Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Dr. Burcu AYDIN ÖZÜDOĞRU
Dr. Burcu AYDIN ÖZÜDOĞRU
1305OKUNMA

Kur Korumalı Mevduatta Etkinlik ve Verimlilik Analizi

2021 yılı Aralık ayında Hükümet yetkilileri tarafından duyurulan Kur Korumalı Mevduata sağlanan getiri garantileri ile vergi avantajlarının kapsamı, son iki aydır yapılan yeni düzenlemelerle gittikçe genişletiliyor.

Bugünkü yazımda uygulanan Kur Korumalı Mevduat politikasının etkinlik ve verimlilik analizini yapmak istiyorum.

Öncelikle etkinlik analiziyle başlayalım.

Etkinlik analizinde, bu politikanın, hükümetin TL’nin değerini koruma ve enflasyonu aşağı çekme hedefine olan katkısına değineceğim.

Yılın son aylarında TL’deki değer kaybının günlük %3-5 civarında olduğunu hatırlayacak olursak, Kur Korumalı Mevduatın, TL’deki üstel (exponential) değer kaybına set vurarak kurda durağanlık sağlama konusunda etkin olduğunu söyleyebiliriz.  

Bilindiği üzere bu ürün, kamu tarafından üstlenilen üç gider kalemine dayanıyor:

  1. Şarta bağlı yükümlülükler: Kur ve altın fiyatlarındaki değişimin, TL mevduat getirisinin üstünde olması halinde aradaki farkın kamu tarafından karşılanması
  2. Doğrudan yükümlülükler: Yurt dışında yaşayan Türklere verilen faiz/kar payı getirisi
  3. Vergi harcamaları: firmalara ve gerçek kişilere tanınan vergi istisnaları

Şimdi bu gider kalemlerine tek tek, maliyet ve etkinlik analiziyle bakalım.

Şarta bağlı yükümlülükler

Kamunun, TL mevduatın kur veya altın değerine karşı olası bir değer kaybını telafi etme konusunda üstlendiği şartlı yükümlülüğün, yurt içi yerleşiklere, TL’nin mali değerini koruma konusunda güven verdiğini görüyoruz. Zira Aralık ayında 18 civarını gören dolar/TL kuru, 2021 yılını 13,30 civarında kapadı.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, 11 Şubat 2022 itibarıyla kur korumalı mevduat hesaplarındaki tutarın 349 milyar liraya yükseldiğini duyurdu. Bu tutardan da şöyle bir maliyet çıkıyor. Kur veya altın fiyatlarının, yıllık mevduat faiz getirisinin üzerinde artması halinde, her 1 puan farkın şu aşamada kamuya getireceği yük 3,5 milyar TL.

Doğrudan yükümlülükler

Yurt dışında yaşayan Türklere tanınan net getiri garantisinin etkisini henüz bilemiyoruz. Ancak yurt dışı vatandaşların ilave faiz getirisine duyacakları ilgi, Türk kamu maliyesine olan güvene bağlı olacaktır.

Vergi harcamaları

Vergi harcamalarında öne çıkan kalem, kurumlara tanınan vergi istisnasıdır. Bu istisna, hem 2021 yılının son çeyreğinde, hem de 2022 yılında, firmaların kurdaki değer kabı nedeniyle yabancı para varlıklarının TL değerindeki artış nedeniyle ödemeleri gereken kurumlar vergisine muafiyet sağlamaktadır. Ayrıca TL’ye dönüştürülen tutardan kaynaklı faiz / kar payları da vergiden istisna olacaktır.  

Hatırlayacak olursak, dördüncü çeyrekte USD/TL kuru 8,8 seviyesinden 13,30’a çıkmıştı, yani TL dolara karşı %50 değer kaybetmişti. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Gürcan, 11 Şubat 2022 itibarıyla kur korumalı mevduat hesaplarındaki tutarın 103 milyar lirasının tüzel şirketlerden geldiğini duyurdu. Firmaların ortalama 13,5 dolar/TL civarında bir kurdan TL’ye döndüğünü varsayarsak, bu da yaklaşık 9 milyar TL civarında bir vergi istisnasına denk düşüyor.

Bir diğer vergi istisnası da, Kur Korumalı Mevduat hesaplarına sağlanan stopaj avantajıdır. Kur Korumalı mevduatta ortalama %17 faiz / kar payı uygulandığını varsayarsak, bu durumda sağlanan stopaj istisnası yaklaşık 10 milyar TL’ye ulaşıyor. (Vergi istisnasını gerçek kişiler için 2012-18 döneminde uygulanan %15 stopaja, kurumlar için de %23 vergi oranına göre hesapladım)

Stopajın istisnasının gerek gerçek, gerekse tüzel kişilerin dövizden TL’ye geçme kararlarında bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Zira, 2021 yılının son çeyreğinde mevduatların dövize kaymasının temel sebebi mudilerin anaparanın değerini koruma kaygısıydı.

Genel resme bakacak olursak; şarta bağlı yükümlülükler, doğrudan yükümlülükler ve vergi harcamalarıyla toplam maliyet 23 milyar TL’ye ulaşmış oldu. Kur Korumalı Mevduat tutarındaki artış, bu maliyetleri daha da artıracaktır. Ama esas risk, kurda öngörülmeyen bir zıplama olması halinde şarta bağlı yükümlülüklerle karşımıza çıkacaktır.

Kur Korumalı Mevduat düzenlemesinin verimlilik analizine bakacak olursak, esas soru şu olacaktır. Ulaşılmak istenen hedef daha az maliyetli bir politikayla sağlanabilir miydi?

Örneğin, para politikası araçlarıyla, geçen sene bu dönemde 7 civarında olan dolar TL kuru, bugün, 13,5’in altında olabilir miydi? Ya da tüketici enflasyonu %50’ler yerine %15 civarında olabilir miydi?

Cevap evet ise, ekonomi öğretilerine göre, uygulanan bu politikalar, “verimsiz” ya da “savurgan/müsrif” (wasteful) olarak tanımlanır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor