Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Mükellef Hakları

Hasan Halil GÖNÜL
Hasan Halil GÖNÜL
712OKUNMA

Kanunları iptal edebilen ama yürürlüğünü durduramayan bir Anayasa Mahkemesi ne kadar etkili olabilir?

Anayasa Mahkemesi 27 Aralık 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan E:2021/133 ve K:2022/120 sayılı kararıyla 7349 sayılı kanunla 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa eklenen geçici 23. maddeyi iptal etmiştir.

Söz konusu geçici 23. madde aşağıdaki gibidir.

GEÇİCİ MADDE 23 – 19/12/2020 tarihli ve 7258 sayılı 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda yer alan genel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek eklemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. İlgili kanunları gereğince genel bütçe gelirleri karşılığı yapılan ödenek eklemeleri bu tutardan düşülür.”

Madde ile 2021 yılı bütçesine ilişkin olarak Cumhurbaşkanına 2021 yılıgenel bütçe gelir tahmini üzerinde gerçekleşen gelir kadar, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine ödenek ekleme yetkisi verilmişti.

Görüldüğü üzere ek bütçe kanunu ile yapılması gereken bir düzenleme, 5018 sayılı kanuna bir madde eklenmek yoluyla ancak yine fiilen ve serbestçe ek bütçe yapılması anlamına gelecek bir şekilde yapılmıştı.

Madde, 25 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış olması nedeniyle de teorik olarak sadece 7 gün yürürlükte kalmış ve bu süre içinde yapılan bütçe işlemleri üzerinden etki göstermiştir.

Söz konusu maddenin asıl olarak Anayasa’nın “Bütçe ve kesinhesap” başlıklı 161. maddesine aykırı olduğu gerekesiyle de CHP tarafından kanunun yayımından sonraki ilk iş günü olan 27 Aralık 2021 tarihinde Anayasa Mahkemesine başvurulduğu bilinmektedir.

Maddede öngörülen uygulamanın yapılmasından önce Anayasa Mahkemesinin çok hızlı bir şekilde inceleme yapıp yürürlüğü durdurmasını beklemenin günümüz koşullarında fazla bir iyimserlik olduğunun farkındayız.(1)

Ancak üzerinden tam bir yıl geçtikten ve madde ile öngörülen düzenlemeler çoktan tamamlandıktan sonra maddeyi oybirliğiyle iptal eden Anayasa Mahkemesinin kararında yer alan “yürürlüğün durdurulması talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE” ifadesini de ülke olarak hak ettiğimizi düşünmüyoruz. Bu ifadenin, sırf başvuruda yer alan “yürürlüğün durdurulması” talebine karşılık olarak karar vermek zorunda olunması nedeniyle yazıldığı açıktır. Ne var ki bu husus ifadenin vahametini değiştirmemektedir.

Bir hafta içerisinde uygulanarak tüm etkisini gösterecek olan ve üstelik de daha sonra oybirliğiyle iptal edilen bir hüküm, “yürürlüğün durdurulması koşullarını” oluşturamıyorsa nasıl bir hüküm bu koşulları oluşturabilecektir sorusunu da kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

(1) Anayasa Mahkemesinin yürütmeyi durdurma yetkisi üzerindeki tartışmaları ve dönemsel olarak yürütmeyi durdurma konusundaki ilkesel yaklaşımları da haklı veya haksız demeden şimdilik bir kenarda bırakıyoruz.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor