Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
502OKUNMA

Önce Rusya açıkladı, Bloomberg Dünyaya duyurdu: Türkiye’nin BRICS’e tam üyelik başvurusu

2009 yılında oluşturulan BRICS’in 16’ncı yıllık zirvesi, 22-24 Ekim 2024 tarihlerinde Rusya’nın Kazan vilayetinde yapılacak. Zirve öncesinde 2 Eylül 2024 tarihinde, Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu yaptığını dış kaynaklardan öğrendik. Konuyla ilgili gelişmeler aşağıdaki gibi seyretti…

  • Açıklamayı yapan Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Uşakov, “Türkiye tam üyelik başvurusunu sundu, değerlendireceğiz” dedi.
  • Haberi dünyaya Bloomberg; “Türkiye BRICS’e üye olmak için başvuru yapmış” şeklinde duyurdu.
  • Ak Parti sözcüsü Çelik, “BRICS’e üye olmak istediğimiz talebi açıktır. Somut gelişme olursa paylaşırız. Türkiye’nin BRICS dahil önemli platformlarda yer almak istediğini Cumhurbaşkanımız ifade etmiştir” açıklamasını yaptı.
  • Türk Dışişleri Bakanlığından açıklama yapılmadı. Bakanlığı arayan haber ajanslarının, konuyla ilgili ile ilgili sorularına cevap alınamadığı belirtildi.

Başvurunun seyrinden ve yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere Türkiye’nin BRICS’e üyelik talebi, doğrudan ilgili kuruluşunca değilse bile resmi kabul edilebilecek başka bir kanaldan yapılmış ancak Türkiye bu talebini kendi kaynaklarınca duyurmayı tercih etmemiştir. Konunun bu boyutunun sorgulanması ile değerlendirmesini, diplomasi ve uluslararası ilişkiler uzmanlarına bırakarak BRICS’in yapısı ve konunun Türkiye bakımından ticari ve ekonomik sonuçları ile yine aynı perspektiften başvurunun olası komplikasyonlarını dile getirmeye çalışacağız.

BRICS nedir❓

2009’da kurucu dört ülkenin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) baş harfleri kullanılarak BRIC adıyla Rusya’nın Yekaterinburg vilayetinde kurulan bu oluşum; 2011’de Güney Afrika’nın katılımıyla BRICS adını aldı. Güney Afrika’da yapılan 15’inci zirvede (2024 yılı başından geçerli) 6 ülke tam üyeliğe kabul edildi ancak Arjantin’in başvuruyu geri çekmesi, Suudi Arabistan’ın ise üyelik sürecini askıya alması nedeniyle Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirliklerinin katılımı ile BRICS 9 üyeli bir yapıya dönüştü. Son katılımlarla birlikte BRICS ülkeleri dünya ekonomisinin yaklaşık 1/3’ünü, dünya nüfusunun da %40’ını oluşturmaktadır. Esasen, BRICS’e tam üyelik başvurusu yapan ya da üyelikle ilgili olumlu açıklama yapan ülkelere bakılırsa; çoğunluğu Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri olmak üzere 40’tan fazla ülkenin BRICS’in potansiyel üye portföyünde olduğu söylenebilir. Ekim ayında Rusya’da yapılacak zirve sonrasında (ve sonraki yıllarda) üye ülke sayısındaki artış, oluşumun dünya ekonomisinde ve siyasetinde daha etkili olmasını sağlayabilecektir. BRICS bünyesindeki ülkeler arasındaki işbirliği politikalarının, G20 toplantıları ile Birleşmiş Milletler kararlarına da yansımaları olacaktır.

Başlangıçta kurucu ülkelerin büyümesine ekonomik katkı amaçlı yola çıkan BRIC(S) oluşumu, aradan geçen 15 yılda ekonomik işbirliği amaçlarının ötesinde siyasi amaçları da olan hatta zaman zaman siyasi işbirliği görüntüsünün ekonomik işbirliğinin önüne geçtiği bir yapıya dönüşmüştür. Bu durum BRICS’i, 20’nci yüzyılın iki kutuplu döneminde kendini üçüncü dünya olarak konumlandırılan ülkeler yanında Amerikan ve Batı karşıtlığı ile bilinen ülkelerin güncel adresi haline getirmiştir. Ayrıca, 2009 yılında Brezilya ile birlikte 3 Asya ülkesi tarafından Rusya’da kurulan BRICS’in güncel kararlarında Çin’in daha etkin olduğu görüntüsü ise Amerika ile Çin’in iki kutuplu yeni dünya düzeninin kutup başları olarak algılanmasına sebep olmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalarımızı özetlemek gerekirse BRICS, siyasi ve ekonomik işbirliği amaçlı bir oluşumdur. BRICS’in henüz kalıcı bir adresi yok; oluşum içindeki koordinasyonu yıllık zirve toplantısına ev sahipliği yapan ülke yürütüyor. Bünyesinde kurumları, regülasyonları, ticari ve ekonomik ilişkileri düzenleyen anlaşmaları; özellikle de uluslararası ticaretin gerektirdiği finansal altyapısı bulunmuyor. Bu haliyle BRICS, Avrupa Birliğinin bir önceki versiyonu olan Avrupa Ekonomik Topluluğunun oluşumu öncesi aşamayı andırmaktadır. Ayrıca geçmiş zirvelerde alınan kararların pek de hayata geçirilemediğini ya da beklentileri karşılamadığını unutmamak ta gerekir.

Türkiye’nin tam üyelik başvurusu ne anlama geliyor❓

Mevcut ve potansiyel diğer üye ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin BRICS üyelik başvurusu ya da üyeliğe kabulü önemli farklılıklar göstermektedir. Gelinen aşamada siyasi (+güvenlik) boyutu ağır basan BRICS’in gelecek vizyonu; Türkiye’nin uzun yıllardır kurucusu, üyesi ya da üye olmak istediği uluslararası kuruluşlara ve politikalarına bir karşı duruşu, aykırılığı ve pek çok konuda Batı dünyası ile mücadeleyi gerektirmektedir. Hatırlatmak gerekirse Türkiye;

  • 1952’den beri (1949’da kurulan) NATO’nun üyesidir. NATO’nun 32 üyesinden (ABD ve Kanada hariç) 32’si Avrupa ülkesidir.
  • 1961’den beri (38 üyeli) OECD’nin (kurucu) ülkesidir, OECD içinde BRICS üyesi ülke bulunmamaktadır.
  • 1995 sonundan itibaren Avrupa Birliğiyle “gümrük birliği” anlaşması olup bir yandan gümrük birliğinin güncellenmesi ve iyileştirilmesi görüşmeleri yapılırken diğer yandan da AB’ye tam üyelik müzakereleri yürütülmektedir.
  • Dış kaynağının önemli kısmını Avrupa ve ABD’den tedarik etmektedir.
  • Avrupa ve batı ülkelerine ihracatından dış ticaret fazlası elde etmekte; BRICS ya da BRICS oluşumuna yakın ülkelerden ithalatından dış ticaret açığı vermektedir.

Bu koşullarda Türkiye’nin BRICS üyeliğinden, Batı ülkelerine mesaj vermenin ötesinde; önümüzdeki dönem politikalarına yansımaları ile orta ve uzun vadede Türkiye’nin menfaatine neler beklendiğinin ilgili kurumlarca açıklanması gerekir…

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor