Yurtdışından edinilen ücret gelirinin vergilendirilmesi ve vergi istisnaları
Yabancı firmaların Türkiye’deki personeline yurtdışından gönderdiği ücretlerin vergi mevzuatı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşısındaki durumu, son yıllarda giderek daha fazla önem kazanmıştır. Özellikle Covid-19 pandemisiyle birlikte uzaktan çalışma yaygınlaşmış ve birçok Türk vatandaşı, yabancı işverenler için uzaktan çalışarak gelir elde etmeye başlamıştır.
Ancak, yurtdışından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi ve sosyal güvenlik kapsamında değerlendirilmesi çeşitli hukuki sorunları ve belirsizlikleri beraberinde getirmektedir. Türkiye’de yaşayan ve yurtdışına hizmet veren çalışanların gelirlerini doğru şekilde beyan etmemesi durumunda yüksek vergi cezalarıyla karşılaşma riski bulunmaktadır. Ayrıca, sosyal sigorta primlerinin ödenmesi konusunda da uluslararası çalışma durumlarında sosyal güvenlik sistemlerinin nasıl entegre edileceğine dair net kuralların bulunmaması karmaşaya yol açabilmektedir.
Bu belirsizlikler, çalışanlar için ciddi mali riskler ve hukuki sorunlar doğurabileceğinden, yurtdışından elde edilen gelirlerin Türkiye’deki vergilendirilme sürecinin ve sosyal sigorta kapsamındaki durumunun netleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu kapsamında Türkiye’de elde edilen ücret gelirleri
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 7/3-a maddesi uyarınca, Türkiye'de ikamet eden bir kişinin elde ettiği ücret geliri, işveren yurtdışında bulunsa dahi Türkiye'de elde edilmiş sayılır ve gelir vergisine tabi tutulur. Bu düzenleme, Türkiye'de tam mükellefiyet esasına dayanmaktadır ve kişilerin dünya genelinde elde ettikleri ücret gelirlerinin Türkiye’de vergilendirilmesini öngörmektedir.
Tam mükellefiyet esası gereği, Türkiye’de yerleşik kişiler, yurt içi ve yurt dışı kaynaklı tüm gelirleri üzerinden Türkiye’de vergilendirilirler. Gelir Vergisi Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir kişi Türkiye’de yerleşik kabul edilmek için Türkiye'de bir takvim yılı içinde 6 aydan fazla ikamet etmelidir. Bu durumda, kişinin yurt dışından elde ettiği ücret geliri de Türkiye'de vergiye tabi olur.
Özellikle son yıllarda uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması ve birçok Türk vatandaşının yurtdışı işverenler için çalışarak gelir elde etmesi nedeniyle, bu düzenleme daha da önem kazanmıştır. Yabancı işverenler tarafından Türkiye’de ikamet eden çalışanlara yapılan ücret ödemeleri, işverenin Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilciliğinin bulunup bulunmamasına bakılmaksızın, Türkiye’de elde edilen gelir kapsamında değerlendirilir.
Gelir Vergisi Kanunu 23. Madde 14/a bendi uyarınca istisna
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 23. maddesinin 14/a bendi, belirli şartları sağlayan ücret gelirlerinin gelir vergisinden istisna edilmesini öngörmektedir. Söz konusu düzenleme şu şekildedir:
"14. a) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;"
Bu hükme göre, yabancı bir firmanın Türkiye'de çalışan personeline yaptığı ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna sayılabilmesi için üç temel şartın sağlanması gerekmektedir:
- İşverenin Türkiye’de kanuni ve iş merkezinin bulunmaması: İşverenin, Türkiye'de yerleşik bir şirket olmaması ve dar mükellefiyete tabi olması gerekmektedir. Yani, Türkiye’de kayıtlı bir işletme, şube veya işyeri olmayan, tamamen yurtdışında faaliyet gösteren bir firma olması gerekir.
- Ücretin işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançlardan ödenmesi: İşverenin kazançlarının Türkiye kaynaklı olmaması ve ödemelerin yurt dışı kazançları üzerinden yapılması gerekmektedir. Türkiye'de herhangi bir ticari faaliyet sonucu elde edilen gelirlerden yapılan ödemeler bu istisnaya dahil edilmemektedir.
- Ücretin döviz olarak ödenmesi: İşverenin, çalışanına yaptığı ücret ödemesinin döviz cinsinden yapılması gerekmektedir. Ücretin Türk Lirası olarak ödenmesi durumunda istisnadan yararlanılamaz.
Bu düzenleme, özellikle Türkiye’de ikamet eden ve yabancı işverenler için uzaktan çalışan bireyler açısından büyük önem taşımaktadır. Eğer yukarıdaki şartlar sağlanıyorsa, bu kişilerin elde ettikleri yurtdışı ücret gelirleri gelir vergisinden muafiyet sağlanmaktadır. Ancak, bu istisna sosyal güvenlik yükümlülüklerini kapsamamakta olup, çalışanların SGK primleri açısından durumu ayrıca değerlendirilmelidir.
147 No.lu Gelir Vergisi Tebliği uyarınca istisna şartları
147 No.lu Gelir Vergisi Tebliği’nin “c” bölümünde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 14/a bendi kapsamında sağlanan ücret istisnasının uygulanabilmesi için gerekli şartlar ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Bu düzenleme, Türkiye’de hizmet arz eden kişilere yapılan ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna edilebilmesi için işveren ve ödeme şekline ilişkin belirli koşullar öngörmektedir.
1. İşverenin Türkiye’de Kanuni veya İş Merkezinin Bulunmaması
Tebliğe göre, ücret ödemesi yapan kurumun Türkiye’de kanuni merkezi veya iş merkezi bulunmamalıdır. Kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların, kendi ülkelerinde tam mükellef olup olmadığı, tüzel kişiliğe sahip olup olmadığı, bir iktisadi işletmeye sahip olup olmadığı gibi hususlar istisnanın uygulanması açısından önem arz etmez.
Bu düzenleme, esas itibarıyla Türkiye’de herhangi bir şekilde yerleşik olmayan ve Türkiye’de bir işletmesi bulunmayan, yabancı ülkede vergi sorumluluğu olan yabancı şirketlerin, burada çalışan personele yapacakları ödemeleri vergiden istisna tutmaktadır.
2. Ücretin İşverenin Yurt Dışında Elde Ettiği Kazançlardan Ödenmesi
İstisnanın uygulanabilmesi için, işverenin Türkiye’de elde ettiği gelirlerden değil, doğrudan yurtdışında elde ettiği kazançlardan ödeme yapması gerekmektedir. Türkiye’de herhangi bir faaliyet sonucu elde edilen kazançlardan ödeme yapılması durumunda, bu ücretler istisnadan yararlanamaz. Ücretin döviz cinsinden ödenmesi şarttır. Ödemenin Türk Lirası olarak yapılması halinde istisna hükümleri uygulanamaz.
3. Ücretin Türkiye’de Gider Olarak Dikkate Alınmaması
Bu tür ödemeler, Türkiye’de elde edilen gelirlerle ilişkilendirilemeyeceğinden, Türkiye’de faaliyet gösteren bir işletmenin GVK’nın 40. maddesi uyarınca gider olarak kaydedilmesi mümkün değildir. Yani, yabancı işverenin Türkiye’de bir ticari faaliyeti olsa dahi, bu kapsamda yapılan ücret ödemeleri Türkiye’de vergi matrahından düşülememektedir.
4. Çalışanın Vergi Mükellefiyeti Statüsünün Önemi Yoktur
Ücreti alan kişinin Türkiye’de tam mükellef veya dar mükellef olması istisnanın uygulanmasını etkilemez. Önemli olan, işverenin Türkiye’de herhangi bir şekilde yerleşik olmaması ve ödemeyi yalnızca yurtdışında elde ettiği kazançlardan yapmasıdır.
Sonuç
Yurtdışından elde edilen ücret gelirlerinin vergisel avantajlarından yararlanabilmek için ilgili mevzuatta belirlenen şartların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de yaşayan bireylerin, yurtdışındaki işverenlerden aldıkları maaşların gelir vergisinden istisna tutulabilmesi, GVK’nın 23/14-a maddesi ve ilgili tebliğde belirtilen kriterlerin sağlanmasına bağlıdır. Bu nedenle, yurtdışından maaş alan kişilerin olası vergisel yükümlülüklerini önceden analiz etmeleri ve gerekli şartları yerine getirmeleri, vergi açısından riskleri en aza indirmek adına önem taşımaktadır.
(1) https://www.verginet.net/dtt/11/ozelge-2023-3.aspx?ozID=3648
(2) https://www.sgk.gov.tr/Content/Post/6ff64ddd-528d-4c13-a345-ad8a95657f31/Yurtdisi-Aylik-Islemleri-2024-01-10-02-47-07
(3) https://www.cbhukuk.com/hizmetler/is-hukuku/
(4) https://www.turmob.org.tr/ekutuphane/Read/5ca27ce0-3621-46b5-bce5-f0be4e68ad13