Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Yavuz AKBULAK
Yavuz AKBULAK
297OKUNMA

Suç yoluyla elde edilen varlıkların müsaderesi: Endonezya’dan kavrayışlar

Suç yoluyla elde edilen varlıkların müsaderesi: Endonezya’dan kavrayışlar

Suç yoluyla elde edilen varlıkların müsaderesi (confiscation of criminally obtained assets), mahkûmiyet olmaksızın hukuk mahkemelerinde uygulanabilir. Bu hareket tartışmalı olduğundan, Avrupa Birliği (AB) şimdi sıkı güvenlik önlemleri aramakta olup örnek olarak Endonezya’ya bakılabilir.

Mahkûmiyet temelli olmayan müsadere (non-conviction-based confiscation) işlemlerinde, bir mahkeme, öncesinde cezai kovuşturma olmaksızın bir bireyin varlıklarına el koymaya karar verir. Mahkûmiyet temelli olmayan müsadere modelleri arasında, işlemlerin medeni usul çerçevesini izlediği hukuki müsadere ve cezai işlemlerle yakından bağlantılı olan ‘cezai’ mahkûmiyet temelli olmayan müsadere (criminal non-conviction-based confiscation) yer alır. Bu, yalnızca iddia edilen fail kovuşturulamadığı takdirde başlatılır.

Temel hakların atlanması [bypassing fundamental rights]

Müsadere için hukuki çerçevenin kullanılması, ceza davalarındaki usul güvencelerinin atlatılmasına olanak tanır. Örneğin, ceza davalarında uygulanan temel hakların korunması, hukuki müsadere (civil confiscation or forfeiture[1]) için geçerli değildir. Hukuki müsaderede, mahkeme normalde hukuk davalarında (civil cases) kullanılan ispat standardını kullanır. Bu, mahkemenin failin mahkûmiyetinin ardından suç varlıklarına el koyduğu ve “makul şüphenin ötesinde” (beyond reasonable doubt) cezai ispat standardını gerektiren cezai müsaderenin (criminal confiscation) aksinedir.

Daha düşük kanıt standardı [lower standard of proof]

Hukuki müsaderede kullanılan hukuki standart, cezai standarttan daha düşüktür. Hukuki standart uyarınca, varlıkların cezai yollarla elde edilmiş olma ihtimalinin gösterilmesi gerekir. Bu nedenle, hâkimlerin olasılık dengesine göre varlıkların cezai yollarla elde edilmiş olduğunu belirlemesi yeterlidir. Başka bir deyişle, hâkimler mahkûmiyet olmaksızın müsadereyi sürdürmeyi seçerse, varlıkların cezai kökeninin ‘olmamasından daha olası’ (more probable than not) olması halinde bunu yapabilirler.

İspat standardı (standard of proof) ne kadar düşükse, devletin müsadere iddiasını haklı çıkarması o kadar kolay olur. Tehlikede olan başka bir şey daha vardır: İyi niyetli tarafın mülkiyet hakkı (right to property of the bona fide party). Bu nedenle bazı akademisyenler, mahkûmiyet temelli olmayan müsadere prosedürlerinde acilen daha yüksek bir ispat standardının uygulanması gerektiğini savunmuştur.

Bir vaka çalışması olarak Endonezya

Bu bağlamda Endonezya’ya bakmak ilginçtir. Bu ülkede mahkûmiyet temelli olmayan müsadere aracılığıyla suçtan elde edilen varlıkların müsaderesini mümkün kılmak için bir yasa taslağı hazırlanmaktadır. Endonezya bunu çok çeşitli suç varlıklarına uygulamayı planlamakta ve mahkûmiyetin mümkün olmadığı durumlarda devletin suç varlıklarına müsadere etmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu, mevcut suç müsadere sistemine ek olarak yapılacaktır.

Mahkûmiyet temelli olmayan müsadere rejimi, cezai kovuşturmalarla doğrudan bağlantısı olan karma bir cezai/hukuki yapıya sahiptir. Yasa tasarısı, mahkûmiyet temelli olmayan müsaderenin uygulanmasına ilişkin koşullar getirmektedir. Örneğin, daha önce bir cezai soruşturma yapılmış olmalıdır. Mahkûmiyet temelli olmayan müsadere işlemleri yalnızca şüphelinin ölüm, kaçma veya yokluk gibi nedenlerle kovuşturulmaması/mahkûm edilememesi durumunda başlatılabilir. Ayrıca, failin kovuşturulması mümkünse cezai müsadere önceliklidir.

Yeni kanıt standardı [new standard of proof]

Yasa tasarısı, hâkimlerin resmi gerçeği elde etmek için kabul edilebilir kanıtı incelemekle yükümlü olduğu geleneksel hukuk davalarında uygulananlara kıyasla farklı, sui generis bir kanıt standardı getirmektedir. Önerilen yasa, devlet savcısının [dilekçe sahibi olarak (state’s attorney)] söz konusu varlıkların gerçekten suç varlıkları olduğunu kanıtlayabilmesi durumunda mahkemenin mahkûmiyet temelli olmayan müsadere talebini onaylayacağını öngörmektedir. Tersine, itiraz eden taraf varlıkların haklı sahibi olduğunu ve/veya varlıkların suç kökenli olmadığını kanıtlayabilirse mahkeme müsadere talebini reddedecektir.

Mahkûmiyet temelli olmayan müsadere üzerindeki etki

Bu standardın benimsenmesi neyi gerektirir? Suç gelirleri bağlamında, mahkeme, dilekçe sahibinin sunduğu delilleri değerlendirerek, varlıkların bir suç işlemekten kaynaklandığına ikna olmalıdır. Başka bir deyişle, müsadere şüpheye dayandırılamaz; delile dayandırılmalıdır. Bu nedenle, mahkûmiyet temelli olmayan müsadere işlemleri varlıkların hukuka aykırılığıyla ilgili esaslı bir gerçeğin arayışı haline gelir. Bu standart, cezai ispat standardına hemen denk gelmese de, olasılık dengesinden açıkça daha yüksek bir seviyededir.

Hollanda ve Avrupa hukuku için öğrenilecek dersler

Bu yasa tasarısı Avrupa Birliği mevzuatı için de geçerlidir. (AB) 2024/1260 sayılı Direktifin[2] kabulü, AB Üyesi Devletlerin sağlam bir kanıt standardına sahip ulusal bir mahkûmiyet temelli olmayan müsadere çerçevesi getirmesini gerektirmektedir. Bu çerçeve altında, bir mahkûmiyet temelli olmayan müsadere emri yalnızca mahkeme suç varlıklarının bir suçtan kaynaklandığına veya suçla ilgili olduğuna ikna olursa verilmektedir. Bu bağlamda, Hollanda hükümeti başlangıçta bir medeni hukuk çerçevesini izleyen Hollanda mahkûmiyet temelli olmayan müsadere tasarısının anılan Direktifte özetlenen ‘ceza hukuku’ mahkûmiyet temelli olmayan müsadere rejimine uyacağını belirtmiştir.

Sonuç

Daha yüksek bir kanıt standardı benimsemek, devletlerin müsadere talebini haklı çıkarmak için yasal delilleri elde etme ve sunma konusunda daha katı olmalarını gerektirmektedir. Bu nedenle, devletler yalnızca varlıkların suç kaynaklı olduğunu kanıtlamak için yeterli delile sahip güçlü davalara itiraz edecektir. Bu, meşru varlıkların keyfi olarak müsadere edilmesini engelleyecektir.

Endonezya’nın mahkûmiyet temelli olmayan müsadere yasa teklifinin, tersine çevrilmiş ispat yükü ve soruşturmalarda, davalarda ve varlık yönetiminde yetkililerin adil ve orantılı tahsisi gibi çeşitli alanlarda daha yakından incelenmesi gerekirken, maddi bir ispat standardının kullanılması olumlu özelliklerinden biridir. Koruma önlemleri ne kadar iyiyse, adalet de o kadar büyük olur.

(Bu yazı ilk olarak 3 Eylül 2024 tarihinde Legal Blog’da yayımlanmıştır.)

(1) Çevirenin Notu: Hukuki müsadere, kişiye değil mala (dolayısıyla ayına veya ayni mala) karşı açılan bir davadır ve cezai kovuşturma olmadığında, suç faaliyetinden elde edilen gelirin, bir kişiyi haksız kazançlardan mahrum etmek amacıyla müsadere edilebileceği mekanizmadır.
(2) https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=OJ%3AL_202401260

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor