Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Bülent TAŞNazmi KARYAĞDI
Bülent TAŞ/ Nazmi KARYAĞDI
451OKUNMA

Teknogirişim (Startup) çalışanlarına yüksek maaş yerine hisse verilmesi işlemine vergi teşviki

Yeni bir fikri hayat geçirmek ve teknoloji tabanlı ürün ve hizmetleri geliştirmek için faaliyete geçen Teknogirişim şirketlerinin sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor.

Türkiye’nin gençlerinin ve kendini her zaman genç hisseden bu alandaki girişimcilerinin çalışmaları gelecek adına umutlu olmamıza yol açıyor. Ancak elbette ki yapılacak çok iş, gidilecek çok yol var.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan Teknogirişim Strateji Belgesinde yer alan bir verilere göre Türkiye, uluslararası arenada Teknogrişimcilik sıralamasında Süper Ligdeki ülkeler arasında yer alıyor.

Teknogirişimcilikte Türkiye’nin yeri

Teknogirişim (Startup) çalışanlarına yüksek maaş yerine hisse verilmesi işlemine vergi teşviki

Kaynak: Teknogirişim Stratejisi, 2023,

Kavramsal netlik

Gündelik hayatta yabancı kelimelerin bazı alanlardaki yaygınlığı bir kolaylık sağlıyor gibi gözükse de aslında hem kendi anadilimizin özensiz kullanılmasına hem de konunun anlaşılmasına olumlu katkıda bulunmuyor.

Nitekim Teknogirişim Strateji Belgesinde teknoloji girişimciliği dünyasında “startup” veya “scaleup” kelimelerinin yaygın olarak kullanıldığı ancak teknik ve yabancı kökenli kavramların geniş kitleler tarafından anlaşılmadığı veya farklı anlamlarla kullanıldığı gerçeğinden hareketle Türk teknoloji girişimlerini Teknogirişim olarak adlandırılacağı ifade olunmuş ve bundan sonra da hem yasal dökümanlarda hem de günlük kullanımda bu kelimenin kullanılacağı belirtilmiş durumda.

Ayrıca ülkemizin önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Bilişim Derneğinin Özenli TürkçeGirişimi tarafından hazırlanan Bilişim Sözlüğünde Startup kavramını yenilikçi girişim olarak tanımlandığını da belirtelim.

Teknogirişim nedir?

Teknogirişim, teknoloji ve yenilik odaklı faaliyetler yürüten, hızlı büyüme potansiyeline sahip, ölçeklenebilir bir iş fikri olan en fazla 10 yaşındaki girişim şirketi olarak tanımlanmıştır. (Teknogirişim Strateji Belgesi)

Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca resmi kriterlerin açıklanmasının ve ulusal mevzuatımızda yer almasının yakın zamanda sağlanacağını tahmin ediyoruz.

Teknogirişimler neye ihtiyaç duyar?

Bu soruya verebileceğimiz en genel cevap; yenilikçi bir iş fikri, yetenekli çalışanlar ve finansman olarak sıralanabilir. Elbette bunları arttırabiliriz. Ancak uygulamada Teknogirişimlerin en temel gereksinimlerinin bu üç konuda yoğunlaştığını görüyoruz.

Özellikle finansman sıkıntısı nedeniyle ekiplerde nitelikli çalışanları elde tutabilmek oldukça zor bir durum halinde gelmiş durumda. Hele ki COVİD 19 sonrası yaşanan hem fiziksel hem de sanal beyin göçü (Türkiye’den yurtdışındaki firmalara çalışmak) ülkemizin önemli ölçüde nitelikli çalışan kaybına neden oldu.

Nitelikli çalışanları ekipte tutmak!

Yenilikçi iş fikirlerini hayata geçirebilmek için nitelikli çalışanları projede tutmak çok önemli. Bunun da en doğal ve en kestirme yolu bu kişilere yüksek ücret vermek ve gelecekte elde edilecek gelirden onları pay sahibi yapmaktan geçiyor.

Finansman sıkıntısı nedeniyle yüksek ücret veremeyen Teknogirişimler doğal olarak çalışanlarını kaybetme riski ile karşı karşıya kalıyor. Yani bir taraftan nitelikli çalışana ihtiyaç var. Diğer taraftan da onlara hak ettikleri ücreti verebilmek zorunluluğu var.

Elbette bu sorun sadece bize özgü değil. Tüm dünyada bilhassa da gelişmekte olan Teknogirişim piyasalarında hâkim durumda.

Bu ikilem arasında sıkışan Teknogirişim şirketleri çıkış yolu olarak çalışanlarına ücret yerine hisse senedi seçeneği (pay senedi alma opsiyonu) sunma modelini geliştirmişler.

Bu yönteme göre çalışana, çalıştığı şirketin ortağı olma imkanı verilmekte ve çalışanlar kârdan pay alabilme imkanına kavuşmaktalar.

Pay verme seçeneği, hiçbir bedel almadan tamamen bedelsiz olarak gerçekleşebildiği gibi rayiç bedelden daha düşük bir değerden satış yapılması şeklinde de gerçekleşebiliyor.

Bu yöntem sayesinde Teknogirişimci işletmeler ve çalışanlar karşılıklı olarak yarar sağlamış oluyorlar. İşverenler kısa vadede yüksek ücret verememe sıkıntısını aşmış oluyor, çalışan ise proje sonunda elde edilecek getiriye ortak olmuş oluyor.

Gündelik hayatta çalışanlara hisse senedi opsiyon planları doğrudan doğruya ücretin bir unsuru gibi düşünülmese de daha ziyade performans ödülü gibi dikkate alındığını görmekteyiz.

Çalışanlara pay senedi vermek vergiye tabi olur mu?

Gelir Vergisi Kanunumuza göre işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hisse senedi, mal, vb.) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler ücret olarak nitelendirilir ve gelir vergisinin konusuna girer. (GVK Md. 61)

Öte yandan ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması da onun niteliğini değiştirmiyor.

Dolayısıyla da çalışanlara bedelsiz verilen pay senetlerinin hukuken ve ekonomik olarak çalışanlarca tasarruf edilebildiği tarihte, pay senedi alım hakkı verilmesi şeklinde sağlanan menfaatlerde ise bu hakkın fiilen kullandığı tarihte gelir elde edilmiş sayılıyor.

Pay senedi bedelsiz verilmişse pay senedinin rayiç bedeli ücret olarak dikkate alınıyor.

Pay senedi alım hakkı verilmişse hakkın kullanıldığı tarihteki rayiç bedel ile çalışanın katlandığı maliyet arasındaki fark bu kez ücret olarak değerlendirilip vergiye tabi tutuluyor.

Teknogirişim çalışanlarına pay senedi verilmesinde gelir vergisi istisnası

Temmuz ayı sonunda TBMM’ne verilen ve vergi yasalarında değişiklik öngören yasa teklifi içinde teknogirişimlerin ve çalışanlarının yıllardır bekledikleri bir istisna düzenlemesi yer alıyor.

Buna göre; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre Teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce çalışanlara bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna ediliyor.

Ancak düzenlemenin sonraki kısmında ise çalışanların bu pay senetlerini uzun süre elde tutmalarını sağlamak için bir takım vergilendirme ölçütleri getiriliyor:

Buna göre çalışanlar hak kazandıkları pay senetlerini;

  • 3 tam yıl içerisinde elden çıkarırlarsa; istisna edilen verginin tamamının,
  • 4 ila 6 yıl içerisinde elden çıkarırlarsa; istisna edilen verginin %75'inin,
  • 7 ila 12 yıl içerisinde elden çıkarırlarsa; istisna edilen verginin %25'inin,

vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edileceği kuralı getiriliyor.

Bu düzenlemenin ilginç tarafı çalışanın fiilinden işverenin sorumlu tutuluyor olması ve verginin ondan talep edilecek olması.

Her ne kadar dünya uygulamalarında farklı yaklaşımlar söz konusu olsa da genellikle pay senedi devrolduktan sonra belirli bir süre (genelde 3 yıl) elde tutulmasının arandığı görülüyor.

Pay senetlerinin satışı halinde ise işverenin değil çalışanın değer artış kazancı şekilde vergilendirildiği modellerin olduğunu görüyoruz.

Doğru amaç, doğru araç, sorunlu yöntem

Teknogirişim şirketlerinin uzun zamandır beklediği ve dünya uygulamalarımda yer alan önemli bir teşvik müessesesi böylelikle bizim hukukumuza da girmiş oluyor. Bize göre de çok yerinde bir düzenlemedir.

Ancak çalışanları 12 yıla varan sürelerle pay senetlerini elde tutmaya zorlamanın, satış olması halinde de vergisel sorumluluğu işverenlere yüklemenin sorunlu bir yöntem olduğu kanısındayız.

Biz sürenin 3 yıl ile sınırlı tutulabileceğini, üç yıl içinde satış halinde verginin çalışan tarafından beyan edilerek ödenebileceğini düşünüyoruz.

(ICT Media dergisinin Ağustos 2024 sayısında yayınlanmıştır.)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor