Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ
Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ
1157OKUNMA

Pandemide Sermaye Nerede/Kimde Toplanıyor? (Sermaye Temerküzü)

Türkiye’de pandemi öncesinde 2018’den bu yana çift haneli enflasyon ve işsizlik ile düşük büyüme oranı ortamındaydık. 2018 yılı Mart ayından Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilan ettiği tarih olan 11 Mart 2020’ye kadar geçen iki yılda TL, $ karşısında %56 değer kaybetmişti.

Pandeminin ilk gününden Temmuz ayının ortasında kadar da TL’nin $ karşısında değer kaybı devam etti, 16 ayda değer kaybı %41 olarak gerçekleşti.

Bu uzun zaman diliminde alım gücünün düşeceğine yönelik beklentiler güçlendi. Para politikası uygulamalarının kısa vadede enflasyonu hedeflenen düzeye getirmekten çok uzak olduğu inancı yerleşti. Enflasyon oranının daha da artacağına yönelik beklentiler, tasarrufları TL’den uzaklaştırırken döviz, altın, kripto para, gayrimenkul gibi varlıkların tercih edilmesine yol açtı. Tasarrufların erimemesi için hangi varlık enflasyona karşı daha fazla getiri sağlıyor ve enflasyona karşı koruma mekanizması geliştiriyorsa, oraya doğru yönelim gerçekleşti.

2020 pandemi yılında büyüme oranındaki dramatik düşüşün önüne geçmek için yılın ikinci yarısından itibaren gevşetilen para politikasıyla indirilen faiz oranları, kredi talebini körükledi. Ucuz paranın bollaştığı dönemde konuta olan talep arttı. Üstelik pandemide ertelenen talepler söz konusuydu. Karantina döneminde şehirlerde, apartman dairelerinde sıkışan hanehalkları için bahçeli, ferah, hijyenik mekanlar ve evden çalışanlar için yazlık bölgelerdeki konutlar cazibe merkezi haline geldi. Menkul kıymetler ve diğer varlık fiyatlarının beklenenin üzerinde “şişme”sinin eşlik ettiği bu ortamda konuta talep arttı.

2020 yılında konut satışında bir önceki yıla oranla %11 artış gerçekleşti. 2021 yılının ilk yarısında geçen yıla göre %11,5 daha az konut satılsa da, satılan konut sayısı 552.810 oldu. Bunca satışın dörtte biri sadece Haziran ayında gerçekleşti. 2020 yılının son çeyreğinden itibaren kredi faizlerindeki yükseliş, ipotekli satış hacmini %29 daraltırken, diğer satış yöntemleri arttı.

Bir yandan pandemi öte yandan enflasyonist ortam, bir an önce tasarrufların değerlendirilmesi isteğini doğurdu. Bu durum konuta olan talebi arttırırken konut fiyatları ve Konut Fiyat Endeksi de hareketlendi. Endeks, 2021 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %2 oranında artarak 168,8 seviyesine çıktı.

Türkiye’de konut birim fiyatları (TL/m2) ndaki yıllar itibariyle ortaya çıkan yükseliş çok farklı gerçekleri ortaya çıkarıyor. 2010 Nisan ayında konut m2 birim fiyatı, pandemi başlangıcına kadar 2018 yılı son çeyrekteki gerileme dışında, her ay ortalama yaklaşık %1 oranında arttı. Ama pandemi ilanının hemen ardından Nisan 2020’de konut m2 birim fiyatı ilk kez bir önceki aya oranla %5 birden arttı. Nisan 2020-Nisan 2021 artış ortalaması %2,5 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla 2010 yılının Nisan ayında 964,7 TL olan konut m2 birim fiyatı, Nisan 2021’de 4.225 TL’ye ulaştı.

Pandemide Sermaye Nerede/Kimde Toplanıyor? (Sermaye Temerküzü)

Artan konut fiyatları, düşen alım gücüne, yoksullaşan halka rağmen konut talebi canlı ve satışlar sürüyor. Bu durumun temel nedeni sermaye temerküzü, diğer adıyla sermayenin belirli ellerde toplanmasıdır.

Bazı dar gelirliler düşen alım gücünü ayağa kaldırmak için kendi konutlarını satarken daha küçük bir konut alıp, aradaki tutarı geçimlerinde kullandı. Bazı işletme sahipleri, pandemide işleri bozulunca yüksek talep gören konutlarını satışa çıkardı, işletmesinin borçlarını kapattı. Bazı konut sahipleri de, değeri artan gayrimenkullerini daha önce ummadıkları bir fiyata satarak, kısa vadeli geleceklerini garantiye almaya çalıştı.

İster likidite, ister küresel, isterse pandemi krizi olsun, üretim ve istihdam daralırken bu krizler bazı kesimler için eskiye göre daha güçlü bir yeniden yapılanma fırsatı olabilir, bazı kesimler için de gerçek anlamda çöküşü getirebilir. Tüm bu gelişmelerin sermayenin yoğun birikiminde işlevi vardır. Daha güçlü bir şekilde yeniden yapılanma fırsatı elde eden sermaye, giderek büyür. Üstelik çöküşe uğrayan ve varlığını sürdürmek isteyen diğer kesimlerin çoğu olanağını da elinden alarak. Bu durum gelir dağılımında adaleti ve ekonomik istikrarı tehdit etse de ekonomik büyüme daha fazla önemsendiğinden üzerinde fazla durulmaz. Sermayenin giderek belli ellerde toplanması, gelir grupları arasında farkı büyütür, hayat standardının düşmesi, makroekonomik göstergelerin bozulması ve işsizliğin artması üzerine, toplumsal düzenin değişmesi yönünde talepleri yaratır.

O nedenle kriz dönemlerinde sermaye temerküzü olasıdır. Belli ellerde toplanan sermaye reel sermaye ya da gayrimenkuller olabileceği gibi finansal sermaye de olabilir. Son dönemde sermayenin temerküz oranını belirleyen en önemli unsurun likidite bolluğu olması şaşırtıcı değildir.

(Not: Bu yazının bir bölümü, 18.7.2021 tarihinde Sözcü Gazetesi’nde yayınlandı.)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor