Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Yavuz AKBULAK
Yavuz AKBULAK
1527OKUNMA

Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi-2022’de Türkiye kaçıncı sırada?

Merhum hocam (işletme vergiciliği) Prof. Dr. Adnan TEZEL anısına…

Bir ülkenin vergi kanunlarının yapısı, ekonomik performansının belirleyici bir faktörüdür. İyi yapılandırılmış vergi sistemine vergi mükelleflerinin uyması hem kolaydır hem de bir hükümetin öncelikleri için yeterli geliri artırırken ekonomik kalkınmayı teşvik edebilir. Buna karşılık, kötü yapılandırılmış vergi sistemi maliyetli olabilir, ekonomik karar vermeyi bozabilir ve yerel ekonomilere zarar da verebilir.

Birçok ülke bunu kabul ederek vergi kanunlarında reform yapmıştır. Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, kurumsal ve bireysel gelir üzerindeki marjinal vergi oranları(1), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organisation for Economic Co-operation and Development; OECD) genelinde önemli ölçüde azalmıştır. Artık çoğu OECD ülkesi, bordro vergileri ve katma değer vergileri (KDV; value-added taxes) gibi geniş tabanlı vergilerden önemli tutarlarda gelir elde etmektedir.

OECD ülkeleri arasında vergi politikasındaki son değişikliklerin tümü vergi sistemlerinin yapısını iyileştirmemiş; bazıları olumsuz etkiler yapmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa gibi bazı ülkeler kurumlar vergisi oranlarını birkaç puan düşürmüş olsa da, Türkiye gibi diğerleri bu oranları artırmıştır. Şili ve Birleşik Krallık’ta kurumlar vergisi matrahı iyileştirmeleri yapılırken, Belçika’da kurumlar vergisi matrahı daha az rekabetçi hale getirilmiştir.

Covid-19 salgını da, birçok ülkenin vergi sistemlerinde geçici değişiklikler yapmasına neden olmuştur. Krizden kaynaklanan gelir eksiklikleri ile karşı karşıya kalan ülkelerin, hem ekonomik bir toparlanmayı teşvik etmek hem de geliri artırmak için vergi sistemlerini en iyi nasıl yapılandıracaklarını düşünmeleri gereklidir.

OECD ülkeleri arasında vergilendirmeye yönelik yaklaşımların çeşitliliği, bu sistemlerin birbirlerine göre değerlendirilmesi ihtiyacını doğurmaktadır. Bu amaçla, OECD ülkelerinin vergi sistemlerinin rekabetçilik ve tarafsızlık açısından göreceli bir karşılaştırması olan Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi geliştirilmiştir.

Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi

Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi (International Tax Competitiveness Index-ITCI), bir ülkenin vergi sisteminin vergi politikasının iki önemli yönüne ne ölçüde bağlı kaldığını ölçmeye çalışır:

  • Rekabetçilik (competitiveness) ve
  • Tarafsızlık (neutrality).

Rekabetçi bir vergi kanunu, marjinal vergi oranını düşük tutan kanundur. Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, sermaye son derece hareketlidir. İşletmeler, en yüksek getiri oranını bulmak için dünya çapında herhangi bir sayıda ülkeye yatırım yapmayı seçebilir. Bu, işletmelerin vergi sonrası getiri oranlarını en üst düzeye çıkarmak için yatırımda daha düşük vergi oranlarına sahip ülkeleri arayacakları anlamına gelir. Bir ülkenin vergi oranı çok yüksekse, başka bir yere yatırımı yönlendirecek ve daha yavaş ekonomik büyümeye yol açacaktır. Ayrıca, yüksek marjinal vergi oranları, yerel yatırımları engelleyebilir ve vergiden kaçınmaya yol açabilir.

OECD’nin araştırmalarına göre, kurumlar vergileri ekonomik büyüme için en zararlı olanıdır ve gelir vergileri ve tüketim vergileri daha az zararlıdır. Taşınmaz mallar üzerindeki vergiler ise büyüme üzerinde en küçük etkiye sahiptir.

Beri yandan, tarafsız bir vergi kanunu, en az ekonomik bozulma ile en fazla geliri artırmayı amaçlayan bir kanundur. Bu, yatırım vergileri ve servet vergilerinde olduğu gibi tüketimi tasarruftan daha fazla desteklemediği anlamına gelir. Ayrıca, işletmeler veya bireyler tarafından yürütülen belirli faaliyetler için hedeflenen vergi indirimlerinin çok az olması veya hiç olmaması anlamına gelir.

Vergi yasaları daha karmaşık hale geldikçe, daha az tarafsız hale gelirler. Kuramsal olarak, tüm işletmeler ve bireyler için aynı vergiler geçerliyse, ancak kurallar büyük işletmeler veya varlıklı bireylerin vergi avantajı elde etmek için davranışlarını değiştirebilecekleri şekildeyse, bu, vergi sisteminin tarafsızlığını baltalar.

Rekabetçi ve tarafsız bir vergi kanunu, hükümet öncelikleri için yeterli geliri artırırken sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve yatırımları da teşvik eder.

Bir ülkenin ekonomik performansını etkileyen vergilerle ilgisi olmayan birçok faktör vardır. Bununla birlikte, vergiler bir ülke ekonomisinin sıhhatine önemli bir rol oynamaktadır.

Bir ülkenin vergi sisteminin tarafsız ve rekabetçi olup olmadığını ölçmek için Uluslararası Vergi -Rekabet Edebilirlik Endeksi, 40’tan fazla vergi politikası değişkenine bakmaktadır.

Bu değişkenler yalnızca vergi oranlarının seviyesini değil, aynı zamanda vergilerin nasıl yapılandırıldığını da ölçer. Endeks, bir ülkenin kurumlar vergilerine, gelir vergilerine, tüketim vergilerine, emlak vergilerine (corporate taxes, individual income taxes, consumption taxes, property taxes) ve denizaşırı ülkelerde kazanılan kârların muamelesine bakmaktadır.

Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi, gelişmiş ülkelerin vergi yasalarının nasıl karşılaştırıldığına dair kapsamlı bir genel bakış sunar, belirli vergi kanunlarının neden reform için iyi veya kötü modeller olarak öne çıktığını açıklar ve vergi politikası hakkında nasıl düşünüleceği konusunda önemli bilgiler sağlar.

Uluslararası Vergi Rekabet Edebilirlik Endeksi 2022 yılı sıralaması

Estonya, arka arkaya dokuz yıldır OECD’deki en iyi vergi yasasına sahiptir. En yüksek puanı, vergi sisteminin dört olumlu özelliğinden kaynaklanmaktadır.

Birincisi, sadece dağıtılan kârlara uygulanan kurum kazancı üzerinden %20’lik bir vergi oranı vardır. İkincisi, gerçek kişi temettü gelirleri için geçerli olmayan, bireysel gelir üzerinde sabit %20’lik bir vergi söz konusudur. Üçüncüsü, emlak vergisi, gayrimenkul veya sermayenin değerinden ziyade yalnızca arazinin değerine uygulanmaktadır. Son olarak, yerel şirketler tarafından kazanılan yabancı kazançların %100’ünü birkaç kısıtlamayla yerel vergilendirmeden muaf tutan bölgesel bir vergi sistemine sahiptir.

Estonya’nın vergi sistemi OECD’deki en rekabetçi sistem iken, diğer en iyi ülkelerin vergi sistemleri, bir veya daha fazla ana vergi kategorisindeki mükemmellik nedeniyle yüksek puanlar almaktadır.

Son zamanlarda Estonya’nın kurumlar vergisi sistemini benimseyen Letonya, ücret gelirlerini vergilendirmek için de nispeten verimli bir sisteme sahiptir. ,

Yeni Zelanda, sermaye kazançlarını büyük ölçüde muaf tutan nispeten sabit, düşük oranlı bir bireysel gelir vergisine (%39’luk bir birleşik üst oran), iyi yapılandırılmış bir emlak vergisine ve geniş tabanlı bir katma değer vergisi (KDV) sistemine sahiptir. İsviçre, nispeten düşük bir kurumlar vergisi oranına (%19,7), düşük, geniş tabanlı bir tüketim vergisine ve sermaye kazançlarını vergilendirmeden kısmen muaf tutan bir bireysel gelir vergisine sahiptir.

Lüksemburg geniş tabanlı bir tüketim vergisine ve rekabetçi bir uluslararası vergi sistemine sahiptir.

Fransa, OECD içinde en az rekabetçi vergi sistemine sahiptir. Gayrimenkul üzerinde bir servet vergisi, bir finansal işlem vergisi ve bir veraset vergisi vardır. Fransız KDV’si nihai tüketimin %50’sinden daha azını kapsar ve hem politika hem de uygulama boşluklarını ortaya koyar.

ITCI’da düşük sıralarda yer alan ülkeler, genellikle kurumsal gelirler üzerinden nispeten yüksek marjinal vergi oranları uygular veya karmaşıklığa katkıda bulunan çok katmanlı vergi kurallarına sahiptir. Sıralamanın altındaki beş ülkeden dördü, ortalamanın üzerinde kurumlar vergisi oranlarına sahiptir. İrlanda, düşük kurumlar vergisi oranına rağmen ITCI’da zayıf bir konumdadır. Bunun nedeni, yüksek kişisel gelir ve temettü vergileri ile nispeten dar bir KDV tabanıdır. Ayrıca, en düşük sıradaki beş ülke, %20 veya daha yüksek oranlarla yüksek tüketim vergisi oranlarına sahiptir.

Uluslararası Vergi Rekabetçiliği Endeksi-2022’de Türkiye kaçıncı sırada?

Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir. [“International Tax Competitiveness Index 2022” başlıklı rapora erişim:  https://taxfoundation.org/2022-international-tax-competitiveness-index/  erişim tarihi 19 Ekim 2022; Vergi Vakfı (Tax Foundation), önde gelen bağımsız vergi politikası kâr amacı gütmeyen kuruluştur. 1937’den beri araştırmalarla, analizlerle ve uzmanlarıyla federal, eyalet ve küresel düzeyde vergi politikası hakkında bilgiler vermektedir.]

(1) Marjinal vergi oranı, gelir olarak kazanılan her ek bir lira/dolar için ödenen ek vergi tutarıdır. Ortalama vergi oranı, ödenen toplam verginin kazanılan toplam gelire bölümüdür. %10’luk bir marjinal vergi oranı, kazanılan her liranın/doların 10 kuruşunun/sentinin vergi olarak alınacağı anlamına gelir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor