nasıl finanse ediyoruz?

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor