Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Dr. Ahmet OZANSOY
Dr. Ahmet OZANSOY
1497OKUNMA

Gelir İdaresi “Yasama yetkisi” kullanmaktan vazgeçmelidir: Engellilerde MTV istisnası

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 7’nci maddesinde “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” hükmü bulunmaktadır. Anayasa’nın 6’ncı maddesinin son fıkrasında ise “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” denilmektedir. Aynı Anayasa’nın 73’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasına göre ise vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

Yukarıda yazdığım Anayasa hükümleri, son derece açık ve anlaşılabilir bir Türkçe ile yazılmıştır. Buna rağmen çeşitli kamu kurumlarının kendi görev alanlarıyla ilgili uygulamalarda Anayasa’nın bu hükümlerini görmezden geldiklerine rastlanmaktadır. Gerekçesi sorulduğunda da “efendim biz kural koymadık, yasayı yorumladık” bahanesine sığınmaktadırlar.

Bunun pek çok örneğini geçmişte yazılarıma konu etmişimdir. Bugün size engellilere tanınan bir istisnanın nasıl “yorumlandığını” anlatmak istiyorum.

197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 4’üncü maddesinin “c” bendine göre; engellilik oranı %90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre vergi kanunlarında yorum yapabilmek için bir ön şart vardır. Bu ön şart lafzın açık olmamasıdır. Lafız açıksa yorum yapılamaz. Söz konusu maddede; “lafzın açık olmadığı hallerde” denilerek bu ön şart vurgulanmıştır. Eğer lafız açık değilse ancak o takdirde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır. Bunun için kullanılacak araçlar ise kanunların genel gerekçeleri, özellikle madde gerekçeleri ile komisyon ve Meclis görüşmeleridir.(1) Bunların yapılması Vergi Usul Kanunu’nun emredici hükmüdür. Görüldüğü üzere vergi hukukunda yorum meselesi son derece kısıtlı alanlarda ve belirli tekniklere göre kullanılabilecek bir yoldur. Öyle ki, lafız ile madde gerekçesi çelişse dahi, lafız açıksa madde gerekçesine göre yorum yapılamaz. Yasa maddesi değiştirilmediği sürece lafza uygun olarak uygulanmak zorundadır.

Yukarıda bahse konu edilen 197 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin “c” bendinde lafız gayet açık olduğundan yorum yapmak mümkün değildir. Madde diyor ki; engellilik oranı %90’dan fazla olan engellilerin adına kayıtlı taşıtlar ile özel tertibatlı taşıtlar MTV’den istisnadır.

Bu kadar açık lafza rağmen, Gelir İdaresi “yorum” yoluyla engelliye “yeni araba almadan önce, eski arabasını satmama vergisi” koymaktadır. Diyor ki Gelir İdaresi; ''Söz konusu istisna uygulaması malûl ve engelli kişinin sosyal hayata daha fazla katılımını sağlamayı amaçlamakta olup, 197 sayılı Kanunda yer alan sakatlık istisnasından yararlanılarak ikinci bir taşıtın iktisabı halinde bu amaç aşılmış olacağından, ikinci taşıt için motorlu taşıtlar vergisi istisnası uygulanmaması gerekmektedir.”(2)

İkinci aracın istisnadan faydalanması halinde, sosyal hayata katılma amacının aşılacağı nerde yazıyor? Hiçbir yerde yazmıyor. Galiba Gelir İdaresinin elinde “sosyal hayata katılma amaçlarının aşıldığı durumlar” diye bir liste var!

Kanunun genel gerekçesinde veya madde gerekçesinde istisnanın tek araç için uygulanacağına dair en ufak bir kelime, bir cümle ya da en azından bir imâ var mı? Hayır yok.

Aksine yasada MTV muafiyetinin tek bir araç için uygulanacağına ilişkin hiçbir kısıtlama mevcut olmadığı gibi “taşıtlar” şeklinde çoğul bir ifade kullanılmıştır. Bilindiği üzere Türkçe’de “lar” ve “ler” ekleri çoğul ekleridir. Sonuna geldikleri isimlere “çokluk” anlamı verirler. Yasa koyucunun bu istisnanın tek bir araç için uygulanacağına dair bir iradesi bulunsa idi “…….. taşıtlardan engelli şahıs adına kayıtlı bir adedi” şeklinde yasa maddesi kolaylıkla düzenlenir idi. Yasama organını, bu basit cümleyi yazmaktan aciz varsayarak “niyet okuyuculuğu”na kalkmak, her şeyden önce TBMM’nin manevi şahsiyetine hakarettir.

Nitekim yasa koyucu ÖTV Kanunu’nda getirdiği istisnayı düzenlerken, bir kısıt koymayı düşünmüş ve bunu da yasa maddesine koymuştur, koyabilmiştir. Engellilere ÖTV muafiyetli araç satın alınması hakkı “her 5 yılda bir araç” ile sınırlandırılmıştır. 5 yıldan sonra ÖTV muafiyetli ikinci aracı almak için önceki aracı satma mecburiyeti de getirilmemiştir. Bu madde, yasa koyucunun “amaçladığında”, maddeyi amacına uygun olarak “yazabilme yeteneği”ne sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Bir engelli teorik olarak 5 yılda bir ÖTV muafiyetli taşıt satın alıp, önceki taşıtlarını satmayabilir(3). 197 sayılı Kanun’un yukarıda bahse konu maddesi gereğince de bu taşıtları (ÖTV’den istisna olsun ya da olmasın) MTV’den istisnadır. Burada anlaşılmayan, yoruma açık bir alan falan da yoktur.

Gelir İdaresi’nin yasanın açık lafzının aleyhine istisnayı daraltması “hukuken” mümkün değildir, istisna ancak yasayla daraltılabilir. Daha geçen ay Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, kanunun vergiden muaf tuttuğu bir mükellef grubunu “yorum” yoluyla vergiye tâbi tutmaya yeltenen bir Genel Tebliği iptal etmiştir. Buna rağmen İdare, kendisini TBMM’nin yerine koyarak yasama yetkisi kullanma hevesinden bir türlü vazgeçmemekte ve “fiili durum yaratarak” engellilere eziyet etmeye devam etmektedir. “Yasa var” diye itiraz eden engelliye, “yasadan üstün özelge var, sen git derdini yargıya anlat” denilmektedir.

Okuyucu burada şunu diyebilir: “Tamam da, engelliler 10 tane araç alsın, hepsi de MTV’den muaf mı olsun?”(4) Olmasın tabi. Ancak bunun yolu yasama yetkisini gasp etmekten değil, yasanın düzeltilmesini temin etmekten geçer. Kaldı ki böyle bir örnek ya yoktur ya da son derece sınırlıdır. Sui misal emsal olmaz.

Sorunun asıl kaynağı yeni araba alıp, birkaç ay içinde eski arabasını satan engellilerin durumudur. Engelli vatandaşların yeni araçlarını almadan ellerindeki aracı satmaları, onların arada arabasız kalacakları dönemde, Gelir İdaresi’nin ifadesiyle söylersek, “sosyal hayata katılmalarını” imkansızlaşabilir veya en azından zorlaştırır. Yeni aracının bağlantısını yapıp alan bir engelli, elindeki aracı yeni aracın tescili yapılmadan elinden çıkaramamış olabilir. Bu durumda Gelir İdaresi, diyor ki “Ben anlamam, elden çıkartsaydın. Ben bu 2 araçtan birine MTV istisnası uygularım, diğerine uygulamam, Kanun’da ne dediğiyle de ilgilenmem”.

Hatta esasen bunu bile demiyor. Daha da beterini diyor. Engelliye sormadan, araçlardan kendi seçtiği birine istisnayı uyguluyor, ötekine uygulamıyor. Çoğunlukla da yeni araca uygulamıyor ve MTV tahakkuk ettiriyor. Eski aracı satan engelli, “borcu yoktur” yazısı alıp aracı satıyor. Çünkü eski araca MTV muafiyeti uyguladığından satma aşamasında o araç için MTV görünmüyor. Devir yapıldıktan sonra satılan aracın yeni sahibinden satışın yapıldığı 6 aylık dönemin MTV’si de alınıyor. Engelli sonradan öğreniyor ki, yeni aldığı araca MTV tahakkuk ettirilmiş. Örneğin engelli ikinci aracı Ocak 2022’de almış ve Şubat 2022’de de ilk aracını satmış olsun. Engellinin yeni aracına 2022 yılı birinci 6 aylık dönem vergisi tahakkuk ettiriliyor. Sattığı ilk aracına da (yeni sahibi adına) 2022 yılı birinci 6 aylık dönem vergisi tahakkuk ettiriliyor. Neticede İdare 2022 yılı birinci 6 aylık dönem için engellinin hem sattığı araçtan hem de yeni aracından, yani iki aracın ikisinden de vergi almış oluyor. Nereye gitti peki engellinin sahip olduğu aracın MTV istisnası? Hokus pokus “sihir” yoluyla olmasa da “yorum” yoluyla yok oldu!

Madem ki, Gelir İdaresi lafız açık olmasına rağmen yorum yapmaya meraklı, hiç değilse engellinin “sosyal hayata katılma amacını aşmayacağı Gelir İdaresi’nce de kabul edilen” bir aracı için vergi istisnasını uygulama yönünde “yorum” yapması gerekmez mi? Madem amaçsal yorum yapacağız, kanun koyucunun amacı yeni aracını almadan eski aracını satamayan engelliyi cezalandırmak mıdır ki, hem eski aracından hem de yeni aracından MTV alınmaktadır! MTV’nin konusu taşıttır. Gelir İdaresi, aynı dönem için eski taşıtın MTV’sini tahakkuk ettirdiğine göre, yeni taşıtı MTV’den istisna tutması gerekmez mi? Gerekmiyormuş! Gelir İdaresi öyle diyor. Kanun koyucuya sorsak, böyle bir amacının olduğundan haberi var mıdır acaba?

Sonsöz: Lafız açıkken; ne amaçsal, ne tarihi, ne de sistematik yorum yapılamaz. Yapılacağı zaman da, yorum teknikleri arasında “işime geldiği gibi yorum” adında bir teknik yoktur! Kendisine ait olmayan “yasama yetkisini” var sanarak kullanmaya çalışmak Gelir İdaresi’ni yüceltmez.                                                               

1- Nevzat SAYGILIOĞLU: “Türk Vergi Hukukunda Yorum Biçimi”, Vergi Dünyası, Mart 1987.
2- 20/12/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.02-MTV-2010-50-397 sayılı özelge.
3- Aynı mantık işletilse, “Yasa koyucunun amacı, engellinin sosyal hayata katılmasını sağlamaktır. İkinci araçla bu amaç aşılmaktadır, bu nedenle ÖTV muafiyetiyle alınan araç satılmadan ikinci araç alınamaz” diye “yorum” uydurularak Yasa’nın açık hükmüne rağmen 5 yıl dolsa bile yeni araca ÖTV tahakkuk ettirilebilir.
4- Sorduğumuzda GİB yetkilileri de aynen böyle diyorlar çünkü.

Yorumlar

  • Ç
    Çağlar Karnıyarık
    Engelliler ÖTV istisnasından 5 yılda 1 kez faydalanabiliyorlar. Ancak aldığı aracı beğenmeyerek 5 yıldan önce satarsa ÖTVyi ödemek zorunda. Aldığı aracı 1. Yıl satıp ÖTV sini ödese dahi, yeni bir araç alması İçin 4 yıl beklemek zorunda. Bu olaya bakış açınız nedir üstadım.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor