Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
1881OKUNMA

Yurtdışındaki Nakit vb.lerini Türkiye’ye Getirmenin Cazibesi

Dünya genelinde yaşanan büyüme oranlarındaki düşüş pek çok ülkeyi, vatandaşlarının yurtdışında tuttukları nakit vb.lerini ülkelerini çekmeye itmiş durumda. Hükümetler çıkardıkları Mali Af Yasaları ile yurtdışındaki paraların yönünü kendi ülkelerine çevirmeye çalışıyor.

Geçtiğimiz hafta Reuters haber ajansının verdiği habere göre Endonezya Temmuz’da başlayan ve 9 ay sürecek af yasası kapsamında 3 aylık sürede 194 milyar ABD Dolarının (2,514 tirlyon Rubiah) ülkesinde beyanını sağlamış durumda.

Aynı haberde;

  • İtaya’nın geçen yıl yaptığı çalışmada 67 Milyar ABD Doları,
  • Arjantin’in ise bu yıl yaptığı çalışmada 80 milyar ABD Doları,

tutarında bir kaynağı kendi ülkelerine çektiği ifade ediliyordu.

Türkiye de bu yarışta
Vergi limanlarında (Prof. Dr. Nami Çağan hocamın sürekli dile getirdiği yerinde düzeltmesiyle; vergi cenneti değil) yatmakta olan paraların anavatanlarına çekilmesindeki yarışta pek çok ülke gibi Türkiye de yerini aldı.

19 Ağustos 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan 6736 sayılı Kanunun 7. maddesinin başlığı: Bazı varlıkların millî ekonomiye kazandırılması

19 Ağustos ile 31 Aralık 2016 tarihleri arasında yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.

Getirilen nakit vb. için bu kez vergi ödemesi yok!
Son olarak 5811 sayılı Kanun (2008 yılında yasalaşmıştı) ile yurtdışından Türkiye’ye getirilen nakit vb.leri için %2 oranında bir vergi ödenmesi şart koşulmaktaydı. Öte yandan kişilerin bankalara veya bağlı oldukları vergi dairelerine bildirimde bulunmaları gerekiyordu.

Güncel Af Yasası kapsamında Türkiye’ye getirilen değerler için hiçbir vergi ya da ceza ödemesi yok. Ne gelir vergisi, ne kurumlar vergisi, ne stopaj, ne KDV ne de veraset ve intikal vergisi...

Ayrıca beyanda bulunma zorunluluğu da yok. Varlıkların yurt dışından Türkiye’ye getirilmesi veya yurt içinde olup kanuni defterlere kaydedilmesi işlemleri devlet tarafından veya devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller, yurt dışında veya yurt içindeki banka, banker, aracı kurumlar ve benzeri mali kurumlar, posta idaresi, noter gibi kurum ve kuruluşların kayıt, makbuz ve belgeleri, Vergi Usul Kanununda yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallindeki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeler ile diğer her türlü doğrulanabilir belge ile tevsik edilebilmesi mümkün.

Ne yapmak gerekiyor?
Eğer sizinde yurtdışında para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarınız bulunuyorsa;

  • 31 Aralık 2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türkiye’ye getirebilirsiniz.
  • Defter tutan bir mükellef iseniz dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın bu tutarları işletmenize dahil edebilirsiniz.
  • Bu varlıkları hiçbir vergisel işleme tabi tutmaksızın işletmenizden çekebilirsiniz.

Yurtdışındaki varlıklar bir defada getirilebileceği gibi birden fazla kez de getirilmesi mümkün.
1 seri no.lu 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğine göre; Türkiye’ye getirmekten maksat;

  • Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da
  • Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.

Türkiye’ye getirilen varlıklar nedeniyle, madde hükmünden yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında, başkaca bir neden ile gerekli olması hâli saklı kalmak üzere sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılmayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilmeyecek.

Süre uzayabilir mi?
Bugünden süre uzatımı için bir şey söylemek elbette ki mümkün değil. Ancak Kanunda Bakanlar Kurulu’na süreleri altı aya kadar uzatma yetkisi verilmiş durumda.

Yurtiçindeki nakit vb. için de af var!
Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri de Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarını, 31 Aralık 2016 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın kanuni defterlere kaydedebilecekler. Söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilme imkânına sahip.

Ne kadar bir gelir?
Yasa kapsamında ne kadar bir kaynağın Türkiye’ye giriş yapacağı konusunda açıklanan resmi bir tahmin bulunmuyor. Bir önceki af uygulamasında vergi dairelerine yurtdışı kaynaklı 22.273.892.026 TL, bankalara ise 5.602.125.374 TL olmak üzere toplam 27 ,8 milyar lira beyan edilmişti. Beyanda bulunan kişi sayısı ise 1.540 idi (Kaynak: www.gib.gov.tr-İstatistikler).

Cari uygulamada bir beyan sözkonusu olmadığı için kamuoyu bu kez kaynak girişini doğrudan öğrenme imkânına sahip olamayacak.

Ancak kişisel tahminiz önceki af uygulamasına nazaran daha fazla kaynağın Türkiye’ye giriş yapacağı yönünde. Çünkü;

  • Beyanda bulunma gerekmiyor,
  • Herhangi bir vergi veya ceza ödemesi yok,
  • Yatırım ortamını geliştirici yönde pek çok yasal düzenleme yapıldığı için oldukça uygun bir zemin sözkonusu,
  • Panama belgelerinde sızan bilgileri de gözönüne aldığımızda vergi limanlarındaki paralar eskisi kadar güvende değil. Banka mudilerine ilişkin bilgi değişimi yönündeki düzenlemeler yabancı limandaki paraları anavatanlarına doğru yönlendiriyor. Elbette ki bu durum sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için sözkonusu.

Bu düzenlemelerden herkes memnun mu?
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu düzenlemelerden memnun olmayan kişiler mevcut. Kimler mi? Vergisini zamanında doğru tutarda beyan edip ödeyenler.

Kamu otoriteleri ise bir yanda büyüme hızı yavaşlayan dünyada sermayeyi kendi ülkelerine çekmek diğer yandan da dürüst mükelleflerini ikna etmek zorundalar.

Sizin anlayacağınız oldukça zor bir denge kurulmaya çalışılıyor.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor