Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Mesut KOYUNCU
Mesut KOYUNCU
1321OKUNMA

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Nicelik Olarak Neredeyiz?

Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) 2020 yılı Sektörel Faaliyet Raporunu geçenlerde yayınladı. Bu raporun hazırlanmasının ne kadar zor olduğunu, vakit aldığını, OMÜD yönetiminde olduğum dönemlerden iyi bilirim. Emeği geçenleri kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Aynı Derneğin Avrupa’daki uzantısı da (European Federation of Corrugated Board Manufacturer- FEFCO)  benzeri istatistikleri her yıl yayınlıyor.

Bu istatistiklerden yola çıkarak, Türkiye oluklu mukavva sektörü hakkında kısa bir analiz yapmak istiyorum.

Aşağıdaki tablo incelendiğinde Türkiye 2020 yılında 2.490.000.- ton ile Avrupa’nın beşinci büyük üretimden satış miktarına sahip ülkesidir. (2010, 2015, 2020 FEFCO İstatistikleri)

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Yıllar itibariyle, 2020 yılı baz alınarak ortaya çıkan büyüme oranları da aşağıdaki gibidir. (2010, 2015, 2020 FEFCO İstatistikleri)

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Bu büyüme oranı hayranlık uyandıran bir büyüme oranıdır. Türkiye, 2015-2020 yılları arasındaki büyüme trendi aynen devam ettiğinde gelecek beş yıl içinde Fransa’yı geçip İspanya’yı yakalayacak, biraz daha iyi bir büyüme performansı ile belki de 2030 yılından çok önce Avrupa’nın ilk üç pazarından biri haline gelecektir.

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Nitelik Olarak Neredeyiz?

Her ne kadar son on yılda, oluklu mukavva satışlarında önemli bir büyüme rakamı yakalanmış olsa da, Avrupa ülkelerine göre daha hızlı büyüyen nüfusumuz göz önüne alınarak, kişi başı oluklu mukavva tüketimine bakmak, sayısal büyümeden öte, kullanımın yaygınlaşması, nitelikli büyümenin ortaya konulması açısından önemlidir.

Bana göre oluklu mukavva, kentleşmenin ama kentte yaşamaktan öte kentli yaşamanın, büyümenin ama kişi başına da yansıyan dengeli büyümenin, sosyalleşmenin bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Eğer bir ülkede kişi başı oluklu mukavva tüketimi artıyorsa, o ülke büyüyor, kentlileşiyor, daha kaliteli bir hayata doğru yol alıyor demektir. Kişi başı oluklu mukavva tüketim açısından diğer ülkeler arasındaki konumu, diğer birçok konudaki konumunu da yansıtıyordur.

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Yukarıdaki tablolar eşliğinde kişi başı tüketim açısından bakıldığında son 10 yılda gerçekleşen ton bazında %59’luk büyüme oranı %40’a gerilemekte, bu haliyle bile diğer ülkelerin iki katı büyüme oranı yakalanmaktadır.

Ancak kişi başı tüketim oldukça yetersizdir. Gelişmiş ülkelerin yarısı düzeyindedir. Dolayısıyla gidecek daha çok yolumuz bulunmaktadır.

Nereye Gidiyoruz?

Aşağıdaki tabloda, geçmiş on yıldaki büyüme performanslarının gelecek on yıla uyarlanması ile Avrupa’daki büyük oyuncuların 2030 yılı üretimden satışları tahmin edilmeye çalışılmıştır.

Oluklu mukavva sektörünün Avrupa’daki yeri: Yatırım yapmak isteyenlere öneriler

Bu tabloya göre Türkiye’de sektör, 2030 yılında yaklaşık 1.500.000.- ton (mevcut kapasitenin aynı kapasite kullanım oranları ile devam edeceği varsayımıyla) ilave kapasiteye ihtiyaç duyacaktır.

Bu bakış açısıyla yıllık 2030 yılına kadar 100.000 ton üretim kapasitesine sahip 2,8 metre genişliğinde 15 yeni oluklu kapasitesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Gelecek 10 yılda ihtiyaç duyulacak ilave 2,8 metre genişliğindeki 15 oluklunun bir kısmı faaliyete başlamak üzere olsa da, önemli bir büyüme yani yatırım fırsatı görülmektedir.

Hatta Tablo 4’de yer alan 2020 yılında gerçekleşen 30 kg düzeyindeki kişi başı tüketimin 69 kg seviyesindeki Almanya ile karşılaştırıldığında tahinlerden de öte bir yatırım gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Büyümek İsteyenlere Öneriler.

2030 yılına kadar tamamı %100 kapasiteye ulaşacak 2,8 metre genişliğinde 15 yeni olukluya denk büyüme potansiyeli, hiç de küçümsenmeyecek bir yatırım olanağıdır.

Sektörde hasbelkader edindiğim tecrübe, bu potansiyeli değerlendirirken bazı hususlara özellikle dikkat edilesi gerektiğidir. Önerilerimi aşağıda başlıklar halinde kısaca sıralamak isterim.

  1. Yeni bir fabrika kurulacaksa kurulacağı bölge önemlidir. Türkiye’de oluklu mukavva tüketiminin yarısı Marmara Bölgesindedir. Bitmiş üründe nakliye maliyetleri önemli bir oran teşkil ettiğinden, bu bölge yatırım olarak daha caziptir. Her ne kadar bu bölgede çok sayıda üretim tesisi bulunsa da bahsi geçen büyüme, hem kentleşmenin artması hem de bu bölgenin gelişmişlik düzeyinin yüksek olması nedenleriyle, bu bölgede gerçekleşecektir.

    Bu bölge dışında Antep-Adana-Mersin bölgesi, Ankara-Eskişehir hattı, İzmir ve çevresi potansiyeli yüksek olası yatırım bölgeleridir.
  2. Bir merkezde iki oluklu ile üretim yapmak, birçok maliyet kalemini düşürmektedir. Mümkünse, imkan varsa, arazi seçiminde ilerleyen yıllarda ikinci oluklunun da üretime katılabileceği düşünülmeli, yer seçimi, başlangıçta binanın dizaynı ve makinelerin yerleşimi buna göre yapılmalıdır.
  3. Oluklu mukavva üretiminin yaklaşık %50’si gıda ve kimya (çoğunlukla ilaç, kozmetik ve temizlik ürünleri) sektörlerinde kullanılmaktadır. Dolayısıyla oluklu sonrası kutu makinelerinin seçiminde buna göre hareket edilmelidir.
  4. Geçmiş yıllar göz önüne alındığında, oluklu ve kutu makinesi seçiminde teknoloji, verimlilik gibi kriterleri göz önünde bulunduran firmaların çok hızlı büyüdükleri ortadadır. Yatırım esnasında seçilen makinelerin çok uzun yıllar kullanılacağı düşünülerek, ileri teknoloji ve verimlilikten taviz verilmemeli, uzun vadede rekabette sıkıntı yaratacak küçük hesaplar yapılmamalıdır.
  5. Türkiye’de safia pazarı önemli bir pazardır. Fabrika yeri seçiminden oluklu makinesinin seçimine kadar bu pazar göz önünde bulundurulmalı, bu pazarda etkin olmak için başlangıçta yapılması gerekenler yapılmalıdır.
  6. Yeni fabrika yapmak yerine yenileme yatırımı yapılacaksa da yukarıdaki ilkeler yine göz önünde bulundurmalıdır.
  7. Yapacağımız yatırımlar bir maliyet unsurudur ve günü gelince ödenecektir. Ayrıca sektör zaman zaman ağırlaşan tutarlarda işletme sermayesine ihtiyaç duyar. Yatırımların geri ödenmesinde ve işletme sermayesi ihtiyacı için gerekli nakit akımı iyi planlanmalıdır. Bu planlamayı doğru yapamadığı için yatırımını devreye alamamış, hammadde bulamadığı için üretimine son vermek zorunda kalmış firmalar bilinmektedir.
  8. İlla geniş en oluklu ve tamamlayıcı kutu makineleri ile miktara oynamak zorunluluk değildir. Daha butik üretimler, rakiplerinden farklılaşmış yapılar tercih edilerek, az tonajda daha yüksek kâr oranlarına oynamak da mümkündür. Bu durumda da, teknolojiden makine seçiminde, yerleşimde sonuna kadar yararlanılmalıdır. Butik işletmeler düşük teknolojili vasat işletmeler değildir.
  9. Sektörün bir hizmet sektörü olduğu unutulmamalı, kısa termin süresi, termininde teslim, malın kalitesi, mukavemeti, mukavemet süresi gibi unsurların öne çıkarılması, bunlarla ilgili insan ve makine yatırımı üst seviyede tutulmalıdır.
  10. Oldukça ileri aşamalara ulaşmış olan gramajdan öte spekt/kalite esaslı üretim benimsenmeli, geliştirilmeli, müşterilerin tercihlerini bu yöne kaydıracak yatırımlar yapılmalıdır.
  11. Özellikle kurumsal nitelikteki müşterilerin tedarikçisi olmak zor ve zaman almaktadır. Bu konuda büyük hassasiyet gösterilmeli, karşılıklı güven unsuru ve empati imkânları sürekli artırılmalıdır.
  12. Unutulmamalı ki, teknoloji ancak nitelikli eleman ile gerçek verimliliğine ulaşır. Nitelikli eleman için yatırım yapmayan işletmelerin teknolojiye yatırım yapmalarına gerek yoktur.

Gelecek 10 yıldaki bu büyük potansiyele, doğru yerde, yüksek teknoloji ile yatırım yapan işletmeler sahip olacaklardır. Kuşkusuz bu işletmeler, müşterileri ile karşılıklı güven ilişkisi oluşturup, nitelikli iş gücüne sahip olabilirlerse pazarda yer edinip, büyüyebileceklerdir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor