İktisadi Bakış Dergisi 6. Sayı
Son 1,5 yıldır tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı olağan dışı bir durum olan Covid 19 salgını ekonomide, sağlıkta, eğitimde ve toplumsal hayatta önemli değişimlere yol açtı. Salgının bu çok boyutlu yönüyle geçmişte gerçekleşenlerden ayrıştığı söylenebilir.
Elbette ki yarattığı değişimlerin mevcut dinamikler üzerindeki etkisinin kalıcı olup olamayacağı zaman içerisinde görülecek. Ancak salgının, üretim ve ticari faaliyetleri yavaşlatmasının bir sonucu olarak dünya ekonomisinde virüsle mücadelede küresel kapitalizmin zorlanacağı ve geleceğini tehdit edeceği yönündeki argümanları artırdığı gözlendi. Nitekim Birleşmiş Milletler, Covid-19 salgınının küresel ekonomilere maliyetinin 2021’de 8,5 trilyon doları bulacağını açıkladı.
Bugün gelinen noktada da ise küresel ölçekte görülen kısmi toparlanma sinyalleriyle, normalleşme sürecine girilmesinin ekonomiler üzerindeki yaratacağı etkiler de en az salgın kadar önem taşıyor. Salgını sınırlamaya yönelik tedbirlerin hafifletilmesi ve kademeli normalleşme adımlarının etkisiyle Türkiye'de de normalleşme kapsamında geçici tedbirler teker teker kaldırılmaya başlandı ve 1 Temmuz itibariyle de kademeli normalleşmede üçüncü etaba geçildi.
Ancak özellikle Türkiye ekonomisinin öncü göstergeler bağlamında pek çok ülkeden negatif ayrıştığı göz önüne alındığında Türkiye’de normalleşme sürecinin de sancılı olacağı söylenebilir.