Küresel Asgari Kurumlar Vergisi
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi, G20 ve OECD öncülüğünde 2013 yılında başlatılan ülkeler arasındaki zararlı vergi rekabetini ve çok uluslu firmaların yıkıcı vergi planlamalarını önlemek amacıyla başlatılan Matrah Aşındırma ve Kâr Kaydırma (BEPS: Base Erosion and Profit Shifting,) Projesinin iki çıktısından biridir.
141 ülkenin yer aldığı çalışma grubundan 137 ülkenin kabul ettiği küresel asgari kurumlar vergisi, küreselleşme ve dijitalleşme yoluyla yeni bir evreye giren ekonomik düzende birden fazla ülkede faaliyette bulunan çok uluslu ve büyük ölçekli şirketlerin kârlarının asgari bir düzeyde vergilendirilmesini öngörüyor.
Buna göre gerek yurtiçi gerekse yurtdışı faaliyetlerinden elde ettikleri yıllık toplam cirosu 750 milyon Avro’yu (26 milyar 182 milyon Türk Lirası ya da 815 milyon 970 bin ABD Doları) aşan çok uluslu şirketlerin, iştiraklerinin, şubelerinin faaliyette bulundukları ülkelerde efektif vergi oranının %15’ten az olmaması gerekiyor.
Efektif (etkin) vergi oranı nedir?
Efektif vergi oranı, her bir ülke için, o ülkedeki kişi ya da kurumlar tarafından ödenen vergilerin elde edilen gelirlere/kazanca bölünmesiyle hesaplanan vergi oranıdır.
Efektif Kurumlar Vergisi Oranı= Ödenen Vergi / Kurum Kazancı
Örneğin Türkiye’de yasal kurumlar vergisi oranı 2024 yılı için, bankalarda ve finansal kurumlarda %30, diğer şirketlerde %25 olsa da indirim ve istisnalar sonucunda şirketlerin ödediği nihai vergi oranı (efektif vergi oranı) %10’ların dahi altına inebilmektedir.
Eğer efektif vergi oranı %15’in altındaysa oranın 15’e tamamlanması gerekiyor.
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi başka ülkelerde yürürlüğe girdi mi?
Avrupa Birliği ülkelerinde 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Ancak altı ülke yükümlülüğünü yerine getirmemiş durumda (Litvanya, Letonya, Polonya, Kıbrıs Rum Kesim, Portekiz ve İspanya)
Kanada, Japonya, Malezya, Yeni Zelanda, Kore, İsviçre, Birleşik Krallık ve Vietnam uygulamayı hayata geçiren ülkeler arasında yer alıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin ise yakın gelecekle ilgili herhangi bir uygulama planı bulunmuyor. (Kaynak: WTS Global, Country–by–Country Implementation Status, Mayıs 2024)
Asgari Kurumlar Vergisinin amacı nedir?
Birden fazla ülkede faaliyet gösteren büyük ölçekli küresel şirketlerin kazançlarını vergi limanlarına (cennetlerine) veya düşük oranlı ülkelere vergi matrahlarını kaydırarak vergi kaybına yol açmalarının önlenmesi amaçlanıyor.
Elde edilecek vergi gelirleriyle başta eğitim ve sağlık olmak üzere her türlü kamu hizmetinin etkin bir şekilde sunulabilmesi için kaynak yaratılması amaçlanıyor.
Küresel asgari kurumlar vergisinin amacı, çok uluslu bir şirket nerede faaliyet gösterirse göstersin en az %15 oranında vergi ödemiş olmasını temin etmektir.
Bir şirket vergi oranı düşük olduğu için ya da hiç vergi ödemediği için bir ülkeyi faaliyet yeri olarak tercih etmişse, bu düzenleme yürürlüğe girdikten sonra o ülkede en az %15 oranında vergi ödemesi gerekiyor.
Eğer o ülke %15 oranında bir asgari vergi almamışsa şirketin ana merkezinin bulunduğu ülke (kârların toplandığı ülke) veya 3. bir ülke, faaliyetin kendi ülkesinde yapılmış olup olmadığına bakmaksızın %15 oranında vergi alma hakkına sahip olacak.
Türkiye küresel asgari vergiyi uygulamazsa ne olur?
Eğer Türkiye olarak kapsama giren şirketlere yönelik %15 asgari kurumlar vergisi uygulamazsak ana şirketin bulunduğu ülke bu oranı uygulayacak ve vergiyi o ülke tahsil etmiş olacak.
%15 hesaplamasını kim yapacak?
OECD yönergelerine göre hesaplamalar, grup tarafından başka bir kuruluş görevlendirilmediği sürece grubun nihai ana şirketi tarafından yapılacaktır.
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi kimleri etkileyecektir?
Küresel faaliyetleri toplamında 750 Milyon Avro’nun üzerinde cirosu olan tüm çok uluslu şirketler Küresel Asgari Kurumlar Vergisinin kapsamına girmektedir.
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi, ana merkezi Türkiye’de olup yurtdışında faaliyette bulunan ve küresel ölçekte 750 milyon Avro’dan fazla cirosu olan büyük ölçekli Türk şirketlerini de kapsayacak. Bu durumda dış ülkelerdeki iştirakler, bağlı şirketler %15’ten daha az bir vergi ile vergilendirilmişse Türk Gelir İdaresi aradaki farkı Türkiye’de tahsil edecektir.
Türkiye’nin vergi gelirleri aratacak mı?
Bu konuda kamuoyu ile paylaşılmış hesaplama bulunmuyor. Ancak asgari küresel kurumlar vergisinin vergi gelirlerine etkisi çok uluslu yabancı şirketler ve çok uluslu Türk şirketleri açısından farklı olacaktır.
Türkiye’de faaliyet gösteren büyük ölçekli çok uluslu şirketler, indirim ve istisnalar nedeniyle efektif olarak %15’în altında veri ödüyorlarsa aradaki fark alınmaya başlanacak.
OECD 2023 Kurumlar Vergisi İstatistiklerine göre (Corporate Tax Statistics 2023) 2020 yılı itibariyle Türkiye’nin topladığı kurumlar vergisi içinde çok uluslu yabancı şirketlerin payı %26’lar civarında. Yerel şirketlerimiz ise kurumlar vergisinin %74’ünü ödüyorlar.
Aynı verilere göre Türkiye’nin efektif vergi oranları yıllar itibariyle %17,8 ila %22,3 arasında değişmektedir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sosyal medya paylaşımında belirttiği üzere; Türkiye'de faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirket sayısı yaklaşık 80 bin civarında olup bunlardan ve bunlardan sadece yüzde 2,5 gibi bir kısmı (2 bin134 çok uluslu şirket) 750 milyon avro eşiğini aşmaktadır.
Bu iki veriyi birlikte değerlendirdiğimizde Türkiye’de faaliyette olan çok uluslu şirketlerden fazlaca vergi geliri elde edilemeyebileceği anlaşılıyor.
Öte yandan merkezi Türkiye’de olup, iştirakleri aracılığıyla yurtdışında vergi cennetlerinde ya da efektif vergi oranı düşük ülkelerde faaliyet gösteren büyük şirketlerimiz o ülkelerde vergilendirmezlerse Türkiye’de %15 oranında küresel asgari kurumlar vergisi öder hale gelecekler.
Özellikle yurt dışı şube kazançları olan şirketler başta olmak üzere yurtdışı iştirak kazançları ve yurt dışı inşaat onarma, montaj ve teknik hizmetlerden sağlanan kazançları olan küresel geliri 750 milyon Avro (816 milyon AB Doları) büyük ölçekli şirketlerin ödeyeceği vergi artacaktır.
Bunlar da vergi gelirlerinde artışa neden olacaktır.
Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlara etkisi ne şekilde olacaktır?
Dünyanın neresinde faaliyette bulunulursa bulunulsun asgari %15 vergi yüküne katlanılması durumunda düşük vergi nedeniyle ortaya çıkan vergi rekabeti azalmış olacak. İndirim ve istisnalar sonunda efektif vergi oranı %15’in altına şirketler için vergi maliyeti artacaktır. Türkiye’de düşük oranlı agresif bir kurumlar vergisi oranı olmadığı için yeni düzenlemenin çok fazla etkisi olmayabilecektir.
Bu durumda iş yapma kolaylığına ilişkin unsurlar daha önemli hale gelecektir.
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi, vergide adalet açısından ne anlama geliyor?
Kârlarını düşük vergili ülkelere ya da vergi cennetlerine aktararak elde ettikleri kazanca göre oldukça az vergi ödeyen ya da vergi ödemeyen şirketlerin yarattığı haksız rekabet bir nebze önlenmiş olacaktır. Mevcut kurallara göre, vergi cennetlerinde bulunan iştirakler çok az vergi ödüyor ve bu da elbette bir bütün olarak şirkete fayda sağlıyor.
Asgari Kurumlar Vergisi indirim ve istisnaların kaldırılması anlamına mı geliyor?
İndirim ve istisnalar resmen kaldırılmamakla birlikte efektif vergi oranının asgari %15 seviyesine çıkarılması, kısmen kaldırılması anlamına gelmektedir.
Asgari verginin gerçekten ödenmesini sağlamak için ne yapılacaktır?
Örneğin çok uluslu bir şirket vergi cennetinde bulunan bir iştirakinde elde ettiği kazanç üzerinden %3 oranında efektif vergi ödüyorsa, şirketin ana merkezinin bulunduğu ülke, iştirakin kazancı üzerinden %12 oranında vergi alma hakkına sahip olacaktır.
Küresel asgari verginin istisnaları var mı?
OECD model uygulamasına göre; alınacak verginin dikkate alınmayacak tutarda düşük olması ve bu vergiyi ödemek için katlanılacak uyum maliyetinin oldukça fazla olması halinde efektif vergi oranı %15’in altında olsa vergi tahsil edilmeyecektir. Bu nedenle bir alt sınır belirlenmesi söz konusu olacaktır.
Ayrıca OECD uygulamasında şirketler, maddi varlıkların değerinin en az %5'i ve ücret giderlerinin %5'i kadar olan bir kazanç miktarını da ek vergiden istisna tutma imkanına sahip olabiliyorlar. Bu da asgari kurumlar vergisi açısından bir tür istisna niteliğindedir.
Ancak Türkiye’nin asgari kurumlar vergisi politika tercihlerinin neler olabileceği konusunda henüz yeterince net bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmış değil. Dolayısıyla bu konuda bir yasa teklifi metni kamuoyu ile paylaşıldığında detaylar hakkında bilgi sahibi olabileceğiz.
Öte yandan OECD/G20 Kapsayıcı Çerçeve anlaşması uyarınca devlet kurumları, uluslararası veya kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, emeklilik fonları veya çok uluslu bir grubun ana kuruluşu olan yatırım fonları küresel asgari kurumlar vergisi kapsamına girmeyecek.
Bu vergiyi mevcut kurumlar vergisine ek bir vergi gibi düşünmek doğru olur mu?
Mevcut kurumlar vergisi aynı şekilde kalacaktır. Ancak çok uluslu şirket için hesaplanan efektif kurumlar vergisi oranı %15’in altına inmişse aradaki farkın vergi olarak talep edilmesi söz konusu olacaktır. Dolayısıyla ek bir vergi olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır.