Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Dr. Ahmet OZANSOY
Dr. Ahmet OZANSOY
8241OKUNMA

Maliye, Belediyelerin Gelir Yetersizliği Problemini Kökünden Çözdü!

Mahalli ihtiyaçları karşılamaya yönelik pek çok hizmet yükümlülüğü olan Belediyelerin öteden beri en önemli problemleri yeterli gelir kaynağına sahip olamamalardır. Belediyelerin temel gelir kaynakları 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu kapsamında topladıkları vergi, resim ve harçlardır. Lakin bu iki kanunun da oldukça eski tarihli olması ve günümüzün sosyal ve ekonomik hayatındaki değişikliklerin gerisinde kalması, bu kanunların ekonomik hayatı kavrayabilmesinin önündeki en önemli engel olmuş ve belediyeleri yeterli gelir üretemez hale getirmiştir. Halen de hemen tüm belediyelerin bu kanunlara göre elde ettiği gelirler, bütçelerine ve yapmak istedikleri hizmetlere kıyasla oldukça sınırlıdır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na göre belediyelerin toplayabileceği vergilerden en önemlisi ilan ve reklam vergisidir. Kanun’a göre; belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü ilan ve reklam, İlan ve Reklam Vergisine tâbidir.

Hangi ilan ve reklamların hangi ölçülere göre vergileneceği de Kanun’un 15’inci maddesindeki cetvelde 6 grup halinde belirlenmiştir. Bu cetvelin dördüncü sırasında ışıklı veya projeksiyonlu ilan ve reklamlardan her metrekare için yıllık olarak en az 30.-TL, en fazla da 150.-TL ilan ve reklam vergisi ödeneceği hükme bağlanmıştır. Ancak reklam süresinin 6 aydan az olamayacağı, 6 aydan az ise en az 6 aylık vergi alınacağı, 6 aydan fazla ise 1 yıllık vergi alınacağı esası getirilmiştir.

Işıklı ve projeksiyonlu ilan ve reklamların süresinin 6 aydan az olamayacağının hüküm altına alınması, kanun koyucunun sabit bir yüzeye (duvar, pano, billboard vb) ışıklı ve projeksiyonlu reklam konulacağını düşündüğünü ve o yüzeyde reklamın kapladığı alanla orantılı olarak vergilendirdiğini açıkça ortaya koymaktadır.

LCD/LED Ekranlardaki Reklamlar Nasıl Vergilendirilecek?

Ancak yeni gelişen teknolojik ortamlar, bu ortamlarda yapılan ilan ve reklamların nasıl vergilendirileceği konusunda tereddütlü durumlar yaratmaktadır. Örneğin günümüzde sabit bir duvar, pano, billboard vs.’den ziyade artık LCD/LED ekranlarda saniyeler içinde değişen reklamlar yapılmaktadır. Bu ortamlarda yapılan ilan ve reklamlar için, vergi tarifesinde spesifik bir belirleme yer almamaktadır.

LCD/LED ekranlarda yapılan ilan ve reklamlar için kullanılabilecek en “yakın” tarife, cetvelin 4’üncü sırasında yer alan ışıklı veya projeksiyonlu ilan ve reklamlardır. Esasen genişletici bir yorumla, bir başka tip reklam için getirilen vergileme ölçüsünün, bambaşka bir teknoloji yoluyla yapılan reklamlara aynen teşmil edilmesi Anayasa’nın 73’üncü maddesinde ifadesini bulan “vergilerin ancak yasayla konulabileceği” ilkesi açısından sakıncalıdır.

Her ne kadar verginin konusuna bakıldığında “her türlü ilan ve reklam” vergiye tâbi ise de, tarifede ölçütü yer almayan bir reklam mecrası ortaya çıkmıştır. Yapılması gereken, bu yeni mecranın vergileme ölçülerinin yasaya konulmasıdır. Bu yapılmadığından, tarife cetvelinde “en yakın görülen satıra göre” vergileme yapılmaktadır.

Ancak sorun şu ki; bu tarifede, yukarıda izah edildiği üzere, reklamın sürekli değişeceği öngörülmemiş, reklamın en az 6 ay duvarda, panoda vb. duracağı varsayılmış; reklamın, yapıldığı yüzeyde 6 aydan az kalması halinde en az 6 aylık ilan ve reklam vergisi alınacağı esası getirilerek hesaplama da reklamın yayımlandığı alanla orantılı olarak belirlenmiştir.

Zaten tüm tarife açısından Kanunun düzenlenme şekli incelendiğinde esasen reklamın yapıldığı belli bir alanın, belli süreler üzerinden vergilendirildiği anlaşılmaktadır. Örneğin dükkân cephelerine asılan reklamların, taşıt araçlarının üzerine çizilen reklamların, cadde ve sokaklara asılan bez, naylon vb. afişlerin büyüklükleri (metrekare olarak alanları) üzerinden haftalık, 6 aylık ya da yıllık vergi alınmaktadır.

LCD/LED ekranda sürekli değişen reklamlarla ilgili olarak yeni bir kanuni tarife düzenlemesi yapılmasının gerekli olduğu açık olmakla birlikte; Kanunda özel bir belirleme yapılmadığı sürece, Kanun’daki genel vergilendirme esası ve ölçülerine göre düşünüldüğünde LCD/LED ekranların büyüklükleri ve günlük açık kalma süreleri göz önüne alınarak, en fazla ekranın toplam metrekaresi üzerinden yıllık vergi alınabileceği akla yatkın gelmektedir. Çünkü vergileme ölçüsü reklam adedi değil, reklam yapılan alanın metrekaresidir.

Maliye Bakanlığının Görüşü

Lakin Maliye Bakanlığı bu görüşte değildir. Gelir İdaresi Başkanlığı, bir Büyükşehir Belediyesinin kendisinden istediği görüşe verdiği cevapta Kanun’da LCD/LED ekranlardaki reklamların yayımlanma mantığını dikkate almadan, Kanuna sadece “lafzen” bağlı kalmış ve bu ekranlarda yayımlanan her bir reklamın ayrı ayrı vergilendirileceği yönünde görüş bildirmiştir.

Bu görüşle birlikte Belediyelerin, en kadim ve çözümü zor olan gelir yetersizliği sıkıntısı da kalmamıştır. Zira şehirdeki her bir LCD/LED ekranda yayımlanan her bir reklamdan ayrı ayrı vergi alınması durumunda, Genel Bütçenin kıskanacağı kadar yüksek miktarlarda vergi geliri elde edilebilecektir. Maliye Bakanlığı, bu yorumu ile tek bir vergi kaleminden neredeyse Belediyelerin tüm kaynak problemini çözmüştür. Bu yönüyle bahsedilen gelişme, belediyeler açısından tam bir müjdedir.

İlan ve Reklam Vergisinden Ne Kadar Gelir Elde Edilebilir?

Örneklemek gerekirse; LCD/LED ekranlarda genellikle günde 25-30 adet reklam dönmektedir. Bu reklamlar her gün değişebildiği gibi, bir kısmı bir hafta, 2 hafta ya da 1 ay gibi sürelerle dönmeye devam etmektedir. Ancak teorik bir ihtimal olarak 25-30 reklamın (ki esasen çok daha yüksek sayı da olabilir) tamamı her gün de değişebilir.

2020 yılı için Kanun’daki üst had olan 150.-TL/m2 (6 aylık fiyat 75.-TL/m2) fiyatı baz alındığında, 100 m2 büyüklüğündeki tek bir LCD/LED ekranda;

  1. Günde 30 reklam değişirse ve bu reklamlar günlük ise (30 adet x 75.-TL x 100 m2 =) 225.000.-TL bir günlük ilan ve reklam vergisi bedelidir. Ayda 6.750.000.-TL, yılda 81.000.000.-TL tek bir LCD/LED ekrandan elde edilebilecek ilan ve reklam bedelidir. Şehirde hiç kuşkusuz 100 m2’den daha büyük ve daha küçük olmak üzere yüzlerce LCD/LED reklam ekranı olduğu düşünülürse, toplamının ortalama 5.000.m2 olduğunu varsaysak (ki, önemli büyükşehirlerde bu rakam çok daha yüksektir) yaklaşık 4.000.000.000.-TL (4 milyar) yıllık ilan ve reklam vergisi geliri elde edilir.
  2. Ekranda dönen 30 reklam varsa ve bunlar 15 gün için verilmişlerse (tüm reklamların 15’er günlük periyotlarla değiştiği ve reklam adedinin sabit kaldığı varsayılırsa) ayda 450.000.-TL, yılda 5.400.000.-TL tek bir LCD/LED ekrandan ilan ve reklam vergisi geliri elde edilir. Yine şehirde toplam 5.000 m2 LCD/LED reklam ekranı olduğunu varsaysak, yıllık 270.000.000.-TL gelir hesaplanır.
  3. Ekranda dönen 30 reklam varsa ve bunlar aylık verilmişlerse (tüm reklamların aylık periyotlarla değiştiği ve reklam adedinin sabit kaldığı varsayılırsa) ayda 225.000.-TL, yılda 2.700.000.-TL tek bir LCD/LED ekrandan ilan ve reklam vergisi geliri elde edilir. Yine şehirde toplam 5.000 m2 LCD/LED reklam ekranı olduğunu varsaysak, yıllık 135.000.000.-TL gelir hesaplanır.
  4. Ekranda dönen 30 reklam varsa ve bunlar 3 aylık verilmişlerse (tüm reklamların 3 aylık periyotlarla değiştiği ve reklam adedinin sabit kaldığı varsayılırsa) 3 ayda 225.000.-TL, yılda 900.000.-TL tek bir LCD/LED ekrandan ilan ve reklam vergisi geliri elde edilir. Yine şehirde toplam 5.000 m2 LCD/LED reklam ekranı olduğunu varsaysak, yıllık 45.000.000.-TL gelir hesaplanır.
  5. Son ihtimalde, reklam panolarının işletiliş mantığına aykırı da olsa belediyeler açısından en kötü ihtimalde ne kadar ilan ve reklam geliri elde edilebileceğini hesaplayalım. Ekranda dönen 30 reklam varsa ve bunlar yıllık dönemler için verilmişlerse, yani 30 reklam 1 yıl boyunca hiç değişmezse yılda 450.000.-TL tek bir LCD/LED ekrandan ilan ve reklam vergisi geliri elde edilir. Yine şehirde toplam 5.000 m2 LCD/LED reklam ekranı olduğunu varsaysak, yıllık 22.500.000.-TL gelir hesaplanır.

Bu rakamların neye tekabül ettiklerini kafamızda netleştirebilmek için bir Büyükşehir Belediyesinin mevcut ilan ve reklam vergisi gelirleri ile toplam vergi gelirleri rakamlarını bu yukarıdaki modelde bulduğumuz rakamlarla kıyaslayalım.

Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılı toplam ilan ve reklam vergisi geliri 21.102.985.-TL, aynı yıl için tüm vergi gelirleri (hizmet vergileri, eğlence vergisi, ilan ve reklam vergisi, harçlar vb) toplamı 85.053.873.-TL’dir.

Eğer 30 reklamın her gün değiştiği varsayılırsa (ki, teorik olarak mümkündür ancak işleyiş reklamların en az 1 hafta dönmesi şeklindedir); 100 m2’lik tek bir LCD/LED ekrandan elde edilecek ilan ve reklam vergisi geliri, örnekteki Belediyenin yıllık tüm vergi gelirlerinin toplamına yakındır.

Yukarıda yaptığımız hesaplamadaki ilk 2 ihtimali tamamen göz ardı ederek, 30 reklamın 1 ay boyunca döndüğü ve hiç değişmediği ihtimalini baz alırsak; tek bir LCD/LED ekrandan elde edilebilecek gelir, örnekteki belediyenin toplam ilan ve reklam vergisi gelirinin yaklaşık % 12,5’u etmektedir. Belediye şehirde bulunan 100 m2’lik sadece 8 adet LCD/LED ekranı vergilendirse, bir önceki yıl ilan ve reklam gelirinin tamamını elde edebilmektedir. Eğer şehirde toplam 5.000.m2 LCD/LED ekran varsa ve bunların tamamını vergilendirmeyi başarabilirse, Belediye 2019 yılı toplam ilan ve reklam vergisi gelirinin 6 katından fazlasını elde edebilecektir. Bu tutar aynı zamanda Belediyenin sadece ilan ve reklam vergisi değil, tüm vergi gelirlerinin 1,5 katından fazlasına tekabül edecektir. İstanbul için bu rakam, dev elektronik ekranlar düşünülürse, en az birkaç milyar büyüklüğündeki devasa rakamlara çıkacaktır.

Yukarıda yaptığımız hesaplamalarda Belediyeler açısından en kötü (en az reklamın yayınlandığı) ihtimalin geçerli olduğunu varsaysak, yani LCD/LED ekranlardaki reklamların yıllık verildiğini ve 1 yıl boyunca hiç değişmeden aynı reklamların döndüğünü varsaysak (ki, bu olağan ticari işleyişte mümkün değildir); bu durumda 5.000.m2 LCD/LED ekrandan elde edilebilecek ilan ve reklam vergisi tutarı örneğimizdeki Büyükşehir Belediyesinin toplam ilan ve reklam vergisi tutarından daha büyük olmakta, toplam tüm vergi gelirlerinin de %26’sına tekabül etmektedir.

Bir başka örnek verelim: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılı toplam ilan ve reklam vergisi geliri yaklaşık 60.000.000.-TL, aynı yıl için tüm vergi gelirleri (hizmet vergileri, eğlence vergisi, ilan ve reklam vergisi, harçlar vb) toplamı yaklaşık 150.000.000.-TL’dir.  Ekranda 30 reklamın 3’er aylık periyotlarla değişerek döndüğü 100 m2 tek bir LCD/LED ekrandan yılda 900.000.-TL gelir elde edilebilir. İstanbul’da muhtemelen binlerce LCD/LED ekran vardır ve toplamı onbinlerce metrekaredir. Biz toplamının 15.000 m2 olduğunu (yani 100 m2’lik sadece 150 LCD/LED ekran) varsaysak bile elde edilebilecek ilan ve reklam vergisi tutarı 135.000.000.-TL olmakta, yani 2019 yılında elde ettiği toplam tüm vergi gelirinin %90’ına tekabül etmektedir.

Maliye Bakanlığının yaptığı yorum; maalesef ne Kanun’daki vergileme mantığına uygundur ne de bu yoruma göre ortaya çıkan ilan ve reklam vergisi rakamları ekonomik gerçekliğe uygundur. Öte yandan bu yoruma göre yapılması gereken tarhiyatı kavrayabilmek de Belediye açısından son derece zordur. İlan ve reklam işini mutad meslek olarak yapanların oynattıkları reklamları takip edebilmek, müşterilere kesmek zorunda oldukları fatura kayıtları üzerinden gidilerek biraz daha mümkün olmakla birlikte (ki, bu durumda da kayıt dışı reklamlar kavranamaz), kendi adına LCD/LED ekranda reklam yapanların hangi reklamı, hangi sürelerde döndürdüklerini tespit etmek oldukça güçtür.

Bu tespit yapılabilse dahi, bu düzeylerdeki ilan ve reklam vergisi tutarının reklam verenler tarafından rızaen ödenmesi hemen hemen imkânsızdır.

Salt “Lafzen” Yorum Doğru Sonuca Götürür mü?

Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre; vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.

İlan ve reklam vergisine ait mevcut tarife cetvelindeki rakamların, LCD/LED ekranlardaki reklamların gösterilmesi mantığı içerisinde yetersiz kaldığı açıktır ve kat’i çözüm LCD/LED ekranda yapılan reklamlarla ilgili olarak, 2464 sayılı Kanun’daki tarife cetveline makul bir ekleme yapılmasıdır. Bu yapılamıyorsa, lafza ilaveten maksat, hükmün kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı dikkate alınarak “gerçekçi” yorum yapılmalıdır. Kanunun sadece “lafzen” yorumlanması, bu olayda kanun koyucunun amacıyla taban tabana zıt bir sonuç yaratmaktadır.

Nitekim aynı Kanun’da yine aynı vergiyle ilgili olarak yapılan “amaçsal” bir yorum mevcuttur. Şöyle ki;

Kanun’un 14’üncü maddesinde ilan ve reklam vergisinden istisna ve muaf olanlar anlatılmıştır. Bu istisnanın ilk sırasında Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) tarafından yayınlanan ve yapılan ilan ve reklamlar yer almaktadır. Kanunun yayımlandığı 1981 yılında TRT dışında başka bir televizyon yoktur ve TRT adı zikredilerek televizyondan yapılan reklamlar da istisna kapsamına alınmıştır.

Kanunun, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın LCD/LED ekranlarda yapılan reklamlardan alınacak vergi hususunda yaptığı gibi sadece “lafzen” yorumlanması halinde, sonradan çıkan özel televizyonlarda yapılan reklamların ilan ve reklam vergisine tâbi oldukları sonucuna ulaşılır. Çünkü Kanun’un lafzında “televizyonlarda yayınlanan” değil “TRT tarafından yayınlanan” reklamlar istisnadır.

Ancak bu durumda da, televizyonlarda yayınlanan reklamların hem hangi ölçüye göre vergilendirileceği ve hem de söz konusu vergiyi hangi belediyenin tahakkuk ettireceği sorunu başta olmak üzere pek çok uygulama problemi ile karşılaşılır. Nitekim Danıştay 9.Dairesi verdiği bir kararda[1], salt lafza bağlı kalmadan amaçsal yorum yaparak özel televizyonlarda yayımlanan reklamların da ilan ve reklam vergisinden muaf olduğunu hükme bağlamıştır.

Belediyeler Ne Yapmalı?

Biz katılmıyor olsak da, Maliye Bakanlığının görüşüne göre Belediyeler yetki çevrelerindeki (kapalı mekanlar dahil) her bir LCD/LED ekranda yayımlanan her bir reklamdan ayrı ayrı ilan ve reklam vergisi alabilirler. Elde edilebilecek gelir rakamının büyüklüğü, Belediyelerin bu vergiyi kavrayabilmek için her türlü tedbiri almasına ve her türlü çalışmayı yapmasına fazlasıyla değecek tutardadır.

Öyle ki, 100 m2 büyüklüğündeki bir LCD/LED ekranda aylık yayımlanacak ortalama 30 reklamın ilan ve reklam vergisi geliri 225.000.-TL/ay’dır. Asgari ücretli bir çalışanın tüm vergiler, sigorta ve işsizlik primleri toplamıyla birlikte yaklaşık 4.000.-TL maliyeti olduğu varsayılırsa, Belediyelerin şehirde reklam yapılan her bir LCD/LED ekran için bir kişi (birden fazla ekranın aynı mahalde olması halinde tek kişi birden fazla ekranı kontrol edebilir) istihdam edip tüm mesaisini görevli olduğu ekran karşısında oynatılan reklamların adetlerini ve çeşitlerini kontrol ile görevlendirmesi ve günlük tutanağa bağlatması tarh edeceği verginin tamamını kavramasını sağlayacak, buna karşılık bu tespiti yapabilmesinin maliyeti elde edilecek hasılata kıyasla çok cüz’i kalacaktır.

Belediyelerin sadece şehirdeki LCD/LED ekranlarda yayımlanan ilan ve reklamlardan elde edeceği ilan ve reklam vergisi gelirleri, mevcut gelirlerinin en az birkaç katı olacaktır. Bu da, Belediyelerimizin içinde bulundukları gelir yetersizliği problemine kesin bir çözüm olacak ve hizmet kalitelerini artıracaktır.

Belediye Başkanları, Maliye Bakanlığına teşekkür borçludur.

Danıştay 9. Dairesinin E.1993/1517 K.1993/5139 sayılı Kararı.

Yorumlar

  • h
    hüseyin karamehmetoğlu
    üstad merhaba.Tahsilat konusunda problem var.normal tabele vergisinde bile hesaplamayı yanlış yapıyoruz.Beyan değilde zorunlu hale getirmek lazım diye düşünüyorum

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor