Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Sosyal Güvenlik

Ozan BARDAKÇI
Ozan BARDAKÇI
1499OKUNMA

Hem babadan hem kocadan hem de kendinden aylık alanlar erken emekli olacak mı?

Son yıllarda sık sık gündem olan EYT (Erken Yaşta Tekaüt(1) Olmak İsteyenler) şu sıralar yine gündemde. Ortada hiçbir açıklama, paylaşım hatta doğru düzgün bir çalışma bile yokken sosyal medyada kendine uzman diyen kifayetsiz gelgelciler de bu durumu fırsat biliyor haliyle. Koca koca haber kanallarının bu kişileri konuk edip kendi reklamlarını yapmalarına müsaade etmesi ise apayrı bir konu.

EYT ve terör örgütünden hüküm giymiş kişilerden aldıkları sertifikalarla halkı dolandıran SAHTE UZMANları iki ayrı yazıda ele almak gerekiyor. Şimdilik her kendine sosyal güvenlik uzmanı diyene itibar etmeyin, uzmanlığı hangi hukuki temele dayanıyormuş sorup soruşturun yeterli derim. Bu sayede 40-50 saatlik otel eğitimiyle emeklilik yaş tablosunu ezberleyip sizin için sahte sigorta ayarlama vaadinde ya da kurum içinden adam ayarlayıp işinizi çözeriz telifinde bulunan herkese sosyal güvenlik uzmanı demeyeceğiniz gibi paranızı da çöpe atmamış olursunuz.

Tartışma sürerken emeklilik yaşıyla ilgili düzenleme siyasetin de gündeminde. Ne yapacaklar, nasıl yapacaklar yakın zamanda belli olur. Tabi bunun maliyeti de hesaplanacaktır. Kime ne kadar süre erken aylık bağlanacak, bütçeden toplam ne kadar aktarılacak, sigortalı sayısı ne kadar azalacak sorularının hepsine cevap olacak elbette yapılacak düzenleme.

Önümüzdeki yıl genel seçim de olunca emeklilik yaşı konusu gitgide daha da hararetlenecek. Bununla birlikte seçim dönemlerinde kesenin ağzı da açılır haliyle. Böyle dönemlerde harpte atılan kurşunun hesabı tutulmaz şiarıyla “yok mu artıran” moduna girilir hemen. Tasarruf mu? Zinhar konuşulmaz.

Sosyal güvenlik sistemimizde sigortalılar, hak sahipleri, bakmakla yükümlü olunanlar, emekliler gruplar halindedir. Her grubun kendi içinde de farklı hakları ve yükümlülükleri bulunur. Tabi Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur ayrımı varlığını koruduğu gibi çok uzun bir süre daha uygulanmaya devam edecek.

SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklilerinin hak ve yükümlülüklerindeki farklılık emeklinin kendi çalışmalarından kaynaklanıyor. Bu nedenle bu farklılıklar kişinin çalışma hayatıyla doğrudan ilgili olduğu için çok fazla göze batmıyor.

Emekli veya çalışanın ölümü halinde geride kalan eş ve çocuklara ise hak sahibi adı veriliyor. Hak sahipleri açısından da üç kurum/kanun yönüyle farklılıklar var.

Farklılıkların en çarpıcı olanı ise şüphesiz ölüm halinde geride kalanlara bağlanan aylıklar.

Şöyle ki ölen kişinin hangi statüye tabi olduğu geride kalanların birden çok aylık alıp alamayacağını belirliyor.

Sosyal güvenlik sistemimizde eşler hangi statü olursa olsun ölenden dolayı hak sahibi olabiliyorlar. Dolayısıyla eşler açısından pek bir farklılık bulunmuyor. Asıl farklılık çocuklarda, özellikle kız çocuklarında ortaya çıkıyor.

SSK ve Bağ-Kur statüsüne tabi çalışan veya emekli olan kişilerin ölümleri halinde kız çocuklarına sigortalı olmadıkları sürece aylık bağlanabiliyor. Bir de evli olmama şartı var elbette.

Yani SSK’lı ya da Bağ-Kurlu kişinin ölümü halinde kızı çalışmıyorsa ve evli değilse(2) ömrü boyunca(3) anne/babasından aylık alabiliyor. Sigortalı olma bakımından statünün önemi yok. SSK’lı da olsa Bağ-Kurlu da olsa veya Emekli Sandığına da tabi çalışsa aylıkları kesiliyor.

Emekli Sandığına tabi kişilerin ölümü halinde ise kızları için sosyal güvenlik sistemimiz dünyada eşi benzeri görülmemiş bir bonkörlüğe sahip.

Emekli Sandığına tabi çalışan veya emekli olan kişilerin ölümleri halinde kız çocukları Emekli Sandığına tabi (memur) olarak çalışmıyorsa ve evli değilse ömrü boyunca aylık alabiliyorlar.  Bunun anlamı Emekli Sandığına tabi kişinin kızı SSK’lı veya Bağ-Kurlu olursa aylığının kesilmesini gerektiren bir sebep oluşmuyor. Çünkü Emekli Sandığı Kanunu SSK ve Bağ-Kur’u çalışma saymıyor.

Hal böyle olunca Emekli Sandığına tabi kişinin kızı hem anne/babadan aylık alıyor hem de SSK veya Bağ-Kurlu çalışabiliyor. Hatta SSK veya Bağ-Kur’dan emekli de olabiliyor. Ve hatta bu kız SSK’lı veya Bağ-Kur’lu biriyle evlendikten sonra eşi ölürse bir de ondan aylık alıyor. Üstüne üstlük çalışma hayatına devam edip maaş da alabiliyor.

Örnek verecek olursak büyük bir şirketin sigortası tavandan yatan SSK’lı avukatına(4) kendi çalışmalarından dolayı 16.000 TL dolayında SSK maaşı bağlanabiliyor.  Benzer çalışma şartlarına sahip eşinin ölümü halinde oradan da yarı oranın 8.000 TL dolayında eşten ölüm aylığı bağlanıyor. Bir de bu kızımızın babası yüksek kamu görevlisi ise hele bir de babanın aylığında kimse kalmadıysa 10-15 bin TL de oradan geliyor. Aylıkların hepsini toplayınca 35-40 bin TL’yi buluyor. Ölen eş bir de iş kazası geçirmişse 5-10.000 TL de ayrıca eklemek gerekiyor. Bu şekilde 3-4 aylık alan kız çocuklarının sayısı onbinleri buluyor.

Bu arada bu kadın emeklimiz ister özel sektörde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışıp maaş alabileceği gibi isterse kendi hukuk bürosunda 1 TL bile prim ödemeden milyonluk davaları da görmeye devam edebiliyor.

Umut tacirlerinin hesabına göre 2023 yılında 1980 doğumlu 1998 işe girişlileri emekli edersek 43 yaşından itibaren ömrü boyunca 3-4 aylık alıp çalışmaya devam eden veya kendi işini sürdüren yeni onbinler yolda gibi görünüyor. Ne yazık ki böyle şeyleri kimse konuşmuyor.

Özetle Sosyal güvenlik sistemindeki 1940’lardan kalma anlamsız ayrıcalıklar ortadan kaldırılmadan, hesap kitap yapılmadan yapılacak her reformun da bir ayağı boşta duruyor.

1- Emekli
2- Evli olmamak: evlenmemiş, boşanmış veya eşi vefat etmiş kişileri kapsıyor.
3- Dünyada hiçbir sosyal güvenlik sisteminde kız çocukları için böyle bir düzenleme yoktur. Bu düzenleme 1950 seçimleri öncesi popülist bir yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Teklifi veren hükümet 1950 seçimlerini kaybetmiştir.
4- Mimar, mühendis, hekim, diş hekimi gibi çok sayıda meslek grubuna mensup özel sektör çalışanı/emeklisi Emekli Sandığı emeklisi kız çocuğu bu gruba dahildir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor