Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey » Page 5

Google Ads

Mükellef Hakları

Kesinti Yoluyla Ödenen Verginin İadesinde Gelinen Son Durum

VergiAlgı’da 8 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanan “KDV İadesinde Muhtemel Sıkıntılar İçin Tebliğ Yayınlandı” başlıklı yazımda 32 numaralı KDV Tebliğine atıfta bulunarak Tebliğde yapılan düzenleme ile KDV iadesi talep edenin mal ve hizmet satın aldığı kişiye ödediği KDV için, bu kişinin beyanının ötelenmesi nedeniyle teminat göstermesinin, bunun için bir maliyete katlanmasının adil olmadığını, teminatın asıl mücbir sebepten yararlanarak beyanı ötelenenlerden aranması gerektiğini, aslında bu sorunun sadece salgın dönemine özgün geçici bir sorun olmadığını, ondan alamadım sana da iade etmem yaklaşımının doğru olmadığını, mükellefin Devlete güvenerek Devletin yetki verdiği bir kişiye ödediği vergiyi, indirebildiği gibi iade olarak da alabilmesi gerektiğini ifade etmiştim.

OECD Üyesi Ülkelerde ve Türkiye’de Mükellef Haklarının Karşılaştırılması-II

Türk Vergi Sisteminin tarihsel sürecine baktığımızda mükellef hakları konusunda Vergi İdaresi tarafından ortaya konan ilk iradenin 2005 yılında Gelirler Genel Müdürlüğünden, 5345 sayılı Kanunla Gelir İdaresi Başkanlığına geçişte Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığının kurulması olduğu ve hemen ardından OECD ülkelerinde var olan bildirgeler kapsamında Türk Gelir İdaresi tarafından Şubat/2006 yılında Mükellef Hakları Bildirgesinin yayımlanması olduğu görülmektedir. Gerçekten de Türk Gelir İdaresi, mükellef haklarını garanti altına alma kararlılığını göstermek amacıyla Şubat 2006’da Türk mali tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Mükellef Hakları Bildirgesi yayınlanmıştır.

OECD Üyesi Ülkelerde ve Türkiye’de Mükellef Haklarının Karşılaştırılması-I

Literatürde, mükellef hakları konusunda geniş çapta kabul görmüş bir tanım bulunmamaktadır. Bir tanıma göre mükellef hakları; anayasa, sözleşme, yasa gibi asli-tali kaynaklar aracılığıyla hukuken vergi mükellefine tanınan, mükellefin devletten, vergilendirme yetkisi çerçevesinde, vergi hukuku kurallarını oluştururken, uygularken bir şeyi yapmasını veya yapmamasını talep edebileceği haklardır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi’ne Teşekkürler

Yasal düzenlemelerde eskiden Bakanlar Kurulu, günümüzde Cumhurbaşkanı’na uzatma yetkisi verilen durumlar vardır. Böyle durumlarda, klasik olarak bu yetkinin kullanılması ve sürelerin uzatılma beklentisi olur. Bu beklenti, genelde kamu idaresi tarafından son gün son saate kadar ilan edilmez. Bunda kamunun çoğunlukla amacı, daha fazla tahsilatın hazine kasasına bir an önce girmesinin sağlanmasıdır.

Mali Tatilin Defter ve Belge Taleplerine Etkisi Üzerine

Bilindiği üzere, ülkemizde vergi mevzuatı gereği her mali yıl Temmuz ayının birinci günü[1] ile yirminci günü (yirminci gün dahil) arasında Mali Tatil uygulanmaktadır. 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun ile düzenlenen Mali Tatil müessesesi birçok vergisel olayı süre bağlamında etkilemektedir. Mali Tatilin gerek idareyi gerekse mükellefleri en çok ilgilendiren etkilerinin başında söz konusu düzenlemenin defter ve belge isteme taleplerine olan etkisidir dersek yanlış söylemiş olmayız.

Şikâyet Merciinde Yetkili Makam Gelir İdaresi Başkanlığı mı? Yoksa Hazine ve Maliye Bakanlığı mı?

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116’ncı maddesinde vergi hatası; vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması şeklinde tanımlanmış, 117’nci maddesinde, hesap hatalarının; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olmasını; 118’inci maddesinde de, vergilendirme hatalarının; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hataları kapsadığı ifade edilmiştir.

Mükellef Hakları Kapsamında İzaha Davet Müessesesinin Mükellefe Sağladığı Hakların Değerlendirilmesi

Türk Vergi Sisteminin vergi ve cezanın tahakkuk sürecine ilişkin usul hükümlerini içeren 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 2016 yılında eklenen bir müessese olan “İzaha davet” sistemi, çeşitli gerekçelerle mükellefler tarafından uygulama imkanı bulamamış ve Aralık/2019 ayında 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla yapılan düzenleme ile uygulamada kapsamlı bir değişiklik yapılmış ve ardında Gelir İdaresi tarafından hazırlanan 519 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 30 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İhtirazi Kayıtla Verilen Düzeltme Beyannamelerine Açılan Davalarda Mülkiyet Hakkının İhlali

Uygulamada, mal ve hizmet alımında bulunduğu firmanın sahte fatura düzenlediği yönünde tespitler bulunmasından dolayı kendilerinin kod listesine alınma baskısı altında serbest iradelerini yansıtmayan ve düzeltme beyannameleri vermek durumunda bırakılan mükellefler tarafından, söz konusu işlemlere karşı açılan davalar neticesinde, vergi mahkemelerince davanın esası yönünden incelenme yapılmadan kararlar verilerek, davalar reddedilmektedir. Diğer taraftan, kanuni süresinden sonra verilen beyannamelere ihtirazi kayıt konulmak suretiyle dava açma hakkının tanınıp tanınmayacağı hususunda ise içtihat farklılıkları bulunmaktadır.