Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Gökhan TAŞPINAR
Gökhan TAŞPINAR
203OKUNMA

Sürdürülebilir ekonominin önündeki engeller ve buna ilişkin çözüm önerileri

Sürdürülebilir Ekonominin Tanımı ve Mahiyeti

Sürdürülebilir ekonomi, ihtiyaçlara en uygun şekilde temin edilen kıt kaynakların rasyonel bir şekilde yönetilerek yatırım verimliliği ve sürdürülebilirliği yüksek ekonomik faaliyetlerde etkin şekilde kullanılmasıdır. Sürdürülebilir ekonomideki amaç ekonomik büyüme değildir. Buradaki asıl amaç sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerinin teşvik edilmesi suretiyle doğaya uygun yeşil teknolojilere yatırım yapılarak ekonomik kalkınma ile kıt miktarda bulunan doğal kaynak tüketimi arasındaki dengenin korunmasıdır. Kısaca bu uygulamalar, toplumsal refahı, sosyal, yapısal, sürdürülebilir gelişimi artırırken doğal kaynakların etkin şekilde ve çevre dostu yöntemlerle kullanılmasını ve finansal sistemlerin sosyal adalet ilkeleriyle uyumlu hale getirilmesini amaçlar. Yani sürdürülebilir ekonominin hedefleri arasında; ekonomik kalkınma stratejileri kapsamında doğaya ve sosyal yaşama zarar vermeden ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi yanında, sosyal ve yapısal ilerleme, çevresel koruma yer almaktadır.

Sürdürülebilir Ekonominin Önündeki Engeller

1- Gelişmekte olan ülkelerdeki gibi ülkemizde de sürdürülebilir ekonomiye ilişkin başlıca sorun beşeri sermayenin oluşumundan çok etkin kullanımına ilişkindir. Ekonomik büyümeye rağmen, her yıl mezun olan yaklaşık bir milyon üniversite mezunundan çoğunun iş bulamadığı, her geçen gün nitelikli işsizler ordusuna yenilerinin katıldığı bir ortamda, her ne kadar okullaşma oranı ile eğitim düzeyinin yükselmesi ekonomik kalkınmanın ölçütleri arasında yer alsa da salt üniversite sayımızda artış kaydedilmesi ekonomik kalkınma için yeterli değildir. Bu anlamda okullaşma adı altında üniversite sayısının artırılması, eğitim kalitesinin düşmesi ve de diplomalı işsizler ordusunu artırmaktan başka işe yaramamaktadır. Dolayısıyla insana, eğitime ve sosyal değerlere yatırım yapmayan, insan kaynaklarını verimli  uygun kullanmayan ülkelerin sürdürülebilir ekonomi ivmesi kazanması mümkün görünmemektedir.

2- Ekonomik kalkınmanın bel kemiğini oluşturan ar-ge faaliyetleri için ülkemizde yapılan yatırımlar yeterli düzeyde değildir. 2023 yılında araştırma geliştirme faaliyetleri için ülkemizde yapılan yatırımın GSMH içindeki payı %1,42 iken bu oran AB ülkelerinde ortalama %2,27 düzeyindedir.

3- Sürdürülebilir ekonominin gerçekleştirilmesine en yüksek katkı sağlayan unsurlardan birisi olan yüksek teknoloji içeren ürün üretimi ve toplam ihracat içindeki payı yeterli düzeyde değildir. Bunun sebebi ise yüksek teknoloji içeren ürünlerin üretiminde, yeni teknolojilerin kullanılmasında inovasyona yeterince önem verilmemesidir. Zira yenilikçi ürün ve süreç geliştiren veya süreçlerine teknolojik gelişimi üretim ekonomisine kazandıran ülkeler, uluslararası ticarette rekabet üstünlüğüne sahip olabilmekte, bu da sürdürülebilir ekonominin ivme kazanmasına son derece pozitif katkı sağlamaktadır. Bu konuyla ilgili olarak dünyada en yüksek ileri teknoloji ihracatında Honkong %65 ile ilk sırada yer alırken, bu alanda öncü ilk 40 ülkeden 17’si arasında olan Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin yüksek teknoloji sektörlerinin payı %20 ila %26 arasında değişmektedir. Ülkemiz için bu oran ise sadece %3,5 düzeyindedir.

4- Sürdürülebilir ekonomi için büyük önem ifade eden sermaye birikiminin üretken yatırımlara aktarımının göstergesi olan doğrudan yatırımların yeterli düzeyde olmadığı da bir gerçektir. Son 7 yılda doğrudan yabancı yatırımların %50 düzeyinde azalması, son 3 yılda ise gayrimenkul yatırımlarının doğrudan yatırımlar içindeki payının %80 düzeyinde olması ise bu konuda oldukça düşündürücüdür.

5- Doğa ve çevrenin korunması, kirliliğin önlenmesi, doğal kaynakların etkin yönetilmemesi, atıkların yeni bir kaynağa ve enerjiye dönüştürülmesi, çölleşme tehlikesine yönelik yeterince önlem alınmaması ve sera gazı emisyonlarının artmasından kaynaklanan iklim değişikliği de sürdürülebilir ekonominin önündeki başlıca engellerdir. Yeşil alanların ve ormanların öneminin gün geçtikçe artığı bir süreçte orman alanlarının beklenilenin altında olması ise düşündürücüdür. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizin yüzde 30’u ormanlarla kaplı iken bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 43 düzeyindedir. Bu konudaki daha vahim tehlike ise Tema Vakfı’nın 16.06.2023 tarihli raporunda ortaya konulmuştur. Buna göre; çölleşme nedeniyle 1990-2022 yılları arasında yaklaşık 7,5 İstanbul büyüklüğünde tarım alanının kaybedildiği, eğer gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılına kadar çölleşmenin yıllık maliyetinin Gayrisafi Milli Hasılanın %40’ına ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Bunun dışında AB ülkelerinde arıtılan atığın geri kazanım oranı ortalama %59’u bulurken bu oran ülkemizde %31,2 düzeyindedir. Bununla birlikte 2021 yılında AB ülkelerinde belediye atığının ortalama % 49,6’sı geri dönüştürülürken ülkemizde belediye atığı geri dönüşüm oranı sadece yüzde 12,3’tür. Bunlara ilaveten AB ülkelerinin yıllık 32,7 milyon tonu bulan atık ihracatının 13,7 milyon tonunun Türkiye'ye gönderilmesi ise ayrı bir sorundur.  Bu konuda Tüdam Değerlendirilebilir Atık Malzemeler Sanayicileri Derneği’nin 2021 yılındaki raporuna göre; ülkemizin 19 mio EUR’luk atık ihracatına karşılık, 150,6 mio EUR’luk atık ithalatının olduğu belirtilmiştir. İngiltere’nin atık stokundan kaynaklanan dış ticaret gelirinin 3 mia EUR olduğu dikkate alındığında bu konuda kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğu açıktır.

6- Sürdürülebilir ekonominin temelini oluşturan yurt içi tasarruf birikiminin etkin şekilde aktarıldığı üretim ekonomisi yerine tüketim eğilimi yüksek bir toplumsal bakış açısına sahip olunması ayrıca finansal farkındalık konusunda gelişime kapalı olmamız da bu konudaki önemli sorunlarımızdan birisidir. Bunun en çarpıcı göstergesi ise Standard & Poor’s tarafından 144 ülkede 150 binden fazla katılımcıyla yapılan araştırmada ortaya çıkmıştır. Bu araştırmaya göre finansal okuryazarlıkta ülkemiz 120. sırada yer almaktadır.

7- Tarımsal kaynakların etkin şekilde kullanılamaması, tarım sektöründeki kaynak kullanım eksikliği, mekanizasyon konusunda sıkıntılar yaşanması ülke ekonomisi için çok önemli bir yer tutan tarım sektörünün sürdürülebilir ekonomiye beklenen düzeyde katkı sağlamasına engel teşkil etmektedir.  1980 yılında tarım sektörü milli gelirden %25,8 pay alırken 2022 yılında tarım sektörünün milli gelirden aldığı pay %4,8’e düşmüştür. International Trade Center (TRADEMAP) 2022 yılı nihai dış ticaret istatistiklerine göre Küresel Tarım Ürünleri İhracatında ilk sırayı 192,6 mia USD tarımsal ürün ihracatı ile ABD almaktadır. ABD, dünyadaki tarım ürünleri ihracatının %9,5’luk payına sahipken, ABD’yi 135,1 mia USD ve %6,7’lik pay ile Brezilya, 121,8 mia USD’lik küresel tarım ürünleri ihracatındaki %5,3’lük payı ile Hollanda takip etmektedir.  Hollanda’da tarım sektörüne ayrılan alan 1.900.000 hektar olmasına karşın, 29.024.000 hektar tarım arazisine sahip ülkemizde 2022 yılında 29,9 mia USD küresel tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirilirken, %1,5 oranında toplam küresel tarım ihracatından aldığı pay ile dünyada 21.sıradadır.

8- Sürdürülebilir ekonominin ivme kazanmasında mevcut makroekonomik politikaların yeterince etkin olmaması: Ülkemizde orta ve uzun vadeli kredi ve sermaye piyasalarının gelişmesinin önündeki yapısal engeller sürdürülebilir ekonomiye geçişi sağlayacak yatırımları kısıtlamaktadır. Özellikle de mevcut enflasyonist ekonomik ortam, uzun vadeli düşük faiz oranında çevre dostu yeşil yatırımlara, yenilebilir enerji yatırımları finanse edecek bankacılık sistemindeki mevcut kredi politikalarının efektif olmaması, bu alandaki sendikasyon kredilerinin yeterli düzeyde olmaması, yerli ve yabancı yatırımcıların güvenini olumsuz etkilemekte, sürdürülebilir ekonomiyi destekleyecek doğrudan yatırımların hacim kazanmasına engel olmaktadır. Buna karşılık dünyada sürdürülebilirliğin öneminin artması ile birlikte, finans sektörünün sürdürülebilir ekonomiye geçiş sürecindeki etkin faktörler tartışılmaya başlanmış, uluslararası kuruluşlar ve merkez bankaları bu süreci destekleyerek lokomotif görevi görmüşlerdir. Özellikle de Avrupa Birliği üyesi birçok ülke sürdürülebilir ekonomiye geçişe yönelik ekonomik ve finansal düzenlemeleri oluşturmak suretiyle, bu alanda yüksek katkı sağlayacak para ve kredi politikalarını selektif düzenlemelerle yürürlüğe koymuştur. Buna karşılık ülkemizde ise bu alanda bankacılık sektörünün gelişmişlik düzeyine paralel bir ilerleme kaydedilememiştir. Ayrıca her ne kadar 5 yıllık kalkınma planlarında Sürdürülebilir Ekonomi ile ilgili projeksiyonlar belirlenmiş olsa da bu hedef ve projeksiyonların etkin şekilde uygulanmasıyla ilgili sorunlar yaşandığı da bir gerçektir.

9- Sürdürülebilir ekonominin dinamosu olan sürdürülebilir finansman, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında Avrupa Birliği’nin iklim, sürdürülebilirlik ve politika hedeflerine ilişkin uluslararası taahhütlerinin yerine getirilmesinde önemli bir role sahiptir. Bu konuyla ilgili olarak, AYM’nin ana hedefi,  kamu ve özel yatırımların; iklimsel dalgalanmalara dayanıklı, kaynak verimliliğinin yüksek olduğu  adil bir ekonomiye geçişe yönlendirilmesidir. 2030 yılında iklim ve enerji hedeflerine ulaşılmasını, bu yatırımların sürdürülebilir proje ve faaliyetlere yönlendirilmesini temin etmek amacıyla; iklim değişikliğinin azaltılması, İklim değişikliğine uyum, su ve deniz kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı, döngüsel ekonomiye geçiş, kirliliğin önlenmesi ve kontrolü, biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin korunması kapsamında  AB Taksonomi Tüzüğü  12 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına karşın bu konuda ülkemizde henüz yasal bir düzenleme yapılmaması da sürdürülebilir ekonomi modelinin uygulanmasıyla ilgili önemli engellerden birisidir.

10- Enerjide yüksek oranda dışa bağımlı olmamız, Sürdürülebilir ekonominin finansmanında ciddi sorunlar yaratmaktadır. Linyit hariç fosil yakıtlar bakımından zengin olmayan ülkemiz birincil enerji üretimi açısından önemli oranda dışa bağımlıdır. Enerjide dışa bağımlılık oranı T.C. Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre %67,8 oranındadır. Dışa bağımlı olduğumuz enerji kaynaklarının başında, petrol, doğal gaz ve elektrik enerjisi gelmektedir.

Sürdürülebilir ekonominin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik stratejik çözüm öneriler

Bir ülkenin sürdürülebilir ekonomi döngüsünü yaratabilmesi çok önemlidir. Hatta bu konuda T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Değerlendirme Raporu” hazırlanmak suretiyle Sürdürülebilir Ekonomiye ilişkin hedefler belirlenmiştir. Ekonomik büyümeden daha çok kalkınmayı hedefleyen sürdürülebilir ekonomi döngüde; kişi başına düşen milli gelirin arttığı,  ölçek ekonomiler düzeyine ulaşıldığı, adil ve dengeli gelir dağılımının olduğu, güçlü hukuk yapısı ve esnek piyasa araçlarının geliştirildiği, yapısal reformların tamamlandığı her yönden cazibe merkezi olduğu, doğa ve çevreyi koruyan yenilebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıldığı, yüksek teknoloji içeren katma değerli ürün ve hizmetlerin üretildiği,  üretken yatırımlarla istihdamın düzenli şekilde artığı, gelişmekte olan değil gelişmiş ve kalkınmış bir ülke ve müreffeh bir toplum düzeyine ulaştıracak aşağıdaki stratejilerin sadece kağıt üzerinde kalmadan uygulanmaya konulması durumunda, ülkemiz dünyadaki hak ettiği yerini alacaktır.

Makroekonomik Stratejiler

  • Reel ekonomiyi destekleyici ekonomi politikalarının etkin şekilde yaşama geçirilmesi, son derece önemlidir.
  • Atıl beşeri sermayeyi oluşturan nitelikli işsizlerin istihdam edilmeleri için üretim/yatırım hacminin artırılarak ve doğrudan yatırımlar teşvik edilerek yeni istihdam alanlarının açılması ve bu konuda maliye ve istihdam politikalarının selektif bir şekilde uygulanması son derece önem arz etmektedir.
  • İstihdam üzerindeki vergi yükünün azaltılmasına yönelik vergi politikalarında düzenlemeler yapılması suretiyle, maliye politikası sadece dezenflasyon amaçlı değil aynı zamanda istihdamın artırılmasına yönelik olarak da kullanılmalıdır. Özellikle de toplam istihdamın %77’sini sağlayan KOBİ’lere istihdam yaratılması, yeni girişimlerde bulunulması, modern teknolojin kullanılmasına yönelik vergi muafiyeti, teşvik ve hibeler, düşük faizli krediler, arazi tahsisi gibi destekler bu konuda uygulanması yararlı olacak maliye politikası araçlarından bazılarıdır.
  • İmalat sanayinin lokomotifi olan KOBİ’lerin kullanımına ilişkin bankalar tarafından yabancı finans kurumlarından düşük faizli sendikasyon kredileri temin edilmesi suretiyle orta ve uzun vadeli yatırım/proje finansman sorunlarının çözülmesine, ölçeklerini büyüterek ekonomiye, üretim ve istihdam yönünden daha fazla katkı sağlayacaktır.
  • Girişimciliği destekleyerek daha fazla istihdam yaratmak ve işsizliği önlemeye yönelik sosyoekonomik politikaların uygulanması da etkili olacaktır. Özellikle de bu konuda ev hanımlarının ekonomiye katkılarını arttırmak adına bu yönde kadın girişim modelinin desteklenmesi ve bu yönde düzenlemeler yapılması sürdürülebilir ekonomiyi destekleyici nitelikte olacaktır.
  • “Kalkınmada Öncelikli Bölge” modeli gözden geçirilerek, bu modelin daha etkin ve somut şekilde uygulanmasını teminen bu yörelerimizdeki yatırımların teşvik edilmesi, yeni iş sahalarının açılması, refah düzeyinin yükseltilmesi yoluyla sürdürülebilir ekonomi desteklenecektir.
  • Sürdürülebilir bir ekonomi için belki de en önemlisi insanların ekonomiye değil büyümekte olan ekonominin insanların mutluluğuna ve refahına hizmet etmesidir. Bu anlamda kapsayıcı ve istikrarlı bir ekonomik kalkınma modeli kapsamında üretken ve katma değeri yüksek istihdam yaratan insana yakışır iş modelleri sürdürülebilir ekonomiye katkıyı artıracak yöntemlerdir.
  • Ülkemizde imalat sanayinin kalkınmış ekonomiler düzeyine ulaşmasını teminen; “düşük katma değerli & emek yoğun ürünler” yerine, “ileri teknolojili & sermaye yoğun ürünler” üretilmesi için doğrudan yatırımların buna yönelik kanalize edilmesi ve “ileri teknolojili & sermaye yoğun ürünlerin ihracatının artırılmasının sürdürülebilir ekonomik büyümeye ivme kazandıracağı görüşündeyim.
  • Özellikle son 3 yıllık dönemde ülkemize gelen 17,7 milyar USD’lik doğrudan yabancı yatırımın %80’lik kısmının gayrimenkul yatırımı olduğu göz önünde bulundurularak, üretim ekonomisinin kapasitesini artıracak özellikle de imalat sanayiyi destekleyecek ve ülkemizin enerji açığını kapatacak doğrudan yatırımların teşvik edilmesi adına yatırım indirimleri, doğrudan yatırımları teşvik edici vergi politikaları ile kredi faiz politikalarının uygulanması da destekleyici öneriler arasında sayılabilir.

Eğitim ve Öğretime İlişkin Stratejiler

  • Bilgi ve eğitim odaklı kalkınma modelinin toplumun tüm kesimine empoze edilmesi yönünde devletin bizzat müdahil olduğu, sivil toplum örgütleri tarafından da desteklenen stratejiler bu konuda oldukça önemlidir.
  • Üniversitelerimizdeki eğitim kalitesinin uluslararası standartlar düzeyine yükseltilmesi yönünde yapılacak çalışmalar, sürdürülebilir ekonomi açısından önemli bir çıkış noktası olacaktır.
  • İyi eğitim almış bireylerden oluşan bir toplumun ülke kalkınmasına ivme kazandıracağı düşüncesinden yola çıkarak, bireylerin yaşam boyu etkin bir eğitim ve öğretim programına katılmalarının teşvik edildiği, eğitimsiz bireylerin kalmaması için eğitim ve kurs programlarının düzenlendiği bir strateji bu anlamda çok yüksek katkı sağlayacaktır.
  • Doğu ve güneydoğu bölgemizdeki olanakları kısıtlı ailelerin kız çocuklarının eğitimine yönelik düzenlenen eğitim programlarının artarak devam etmesi ve okullaştırma oranının yükseltilmesi yönünde toplumun tüm katmanları tarafından destek verilmesi de sürdürülebilir eğitim stratejisinin uygulanması sürecinde önemli bir aşama kaydedecektir.
  • Mesleki/teknik eğitime destek verilerek bu konudaki yetersiz işgücünün artırılmasına çalışılması da çok önemlidir. Gençlerin yeteneklerine göre meslek seçimi teşvik edilerek özellikle ilköğretimden sonra etkin şekilde uygulanacak mesleki eğitim sistemiyle KOBİ’lere yetişmiş işgücü kazandırılması suretiyle aynı zamanda istihdam sorununa da çözüm olabilecek bir mesleki eğitim modelinin uygulamaya konulması büyük önem arz etmektedir
  • Kapsayıcı eğitim ve istihdam yoluyla kalkınma fırsatlarının desteklenmesi bu yolda büyük katkı sağlayacaktır.
  • Sürdürülebilir ekonomik büyüme için “Ekonomik Sürdürülebilirlik” bilincinin yaratıldığı doğayla dost ve kaynakların doğru kullanımıyla ilgili olarak ilköğretimden başlayacak şekilde bir eğitim modeli ile toplumu bilinçlendirmek sürdürülebilir ekonomi ivmesini hızlandıracaktır. Ayrıca finansal okuryazarlık konusunda toplumsal farkındalığın artırılmasını teminen, ilköğretim döneminden itibaren çocuklarımıza verilecek eğitimlerin eğitim stratejisinde çok yüksek katkı sağlayacağı kanaatindeyim.

İnovasyon ve AR-GE Stratejileri

  • Bilgi teknolojilerinin ekonomi ve sosyal alanlarda etkin şekilde kullanımı teşvik edildiği, özellikle de sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülecek faaliyetler, etkinlikler, proje yarışmaları bu alanda katkı sağlayacak önemli çalışmalardır.
  • İlköğretimden başlayacak şekilde ülke ekonomisine katkı sağlayacak bireysel proje ve buluşlar ile girişimcilik ruhunun teşvik edildiği, genç müteşebbislerin iş kurmalarına destek olabilecek, girişim sermayelerini, verimliliği yüksek start up projelerini destekleyecek kredi/finansman modellerinin uygulamaya konulması da son derece katkı sağlayacaktır.
  • Özel ve kamu kurumlarında ar-ge çalışmalarını yönetecek birimler kurulması ülkemizdeki ar-ge yatırımlarının etkinliğini artıracaktır.
  • Teknoloji yatırımlarının dışarıdan ithal edilmesi yerine ülkemizde savunma sanayi, 5G teknolojisi, teknolojik araç-gereç, ekipman, donanım ve yazılım ile inovasyon ve girişim sermayelerine yönelik yatırımların yapılması, teknokentlerde, slikon vadilerinde teknolojik ar-ge üsleri kurulması da bu stratejinin etkinliğini artıracaktır.
    • Tüketim eğiliminin azaltılmasını destekleyecek yönde sürdürülebilir bir şekilde üretip tüketebilen topluluklar ve şehirler yaratarak yenilikçi çözümlerle dayanıklı altyapıların teşvik edilmesi de yararlı olacaktır.
    • Sürdürülebilir kalkınma, yeni ürünlerin ve hizmetlerin geliştirilmesi, rekabet avantajının sağlanması. inovasyon ve teknolojik ilerlemeye katkıda bulunulması, verimlilik ve kaliteyi artıracak çalışmaların yapılması da bu yönde önemli katkı sağlayacaktır. Bu kapsamda; ekonomik büyümeye ve istihdama katkıda bulunmaya ilişkin olarak devlet ya da üniversitelerce yapılan ar-ge yatırımlarına ve özel kesim tarafından gerçekleştirilen ar-ge faaliyetlerine ağırlık verilmesi, ayrıca işletmeleri ar-ge yatırımları gerçekleştirmeye yönlendirmek amacıyla maliye politikası araçlarındanvergi ertelemeleri, vergi indirimleri ve genişletilmiş teşvik araçlarının etkin şekilde kullanılması da ar-ge yatırımlarında ülkemizi üst sıralara taşırken, sürdürülebilir ekonomiye ivme kazandıracaktır..

Enerji ve Kaynak Verimliliğine ilişkin Stratejiler

  • Kamu ve Özel sektörde enerji ve kaynak kullanımı optimum şekilde kullanılmak suretiyle, iş faaliyetlerinin çevresel etkisi ve aynı zamanda işletme maliyetleri azaltılabilir.
  • Çevresel uyumluluk kapsamında küresel iklim hedeflerinin de gözetilmesi suretiyle kaynak verimliliği artırılmalı; ekonomi mümkün olduğunca karbondan arındırılmaya çalışılmadır. Fosil yakıtlara olan bağımlılığın minimum düzeyde tutulması suretiyle rüzgar, güneş, jeotermal vb gibi yenilenebilir enerji pazarlarına geçiş yapılarak bu alandaki yatırımlar artırılmalıdır. Bu kapsamında enerji verimliliği projeleri uygulanarak enerji tüketimi azaltılmalı su tasarrufuna daha planlı ve programlı şekilde geçiş yapılmalıdır.
  • Su, sanitasyon ve sürdürülebilir enerjigibi temel hizmetlere erişimin evrenselleştirilmesi enerji ve kaynak verimliliğini artıracaktır.

Sosyoekonomik Stratejiler

  • Gelir dağılımını iyileştirmeye yönelik politikaların uygulanması sürdürülebilir ekonominin etkinliğini artıracaktır.
  • Cinsiyet eşitsizliğini azaltmaya yönelik proje ve politikalar uygulanmak suretiyle kadın girişimcilerin desteklenmesi ve istihdama kazandırılması da son derece önemlidir.
  • Bilinç düzeyi yüksek bir toplum modeli yaratılması suretiyle rüşvet ve yolsuzluk gibi toplam verimliliği azaltan toplumsal deformasyonun engellenmesine yönelik düzenlemeler de bu konuda atılması gereken adımlardan birisidir.
  • Sosyal adaletin sağlanması ve toplumsal refahın artırılması için planlı ve programlı şekilde yapılacak çalışmalar bu stratejinin etkinliğini daha da artıracaktır.

Doğal Yaşam Ve çevrenin Korunmasına İlişkin Stratejiler

  • İklim değişikliğine yol açan unsurların engellenmesine ve ekosistemlerin korunmasına yönelik politikalar oldukça önemlidir.
  • Çölleşme sürecindeki ülkemizde ormanlık alanların ve yeşil alanların korunması, su, toprak ve biyo- çeşitlilik gibi doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi ve korunması yönünde gerekli denetim ve düzenlemelerin yapılması doğal yaşam ve çevrenin korunması yönünde önemli stratejilerden birisidir.
  • Çevresel kirliliğin önlenmesi, atık yönetim süreçlerinin geliştirilmesi, geri dönüşümün teşvik edilmesi, atıkların azaltılması ve karbon emisyonlarının kontrol edilmesine ilişkin denetimlere ağırlık verilerek gerekli yasal düzenlemelerin yapılması da son derece önemlidir.
  • Yeşil alanların ve milli park statüsündeki alanların imar planında yapılacak değişikliklerle konut ya da turizm alanına dönüştürülmesi yönünde belediyeler tarafından yapılacak düzenlemelerin önüne geçilmesi de doğal yaşam ve çevrenin korunması açısından yaşama geçirilmesi gereken uygulamalar arasındadır.
  • Yeşil ve temiz teknolojiye yapılacak yatırımların para ve kredi politikalarının selektif şekilde uygulanmak suretiyle desteklenmesi, fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına geçiş ve çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi konularında hızlı sonuç verecek uygulamalardır. Dolayısıyla, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında iklim, sürdürülebilirlik ve politika hedefleri kapsamında ulusal yeşil taksonomi belgesine ilişkin düzenlemelerin tamamlanarak yayımlanması, bankacılık sektöründe sürdürülebilir finansmanın alt yapısını oluşturacak düzenlemelerin yürürlüğe konulması, sadece ülkemiz açısından değil aynı zamanda küresel iklim ve sürdürülebilirlik açısından son derece önemlidir.

Sürdürülebilir Tarım Ekonomisi Stratejileri

  • Tarımsal destekleme politikalarının gözden geçirilerek tarım üretiminin artırılmasına yönelik teşviklere ağırlık verilmesi, üretici ile nihai tüketici arasındaki fahiş düzeyde kazanç sağlayan aracıların minimize edilmesi son derece önemlidir. Aksi takdirde; Tarımsal destekleme politikasının özünü oluşturan; tarım ürünlerinin fiyatlarında istikrarı ve dengeyi sağlamak, üreticilerin gelirlerinde istikrarı sağlamak, tarım sektöründeki gelir dağılımında adaleti sağlamak, üreticilerin teknoloji, mekanizasyon, maliyet ve fiyat açısından karşılaştırmalı olarak diğer ülkeler ile rekabet edebilir düzeye gelmelerini sağlamak ve tüketicilere da uygun fiyattan, istenilen zamanda, istenilen yerde ve de miktarda tarımsal ürün aktarılmasını kolaylaştırmak gibi amaçların uygulanabilirliği sadece kağıt üzerinde kalacaktır.
  • Atıl kalan kırsal alanların tarım ekonomisine kazandırılması yönünde destek ve teşviklere ilişkin düzenlemeler, tarımsal arazilerin korunmasına yönelik sübvansiyonlar, tarımın ve kırsal alanların iyileştirilmesine hız kazandırılması ve tarım üretiminin artırılmasına önemli katkı sağlayacaktır.
  • Tarım endüstrisinin entegre gelişimini destekleyecek düzenlemeler yapılması, ileri teknolojiye sahip tarım makine ve teçhizatlarının alımına yönelik sübvansiyonların verilmesi, tarım ürünlerinin saklanmasına yönelik soğuk hava depoları ve taze muhafaza tesislerinin inşası için teşviklere yer verilmesi tarım ekonomisi stratejisinin önemli aşamalarındandır.
  • Tarım üreticilerinin eğitim ve kurslara katılması suretiyle nitelikli çiftçilerin yetiştirilmesi ve tarımsal üretime ilişkin sosyalleştirme hizmetlerinin desteklenmesi ile tarımsal işletmelerin sağlıklı gelişimine yönelik stratejik yönetim projeleri, tarım üretiminde nitelikli arz artışına önemli katkı sağlayacaktır.
  • Tarımsal verimliliği yüksek susuz tarımın teşvik edilmesi yönündeki uygulamalar, tarım ekonomisinin katma değerini önemli ölçüde artıracaktır.

(1) TAŞPINAR,G. “Finans Felsefesinin Uygulama Alanları ve Büyük Bir Başarı Hikayesi”, 19.07.2024 tarihli Ekonomi Gazetesi
(2) TAŞPINAR,G. “Finansal Okuryazarlık Neden Önemli”, 15.01.2024 tarihli Ekonomi Gazetesi
(3) TAŞPINAR,G. “Beşeri Sermaye ve İstihdam Sorunu”, 20.12.2005 tarihli Dünya Gazetesi
(4) “Ekonomik Sürdürülebilirlik Nedir” 24 PORTFÖY
(5) AŞAN,D. “Sürdürülebilirliğin Ekonomik Boyutu ve Finansman Araçları”, 08.08.2022
(6)“Sürdürülebilir Kalkınma ve Ekonomi Planı Olgusu Nedir?”MONAY 02.08.20232.
(7) Sürdürülebilir Kalkınma Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir? Kollektif Okul, 18.05.20212.
(8) ”Geri Dönüşüm Oranı: Atık Arıtmada Türkiye’de ve Avrupa’da Durum Ne” EURONEWS, 01.08.2023
(9) AKKAŞ,S. “Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Son 7 Yılda %50 Azaldı” 15.12.2021
(10)“Sürdürübelirlik Nedir?”, CASEM ESG, 13.10.2023
(11) ÇELEBİ K., KAHRİMAN H. “Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetlerine Yönelik Vergi Teşvikleri ve Bunların Karşılaştırmalı Analizi”, Maliye Dergisi Temmuz-Aralık 2011
(12) Prof.SOYKAN A.,Dr.KOÇ Y. “Dünyada ve Türkiye’de Doğa Korumanın Kuramsal Temelleri”, IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 05.02.2020
(13) Balbay Ş, Sarıhan A, Avşar E. ,“Dünya’da ve Türkiye’de “Döngüsel Ekonomi / Endüstriyel Sürdürülebilirlik”, Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi, Kasım 2021.
(14) Genel Tarım Sektörü Raporu, T.C. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Tarım Ürünleri Daire Başkanlığı.
(15)“Sürdürülebilir Kalkınma”, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, 07.03.2024
(16) “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Değerlendirme Raporu”, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 2019
(17) YILDIZ,T., DAYAR, H. “Tarım Sektörünün Türkiye Ve Diğer Ülkeler İle Karşılaştırılması” Aizanoi Academia - İktisat, İşletme ve Siyasal Çalışmalar Dergisi, 2024, Sayı:2
(18) ŞAHİN,S. “Türkiye’de Sürdürülebilir Ekonomiye Geçişte Uygulanabilecek Para ve Kredi Politikaları”, 03 Eylül 2024
(19) ÖZTEMİZ, H. “Yüksek Teknoloji İhracatında Karşılaştırmalı Rekabet Gücü Analizi: Öncü 40 Ülke”, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 24.04.2024
https://tubitak.gov.tr/tr
https://ticaret.gov.tr/tr
https://www.enerji.gov.tr

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor