Vergi salmak, salma salmak
“Vergi salma” terimi, vergi yasalarında yer almayan, literatürde baskın şekilde tanımlanmamış, buna karşın, sıklıkla yargı kararlarında ve daha az sıklıkla da literatürde kullanıldığı gözlemlenen bir terimdir. Vergi idaresince ve mükelleflerce kullanımı ise oldukça sınırlıdır.
İncelediğimiz yargı kararlarında “vergi salma” teriminin, “re'sen salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi” veya “salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi” gibi kullanımlara konu olduğu görülmüştür. Bu ifadelerden; vergi idaresi tarafından vergi tarh edildiği, bu tarhiyatlar üzerinden de ayrıca vergi ziyaı cezası kesildiği anlaşılmaktadır.
Yani yargı kararlarına göre “vergi salma”, verginin vergi idaresince tarh edilmesi işlemidir.
Burada akla gelebilecek iki temel soru bulunmaktadır:
Birincisi; vergi yasalarına dayanan “tarh etme” terimi yerine, niçin “salma” şeklinde ikame bir terim kullanımına gereksinim duyulmaktadır?
İkincisi; içinde kullanılan cümlelerden verginin “tarh edilmesi” anlamına geldiği anlaşılan verginin “salınması” ifadesi, gerçekten bu anlama mı gelmektedir?
“Vergi salma” teriminin manası konusundaki şüphelerimiz boşuna değildir. Çünkü bu terime, özellikle “vergi salma yetkisi” şeklindeki kullanımlarda, bir verginin yasama organınca konulması anlamı atfedildiği yönünde örneklerle de karşılaşmaktayız.
Bu durumda “vergi salma”, yasama organı tarafından bir verginin konulması mı, yoksa vergi idaresi tarafından bir verginin tarh edilmesi midir?
“Vergi salma” terimine farklı anlamlar atfedilmesi, kanaatimizce, bu terimin kuvvetli bir mana barındırmamasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki; bu terim yasalarda bulunmadığı gibi, düzenleyici işlemlerde veya diğer idari işlemlerde de yer almamakta, TDK sözlüğünde tanımlanmamakta, halk dilinde kullanılmamakta, kullanımı mükelleflerce veya muhasebe meslek mensuplarınca da tercih edilmemektedir.
“Vergi salma” teriminin aksine, “salma salma” terimi, doğrudan Yasadan türetilmiş bir terimdir. Aslında vergi salma teriminin salma salma teriminden türetildiğini düşünmek için de haklı nedenlerimiz vardır.
Peki nedir “salma salma”?
“Salma salma”, halen yürürlükte bulunan 18/3/1924 kabul tarihli Köy Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 16/2 fıkrası aşağıdaki gibidir:
“En yüksek haddi yirmi lirayı aşmamak üzere herkesin hal ve vaktine göre köy ihtiyar meclisi kararıyla köyde oturanlara ve köyde maddi alakası bulunanlara salma salınır.”
Köy Kanununda salmaya ilişkin başkaca düzenlemeler bulunmakta olup, Ek-2. maddesindeki “Köyün aylıklı adamlarının ücretleriyle mecburi işlerden başka hiç bir iş için ve hiç bir nam ve maksatla salma salınamaz.” hükmü ile Ek-5. maddesindeki “Salma mükellefiyetini aynen veya nakden ifa edemeyenler bedenen çalıştırılabilirler” hükmü de bunlar arasındadır.
“Salma salma”, TDK Sözlüğünde de, ”genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden para toplamak” şeklinde karşılık bulmaktadır.
Görüldüğü üzere salma, köyün kimi ihtiyaçlarının görülmesinde kullanılmak üzere köylülerce ödenecek paradır. Salmanın salınması ise, bu paranın toplanması yönünde verilen karardır. Salma salma yetkisi, ihtiyar meclisindedir. Pek tabi salmayı toplama görevi de köy muhtarında olacaktır.
Köy Kanununa göre “salma salma” teriminin, salmanın toplanması değil, ihtiyar meclisince konulması anlamına geldiği dikkate alındığında, “vergi salma” terimine de verginin tarh edilmesi değil, verginin konulması anlamı atfedilmesinin daha doğru olacağı söylenebilecektir.
Kanaatim odur ki; yargı kararlarında, akademik çalışmalarda, sair yerlerde veya konuşma dilinde “vergi salma” terimi kullanılacaksa, öncelikle, bu terimin gerçekte tam olarak hangi anlama geldiği ve yasalarda kullanılan terim yerine neden ikame terimin tercih edilmesi gerektiği sorularına cevap aranmalıdır. Kendi adıma, bu soruların cevaplarını bulamadığımdan, “vergi salma” terimini kullanmayı uygun görmediğimi de belirtmeliyim.