Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Adnan YILDIRIM
Adnan YILDIRIM
1073OKUNMA

KDV iadesinde kalıcı çözüm: Mahsupların genişlemesi

KDV iadeleri zaman zaman gündeme gelmekte; özellikle de devir KDV tutarlarının biriktiği, iadelerin aksadığı dönemlerde daha fazla dillendirilmektedir. Birikim ya da aksama olması; finansmana erişimin kısıtlı, finansman maliyetlerinin arttığı dönemlerde (potansiyel) KDV alacaklısı firmaların şikayetlerinin de artmasına yol açmaktadır.

Kamu finansmanının ve hazine nakit dengesinin rahat olmadığı dönemlerde, doğal olarak iade ödemeleri de yavaşlamaktadır. 1990’lı yıllarda Gelir İdaresinde hayali ihracatta haksız vergi iadelerinin takibinden ve KDV’den sorumlu olduğum dönemden başlayarak, KDV konusundaki gelişmeleri biraz daha yakından takip ediyorum.

Kayıt dışı ekonominin varlığı ile sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemenin önlenememiş olması yanında önceki aşamalarda ödenmesi gereken vergilerin hazineye intikal etmemiş olabileceği endişesi; Gelir İdaresinin, KDV iadelerinin hızlandırılması ile biriken devir KDV tutarlarının eritilmesine dönük kolaylaştırıcı düzenleme taleplerine ihtiyatlı bakmasına neden olmuştur.

1985 yılında yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Kanunu, geçen süre içinde muhtelif değişimlere uğramıştır. Başlangıçta sadece ihracat ve bazı faaliyetlerde KDV iadesi söz konusu iken zamanla istisnaların kapsamı genişletilmiş, ayrıca 5035 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle (2004 yılı başından itibaren) indirimli orana tabi ürünler ve hizmetler için de KDV iadesi yapılabilir hale gelmiştir. İstisnalarda olduğu gibi; indirimli orana tabi mal ve hizmetlerin kapsamı da (özellikle pandemi döneminde) genişlemiş olması, indirimli oran kategorisinde iade taleplerinde artışa neden olmuştur.

1980’li yıllarda nakdi ödenen (ihracat tutarına göre değişen oranlarda) vergi iadeleri ile navlun destekleme primlerinin cazibesi; çok sayıda incelemede yapılan tespitlere göre hayali ihracat girişimlerinin ve haksız taleplerin/ödemelerin artmasına neden olmuştur. Gelir İdaresi o dönemi hiç unutmamış, o dönemde yaşananlar KDV iadeleriyle ilgili yapılan düzenlemelerde bir şekilde etkisini sürdürmüştür. Buna rağmen Gelir İdaresi, HİS sertifikası ile teminatsız/raporsuz/incelemesiz KDV iadelerinin hızlandırılması; İTUS sertifikası ile de indirimli teminat uygulamalarını devreye almıştır. Ancak nakdi iade tarafında bir taraftan kolaylaştırıcı bu uygulamalar devreye alınırken, diğer taraftan mahsuben iadelerde tersine bir yaklaşımla mahsupların kapsamını daraltan düzenlemeler yapılmıştır. Oysa başlangıçtan itibaren mahsuben iadelerin kapsamının genişletilmesinin gerekçesi; üretimleri ve üretim girdi alımlarının gerçeği yansıttığı kabul edilen ve hayali ihracat yapma ihtimali olmayan (ya da çok düşük olan) üretici firmaların ödemelerine aracılık ederek, bekleyen iade taleplerinin işletmelerde yol açtığı finansal yükü hafifletmekti. Bu amaçla vergi, sigorta ve ithalde ödenen vergilere ek olarak kamu şirketlerinden yapılan elektrik ve doğal gaz alımları için yapılan ödemeler, grup şirketleri ile mal ve hizmet alınan şirketlerin vergi borçlarına mahsup yapılabilir hale gelinmişti.

KDV’den istisna edilen teslimler

KDV Kanununun 32’inci maddesinde, indirim fazlası olup işlemin gerçekleştiği dönemi takip eden iki yıl içinde talep edilmesi halinde KDV iadesine konu edilebilecek işlemler şunlardır.

  • Mal ve hizmet ihracatı (Md:11)
  • KDV Kanunu madde 13’te; taşımacılık, taşıma araçları, kıymetli madenler, teşvikli yatırımlar, savunma sanayi, lisanslı depoculuk, tarımsal ürünler, yabancıya konut satışları, OSB’lerde altyapı yatırımları, teknoloji bölgelerine makine teçhizat teslimleri, eğitim, sağlık, kitap/yayın teslimlerinin yer aldığı faaliyetlerle ilgili 16 fıkrada sayılan mal ve hizmetler
  • Uluslararası taşımacılık (Madde:14)
  • Diplomatik istisnalar (Madde:15)
  • Engelliler için araç, gereç, özel program teslimleri (Madde:17/4-s)

İndirimli KDV oranına tabi teslimler

  • KDV Kanununu 29/2’inci fıkrasına göre, KDV oranı indirilen mal ve hizmet teslimlerinin indirilemeyen kısmı, tıpkı istisna edilen teslimlerde olduğu gibi nakden yada mahsuben iade edilir. İndirimli oranda KDV’ye tabi mal ve hizmet teslimleri;
  • %1 oranda vergiye tabi olanlar, (20+21=) toplam 41 fıkrada uzun bir listede,
  • %8 oranda vergiye tabi olanlar, yine 38 fıkrada uzun bir listede,

çok sayıda olup tek tek sayılmıştır.

Değerlendirme, mahsup önerisi

KDV iadelerinde; bir yandan artan ihracatımız ve ihracatçı firma sayısı ile ihracat dışında kalan iade hakkı doğuran istisna faaliyetlerin yanında; indirilmiş orandaki mal ve hizmet teslimlerinin kapsamının sektör ve ürünler bazında artırılmış olması doğal olarak yıllar itibariyle KDV iadesi taleplerinde geometrik artışa neden olmuştur. Bu nedenle KDV iadelerinde konjonktürel olarak yaşanan aksamalar ile devir KDV birikimi, işletmeler açısından finansman sorununa dönüşebilmektedir. Ayrıca hem İdare hem de işletmeler bakımından teminat, inceleme, YMM raporu vd. külfetlere ek olarak alt firma problemlerinin yol açtığı muhtelif sorunlar da yaşanmaktadır. Oysa düzgün çalışan üretici firmaların mal ve hizmet alımlarından doğan KDV iadelerinden mahsupların kapsamına; vergiler, sigorta primleri ve ithalde alınan vergilere ilaveten geçmişte olduğu gibi (KDV kanunundaki düzenlemelerin çerçevesine uygun olarak) doğalgaz, elektrik, akaryakıt alımları ile grup şirketlerinin vergi/sigorta primi borçlarının da eklenmesi yerinde olacaktır. Üstelik mahsupların kapsamının bu çerçevede genişletilmesiyle; kayıt dışılığı ve sahte belge düzenlemeyi/kullanmayı alışkanlık haline getiren firmalar kendiliğinden kapsam dışında bırakılmış olmaktadır.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor