İş hukukunda rekabet yasağı
İster İş Kanununa tabi olarak İş Sözleşmesi ile çalışsın isterse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa tabi olarak Hizmet Akti ile çalışıyor olsun işçi sadakat borcu ile yüklenmiş ve işveren ile rekabet etmesi yasaklanmıştır.
Borçlar Kanunu 396/3. maddesi, “İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.”
Aynı maddenin 4. fıkrasında belirtildiği üzere, “İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz.” demektedir.
İş sözleşmesinin devam ettiği dönemde rekabet etmeme borcunun varlığı için, iş sözleşmesinde rekabeti yasaklayan bir hükmün açıkça yer alması gerekmez. İş sözleşmesinin devamı süresince işçinin, işverene karşı rekabet etmeme borcu doğrudan doğruya iş sözleşmesinden kaynaklanmakta ve sadakat borcu bağlamında ortaya çıkmaktadır.
İş sözleşmesi devam ederken işçi tarafından rekabet etmeme borcunun ihlal edilmesi hâlinde, işveren iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanununa göre haklı nedenle feshedebilir. İşverenin ayrıca tazminat talep hakkı saklıdır.
İş sözleşmesinden doğan sadakat borcunun sonucu olan rekabet yasağı, iş sözleşmesinin bitimi ile ortadan kalkar .Eğer İş Sözleşmesinin bitimini takip eden dönem için rekabet yasağı getirilmek istenirse Türk Borçlar Kanunu’nun 444. ve devamı maddelerinde rekabet yasağı düzenlenmiştir. Rekabet Yasağı
İş Sözleşmesinin Bitiminden Sonra Ki Rekabet Yasağı İki Şekilde Öngörülebili.;
1-İşçi ve işveren taraflar , işçinin işverenle rekabet edemeyeceğine ilişkin bir hükmü
İş Sözleşmesine ekleyebilirler
Veya
2-Ayrı bir Rekabet Yasağı sözleşmesi ile öngörülebilir.
İster İş Sözleşmesine eklenmiş olsun isterse ayrı bir Rekabet Yasağı Sözleşmesi ile öngörülmüş olsun, Rekabet yasağının amacı, işçinin iş ilişkisi içinde işle veya işyeri ile ilgili edindiği bilgileri iş ilişkisi sona erdikten sonra rakip bir işletme içinde kullanılmasını engellemek ve bu suretle bir zarara uğrama tehlikesini ortadan kaldırmaktır
Üretim sırları ve işle ilgili bilgiler, sınırlı bir çevre tarafından bilinen, başkaları tarafından kolaylıkla öğrenilmesi mümkün olmayan, saklı kalmasında işverenin haklı menfaatinin olduğu olgular olarak tanımlanmıştır.
TBK’nın 444/1. maddesine göre; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” diyerek REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİNİ düzenlemiştir.
TBK m .444/1 uyarınca
Fiil Ehliyetine Sahip İşçi yazılı bir anlaşma ile işverenin korunmaya değer bir menfaati için rekabet etmeme sözü verebilir.
Hem belirli hem de belirsiz süreli İş Sözleşmeleri için rekabet yasağı kararlaştırılabilir.
Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Şekli
TBK’nın 444/1. maddesine göre; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması gerekir. Kanunda, yazılı şekil bir geçerlilik şartı olarak öngörülmüş olup yazılı olarak yapılmayan sözleşme geçersizdir.
Rekabet Yasağının Zaman Bakımından Sınırlandırılması
TBK’nın 445/1. maddesine göre; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.”
Rekabet yasağının süresi, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte başlar. Bu süreyi aşan sözleşmeler süreyi aşan kısım için geçersizdir.
Rekabet yasağının yer bakımından sınırlandırılması
TBK’nın 445/1. maddesi uyarınca, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için yasağın yer bakımından da sınırlanmış olması gerekir. Söz konusu yer coğrafi bölge veya şehir olarak belirtilebileceği gibi işverenin faaliyetinin etki alanına atıfta bulunmak yoluyla da belirlenebilir.
Ancak sözleşmede öngörülen yer, işverenin korunmakta menfaati bulunan sahayı kapsamalıdır.
Yargıtay’a göre de; tüm bankalarda çalışmamayı kabul ve taahhüt biçimindeki bir düzenleme yer ve iş bakımından sınırlama getirmemesi ve ayrıca işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye sokması nedeniyle geçersizdir. Y 9. HD, 6.7.1999, 8262/12073- Y9HD, 2.12.2010, 41875/35558
Rekabet yasağının içerik bakımından sınırlandırılması
TBK’nın 445/1. maddesi uyarınca, rekabet yasağının geçerli olabilmesi için yasağın konu bakımından sınırlandırılmış olması gerekir.
Bu kapsamda işçinin yerine getiremeyeceği iş alanı sözleşmede açıkça gösterilmelidir. Rekabet yasağı, işverenin tüm faaliyet alanı ile değil, işçinin işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili, somut göreviyle sınırlı kalmalıdır.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, öncelikle işçinin işverenin müşteri çevresini veya ticari nitelikteki iş sırlarını öğrenebilecek durumda olması gerekir.
Bununla birlikte bu bilgilerin iş sözleşmesi sona erdikten sonra kullanılmasının işverene önemli derecede zarar verebilecek nitelikte olması da gerekir. Nitekim söz konusu hükümde, aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, işverenin önemli bir zararına sebep olacak
nitelikteyse geçerli olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla söz konusu hususların birlikte var olması aranmaktadır. Bu anlamda işçi, üretim sırları, işverenin işleri veya müşteri çevresi hakkında bilgiye-ki bunlardan bir tanesine vakıf olunması yeterlidir- sahip olmakla birlikte bunların kullanılması sonucu işveren açısından önemli bir zarar doğma ihtimali yoksa, rekabet yasağı geçersiz olacaktır.
Sözleşme sonrası rekabet yasağının geçerliliği için önemli olan somut bir zarar değil, önemli bir zarar olasılığıdır.
Öğretide, işçinin kanuna karşı hile oluşturacak bir biçimde kendi adına değil, ancak anlaşmalı olarak bir yakını adına bir işletme açması da rekabet yasağı kapsamına dahil edilmektedir
Hâkimin müdahalesi
TBK’nın 445/2. maddesine göre; “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”
Hâkime kanunla verilen bu yetki ile aşırı nitelikteki rekabet yasağına re’sen müdahale edebilir.
İşçinin rekabet yasağını süre bakımından sınırlayabilir. Bu noktada örneğin süresi iki yıl olan bir rekabet yasağını bir yıl ile sınırlandırabilir. Ya da rekabet yasağının kapsam itibariyle kısıtlaması mümkündür.
Yargıtay kararlarında da, yer ve iş bakımından herhangi bir sınırlama getirilmeksizin işveren şirket ile aynı işkolunda faaliyet gösteren bütün işletmeler için rekabet yasağı öngörülmesi, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye sokması nedeniyle HAKİM MÜDAHELESİ İLE geçersiz sayılmıştır.
Rekabet Yasağı Sözleşmesine Aykırı Davranışın Yaptırımı
Zararların tazmini
Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Ceza koşulu
İşçinin rekabet yasağına aykırı davranması halinde, işveren sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı talep edebilir.
TBK’nın 180. maddesi uyarınca; “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.”
Yani işveren, rekabet yasağının ihlali halinde herhangi bir zararı ispatlamak zorunda bulunmaksızın sadece bu durumu spatlamak suretiyle cezai şart talep edebilir.
Sözleşme ile ceza koşulu belirlenmiş ise sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir.
Yasağa aykırı davranışa son verilmesi
İşveren sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin sona ermesi
1-Sürenin sona ermesi
Rekabet yasağı sözleşmesinin süre ile sınırlanması zorunlu olup, söz konusu süre en fazla iki yıl olabilir. Bu itibarla rekabet yasağı sözleşmesini sona erdiren nedenlerden ilki, sözleşmede öngörülen sürenin bitimidir. Zira öngörülen süre dolduğunda işçinin rekabet yasağı kendiliğinden sona erer.
2- İşverenin yararının kalmaması
Türk Borçlar Kanunu md. 447/1; rekabet yasağı, işverenin bu yasağı sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer.
3-İşverenin haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesini feshi
TBK’nın 447/2. maddesi uyarınca, “Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.” Buna göre, rekabet yasağının sona ermesi için iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmaksızın feshedilmesi gerekir. İş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. veya TBK’nın 435. maddesine dayanılarak haklı nedenle feshedilmesi hâlinde rekabet yasağı devam eder.
Bu sebeple geçerli sebeple iş aktinin süreli feshi halinde rekabet yasağı yine sona erecektir.
4-İşçinin işverene yüklenebilen bir nedenle iş sözleşmesini feshi
TBK’nın 447/2. maddesi uyarınca, sözleşme, işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.
İş sözleşmesi işçi tarafından İş Kanununun 24. veya TBK’nın 435. maddesine dayanılarak haklı nedenle derhal feshedilmesi hâlinde rekabet yasağı sona erer.
Ancak İş sözleşmesinin, haklı sebeple olmasa dahi, işverene yüklenebilecek makul bir nedenle işçi tarafından süreli feshedilmesi hâlinde de rekabet yasağı sona erer.
Sonuç
Rekabet yasağı, aynı alanda iş yapan kimselerin birbirleri ile hukuka aykırı olarak yarışa girememesi, belirli kimselerin birbirleriyle rekabet etmelerinin yasaklanması anlamına gelmektedir.
Rekabet yasağı sözleşmesi, genel olarak işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra işveren ile rekabet etmeyeceğini, özellikle kendi adına rakip bir işletme açmayacağını, başka bir rakip işletmede çalışmayacağını veya bunların dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girmeyeceğini taahhüt ettiği sözleşmedir.
Rekabet yasağı, işçiye iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverenle rekabet edici faaliyetleri yasakladığı için, işçinin ekonomik geleceğini de sınırlandırmaktadır. Bu nedenle söz konusu sözleşmenin geçerli olabilmesi, birtakım koşulların varlığına bağlıdır.
Rekabet yasağı sözleşmesi, işverenin haklı menfaatlerini korumak açısından önemli olmakla birlikte, işçinin çalışma ve sözleşme özgürlüğünü ağır bir şekilde ihlal etme ihtimali yüksek olan bir sözleşmedir.
Bu nedenle rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği kanunda sınırlayıcı hükümlere tabi kılınmıştır. Bunlar; bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin müşterileri tanımasından veya iş sırlarını bilmesinden dolayı işverene önemli bir zarar vermesi ihtimalinin olması, işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye atılmaması, sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve sözleşmenin yapıldığı sırada işçinin fiil ehliyetine sahip olmasıdır. Yine rekabet yasağının zaman, yer ve konu bakımından sınırlandırılması esaslarına uygun davranılması gibi sınırlamalar getirmiştir.
Rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranan işçi, işverenin bu nedenle uğradığı tüm zararları sözleşmeye aykırılığa ilişkin genel hükümlere göre karşılamak zorundadır.
Bunun yanı sıra Türk Borçlar Kanunu işçiye sözleşmede öngörülen cezai şartı ödeyerek yasaktan kurtulabilme imkânı tanımaktadır. Ancak bu durumda dahi, işverenin cezai şartı aşan bir zararı varsa, işçi bunu da karşılamakla yükümlü olacaktır.