Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Araştırmalar

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
8608OKUNMA

Koronavirüsün Ekonomik Zararlarının Giderilmesinde Ücretliler ve Kendi İşinde Çalışanlar İçin Tedbir Paketi Önerileri

Koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik aktivitenin yavaşlaması hatta bazı sektörlerde durması karşısında şirketleri desteklemek adına birtakım öneriler sunuldu. Bu konudaki önerilerimizi biz de geçen hafta DÜNYA Gazetesinde “Virüs nedeniyle ekonomi aniden durursa vergisel açıdan alınabilecek tedbirler nelerdir?” başlıklı yazımızla gündeme getirmiştik.

Şimdi de salgın krizinin ekonomik krizle birleştiği bir aşamada ücretli çalışanlarımız, kendi işyerinde çalışarak yaşamını sürdüren esnafımız ve KOBİ’lerimiz için alınabilecek tedbir önerilerimizi sıralamak istiyoruz:

  • Uluslararası alanda 1960’larda ortaya sürülen ve 2010’larda yeniden gündeme gelen Evrensel Temel Ücret adında bir ödeme vatandaşlara yapılabilir. Herhangi bir şarta bağlı olmayan, geri ödemesi olmayan bu ücret sayesinde işini kaybeden gelir kaybına uğrayan kişilerin yaşamlarını devam ettirmesi sağlanır. Dört kişilik bir aile için kişi başına 1.838 TL (toplamda 7.353,38 TL), bekar bir çalışan için 2.744,38 TL (Türk İş Açlık ve Yoksulluk Araştırması, Şubat 2020) ödeme yapılabilir. Tutarın belirlenmesine kent ve kırsal ayrımı yapılabilir.
  • Kendi işinde bağımsız olarak çalışanlara, KOBİ’lere ise, son 2 yıldır yaşadığımız ekonomik krizin etkisini azaltmak için, 2017 ve 2018’de gelir vergisi beyannamelerinde beyan ettikleri gelirlerinin toplamı 24’e bölünerek destek ödemesi yapılabilir.
  • Kısa süreli çalışma kapsamında (EK:9) ev işlerine temizliğe gidenlere ise son iki yılda SGK’ya beyan edilen çalışma sürelerine karşılık gelen tutarlar yine 24’e bölünerek her ay destek ödemesi yapılabilir.
  • Turizm sektöründe bu yılın kayıp bir yıl olma olasılığı dikkate alındığında Evrensel Temel Ücretten bu sektördeki çalışanlara ödeme yapılabilir.
  • Aktör, ressam, müzisyen vb. gibi sanat icra edenler için Kültür Bakanlığı bünyesinde eser üretme faaliyetleri sağlanarak bu dönemde Devlet güvencesinde olmayan sanatçılar da ekonomik olarak destek kapsamına alınabilir. Nitekim 1929 Büyük Buhranında ABD’de uygulanan New Deal programı kapsamında bu tür önlemler yer almıştı.
  • Kira geliri elde etmekte iken kiracısının işyerini veya konutunu boşaltması sonucunda gelir kaybına uğrayanlara da Evrensel Temel Ücret tutarı kadar ödeme yapılabilir.
  • Tarım sektöründe emeği ile ücretli olarak geçinen kişiler de Evrensel Temel Ücret kapsamına alınabilir.
  • Ekim-dikim sağlanmayan boş bırakılan arazilerde tarımsal üretimi canlandırmak ve toprak sahiplerini yönlendirmek için ulusal bir proje hazırlanması, tohum, gübre, motorin, elektrik bedellerinin Devlet tarafından karşılanması sağlanabilir.

Süre

Alınan tüm koruma tedbirleri nedeniyle Koronavirüs salgınının daha fazla yaygınlaşmayacağı yönündeki umudumuzu belirterek bu tedbirlerin her halükârda 2020 sonuna kadar uygulanmasının yerinde olacağını düşünüyoruz.

Kaynak

Dikkat edilecek olursa önerilerimiz şirketleri değil insanları ve KOBİ mahiyetindeki aile işletmelerini desteklemeyi amaçlıyor. Türkiye olarak, 2001 krizinde bankacılık sektörünü kurtarmak için halkın katlandığı yükün 77 milyar Dolar (Bugünkü kurla yaklaşık 492 milyar 800 milyon Lira) olduğunu hatırlamakta yarar var. Geçmişte 80 civarında banka için gündeme gelen kurtarma paketinin bugün 83 milyon için gündeme gelmesi gerekiyor.
Zira piyasaların canlanması, güven ortamının tesisi için bu tür bir kaynak aktarma paketinin zaruri olduğu kanısındayız.

Ciddi bir harcama yüküne dayanan bu tür programların gerçekleştirilebilmesi için önemli tutarda kaynak gerekeceği açıktır. Ancak birkaç gün önce açıklanan bilgiye göre İspanya’nın çözüm için Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının %20’si oranında bir kaynak ayırdığını dikkate aldığımızda ülkemizde de böyle bir kaynak aktarımının yapılması gerektiğini söylemek durumundayız.

Öte yandan vergi gelirlerinin neredeyse %70’ni tek başına dolaylı vergilerle karşılayan halkımızın, ödediği vergilerden daha fazla yararlanmasını gerektiren zor bir zaman diliminden geçiyoruz. Bu nedenle de aslında bu kaynak aktarımı halktan alınan vergilerin halka geri verilmesi olarak da tanımlanabilir.

Elde kaynak bulunmaması nedeniyle artan harcamalar bütçe açığı yaratacağından eş zamanlı olarak da Merkez Bankasınca para basılması yoluyla bunun karşılanması zorunlu bir yol olacak. Ancak ekonominin aniden durma riskinin olduğu bir ortamda bütçe açığı, para basma gibi konuların ikinci planda olması zorunludur. Bir başka ifadeyle 2001 ekonomik krizinin performans göstergelerinin bugünün kriterleri olarak uygulanması, farklı bir hastalığa yanlış tedavi uygulamak anlamına gelecektir kanaatimizce.

Son olarak kaynak temini açısından, her şeyi Devletten beklememek gerektiğini de eklemek istiyorum. Meslek odalarının, ticaret ve sanayi odalarının ve bunların üst birliklerinin üyelerinden temin ettikleri gelirler nedeniyle önemli tutarlarda gelir artanı elde ettikleri bilinen bir gerçektir. Fon olarak duran bu kaynakların, işletme sahiplerine kamu eliyle “kamu-yarı kamusal kurum işbirliği” yaklaşımı çerçevesinde yeniden aktarılması noktasında en uygun bir dönemden geçtiğimizi ekleyelim.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor