Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
2719OKUNMA

Hepsi Aynı Şeyi Söyleyecekse Bu Kadar Çok İktisatçıya Ne Gerek Var?

Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da ADA Kitabevinde “Yeni Çıkanlar” kısmında bir kitabın başlığı dikkatimi çekti: Hepsi Aynı Şeyi Söyleyecekse Bu Kadar Çok İktisatçıya Ne Gerek Var?

1980’li yılların başından itibaren gittikçe ivme kazanan ve soğuk savaşın sona erip Berlin Duvarının daha doğrusu Doğu Blokunun yıkılmasından ve Sovyetler Birliği’ni oluşturan ülkelerin bağımsızlıklarını ilan etmelerinden sonra da tek kutuplu dünya ile egemenliğini ilan eden küreselleşme aslında çok seslilik mi getirdi yoksa koro halinde tek sesliliğe mi yol açtı?

Bu soru, bugün geldiğimiz noktayı anlamak ve cevaplandırılmak için bizi bekliyor.

Kitabı “Çok Sesli Bir İktisat İçin Manifesto” alt başlığı ile kaleme alan Fransız İktisatçılar Bernard Chavance, Philippe Batifoulier, Olivier Favereau, Sophie Jallais, Agnès Labrousse, Thomas Lamarche, André Orléan ve Bruno Tinel ve Türkçeye Çınla Akdere tarafından çevrilen kitap ekonomi alanında toplumların nasıl tek sesliliğe mahkûm edildiğini ortaya koyuyor.

Sözde çok sesli olan bir ortam var gibi gözükse de aslında tek sesli koro halinde günümüzün ekonomik sorunlarına ezbere dayanan ve tek sesli çözümler öneriliyor.

Adam Smith’in insanlığa miras bıraktığı “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sözü ve “görünmez el” teorisi aslında her şeyin piyasalar tarafından çözüleceği bu nedenle de devletlerin müdahalesini minimum düzeyde tutulmasını salık veriyordu.

Bu iki motto o kadar çok tuttu ki serbest piyasa adı altında yapılan tüketicinin, yatırımcının güvenini kötüye kullanmak doğal kaynakları israf etmek, bir ülkenin halkından, kaynaklarından kazandığı kâr üzerinden ödemesi gereken vergiyi düşük vergili ya da vergisiz vergi limanı ülkelere aktarmak “olağan” bir durum haline geldi.

Kitapta yer alan “İktisatçılar serbest rekabetin avukatlığını yapıyorlar fakat fikir piyasasında serbest rekabeti uygulamaya geçirmiyorlar” cümlesi aslında tüm dünyada yaşananları açık bir şekilde ortaya koyuyor.

İktisatta çok sesliliğin eksikliğine ilişkin olarak “İktisadi Otizm” kavramı da kitabın gündeme getirdiği olgulardan biri.

Yaşanan krizlerin maliyetini topluma yüklememek için yeni krizler yaşamamak gerekiyor. Ayrıca gelir dağılımındaki adaletsizliğin zenginin daha zengin fakirinse ya olduğu yerde saydığı ya da çok az bir iyileşme elde ettiği yapının yerine alternatif düşünceler üretmek gerekiyor.

Ancak bu da çok yönlü düşünmeyi ve çok sesliliği gerektiriyor.

DALLAS: Açık İktisat Fakültesi

1900’lerin başından 1970’lere kadar kitlelerin eğlencesi ve eğitim aracı sinema olmuştu.

1970’lerden 2010’lara kadar ise televizyon bu rolü üstlendi.

1978 ila 1991 arasında doğudan batıya, kuzeyden güneye 130’dan fazla ülkede her hafta büyük heyecanla izlenen ABD’nin CBS yayın kuruluşunun fenomen dizilerinden DALLAS, kapalı ekonomik yapıların olduğu bir dünyaya serbest piyasa ekonomisini öğretti.

Dizinin başkarakteri JR (Ceyar), kişiliği ve davranışları ile kapitalist, serbest piyasa ekonomisinin baş öğreticisi rolünü hayata geçirdi.

Dünyanın her yerinde ortaya çıkan şirket skandallarında DALLAS’ın ve JR’ın yanlış öğretisinin payı olmuştur desek mizah mı yapmış oluruz gerçekleri mi söylemiş oluruz bilemiyorum.

Ne de olsa açıklık tüm dünyaya DALLAS ile yayılmıştı.

Bugünkü tek seslilikte insanlara tek kaynağın sunulması ve alternatif görüş ve seslerin kendilerini yeterince duyuramamasının etkisini göz ardı etmemek gerekiyor.

Ancak günümüzün ve geleceğin bir internet dünyasına dönüştüğü, fikirlerin internet yoluyla tüm dünyaya kolaylıkla aktarılabildiği gözönüne alındığında, çok sesliliğin iletilmesine büyük bir avantajın olduğu görülüyor.

Sanırım sorun kuş cıvıltılarını andıran çok sesliği yeniden hayatın her alanına başta da iktisatta canlandırmak gerekiyor.

“Hepsi Aynı Şeyi Söyleyecekse Bu Kadar Çok İktisatçıya Ne Gerek Var?” bu anlamda küçük hacmine rağmen büyük fikirler içeriyor.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor