Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Sosyal Güvenlik

Ozan BARDAKÇI
Ozan BARDAKÇI
4547OKUNMA

EYT’liler değil, asıl mesele EST’liler!

Uzunca bir süredir gündemde, emeklilikte yaşa takılanlar(1). Gündemin konusu 8 Eylül 1999 öncesinde sigorta başlangıcı olanların tabi olduğu kademeli yaş nedeniyle emekliliğin gecikmesi.

İleri sürülen talep ise 23 Mayıs 2002 tarihinde yürürlüğe giren kanundaki yaş kademelerinin uygulanmayarak 1992-1999 tarihleri arasındaki 20 yıl kadın, 25 yıl erkek sigortalılık süresiyle emekli olmak. 

Talebin şimdilik hukuki bir karşılığı bulunmuyor. Çünkü Anayasa Mahkemesi bu talebi daha önce reddetmiş.(2) Bu nedenle talebe siyasi karşılık (yasa vb.) aranıyor. Zira Hükümet de gündemine almış durumda.

Gündem çok kişiyi ilgilendirince ortalıkla dolaşan sözde uzmanlar(?) da, havada uçuşan yere de basmayan formüllerde dolaşıp umut saçıyor. Öyle formüller ki haritada yerini gösteremeyecekleri ülke adlarıyla emeklilik modeli türetip yanlış çeviri kurbanı oldukları yetmiyormuş gibi umut ticareti de yapıyorlar.

Kim ne formül üretirse üretsin resmî açıklamalar ve yasa hükümlerini esas alacağımıza göre yılsonuna doğru kararları hep birlikte göreceğiz. Sonrasında değerlendirme yapılır elbet.

EYT’lilerin sorunları Aralık sonunda bir şekilde çözülecek veya hafifleyecek. Ama EST’lileri kimse konuşmadığı gibi ilerde de kimse konuşmayacak gibi duruyor.

Kim bu EST’liler diye soracak olursanız: Emeklilikte Sahte Sigortalılığa Takılanlar!

Emeklilik serüveni uzun zaman alan bir nitelik taşıyor. Teknik olarak da adı yaşlılık aylığı. Yani çalışma sonrası dinlenme bir bakıma. Dolayısıyla herkesin ihtiyaç duyduğu bir gelir kaynağı.

Emeklilik bir serüven olunca bir dolu etabı oluyor haliyle. Primler toplanacak, belli bir süre geçecek, yaş doldurulacak vs. Tabi bir de 2008 yılından önce sigortası olanların nereden emekli olacağı sorunu var. Zira sigortalının çalışma hayatında SSK’sı var, Bağ-Kur’u var, Emekli Sandığı var, banka sandıkları var. Bir de bunların birleştirilmesi.

5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren yasa ile çalışma süreleri içinde en çok hangi statü varsa o statüden aylık bağlanıyor. Yani 20 yıl Bağ-Kurlu sigortası olan kişinin daha sonra 10 yıl SSK’sı, 10 yıl da Emekli Sandığı olursa en çok Bağ-Kur olduğu için Bağ-Kur aylığı bağlanıyor.

Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olanlar içinse eski kanun hükümleri devam ediyor. Eski kanuna göre çalışmaların son yedi yılı içinde en çok geçen süre emekliliği belirliyor. Yedi yılın yarısı hesaplanıp son 3,5 yıl denmesinin sebebi de bu aslında. 

2008 öncesi sigorta başlangıcı olanlar için aylığın şartları da belirlenmesi ve hesaplanması da farklılık gösteriyor. Emekli Sandığı’nı bir kenara bırakırsak SSK maaşı ile Bağ-Kur maaşı bağlanmasında Bağ-Kur’un şartları daha ağır olmasına karşın SSK’nın maaşı daha yüksek çıkıyor. Bu nedenle herkes SSK’lı olmak istiyor. Çünkü son 3,5 yıl SSK demek daha az prim daha çok maaş demek.

SSK’lı olmak için yapılacak olan, hizmet akdiyle çalışmak. Bu çalışma hem SSK’dan son 3,5 yılı doldurmak hem de geçmiş günleri SSK üzerinden borçlanmak için gerekli. Çünkü yurtdışı(3), askerlik, doğum gibi borçlanmalarda borçlanma talep tarihindeki çalışma statüsü kuralları belirliyor. Bu nedenle herkes SSK’lı olmak istiyor.

Hizmet akdiyle çalışmak SSK’lı olmanın temel koşulu. Yani bir işverene tabi bir iş yapıyor olmak gerekiyor. Elbette bu kuralı suistimal edenler de çıkıyor. İşte onlara, çalışmadığı halde sigortalı gösterilenler yani “sahte sigortalılar” adı veriliyor. Bir de bunu sektör haline getirip bu işi yurtiçi ve yurtdışında profesyonel şekilde yapanlar var ki onlara hiç girmeyelim. Çünkü onlara hiçbir şey olmuyor!

Sahte sigortalılık 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasasında doğrudan düzenlenmiş değil. SGK bu tespiti, “sigortalı olup olmadığının tespiti” yetkisine dayanarak yapıyor. Denetimler yapılıyor, tespitler sıralanıyor. Şayet bir işyerinde çalışmadığı halde sigortalı görünenler varsa sigortaları iptal ediliyor.

Sigortanın iptal edilmesi, hizmet dökümünde görünen günlerin silinmesi demek. Dolayısıyla prim günleriniz eksiliyor. Sadece primlerin eksilmesiyle kalmıyor, emekli iseniz ve prim gününüz silinince gününüz yetmiyorsa emekliliğiniz iptal ediliyor. Ödenen aylıkların da faiziyle borç çıkması cabası. Yeniden emekli olmak için prim mi toplayacaksınız yoksa SGK’nın koyacağı icrayı mı ödeyeceksiniz size kalmış. Sahte sigortalılık için yatan primlerin SGK’ya kalması da ayrı konu. Onları da geri alamazsınız.

Sahte sigortalılığın denetimi iki şekilde yapılıyor. Şimdilik yaygın olan ilk yöntem geleneksel yöntem. Bir ihbar olur veya rutin bir denetim. En yakınınızdaki kişilerin bile sizi ihbar etme tehlikesini hiç söylemiyorum.

Denetmen gider, belgeleri inceler. Dinlemesi gereken kişileri dinler, kanaatini belirler. Bu kanaate göre sigortalılık sahte mi değil mi ortaya çıkar. Sigortanız iptal edilirse dava açarsınız, şahit bulursunuz, çalıştığınızı ispatlarsınız. Çünkü denetim raporları kesin nitelik taşıyor. Yani dava açmadan çözülmüyor.

İkinci yöntem ise gitgide yaygınlaşıyor. Yani şimdilik kurtarmış olsanız da ileride bir gün karşınıza çıkabilir. Çünkü sahte sigortalılıkta herhangi bir zamanaşımı süresi yok. Yani 2022 yılında yapılan bir denetimle 1995-1999 arası sigortalılığınız iptal edilebilir. Aman sonra mahkemede zamanaşımı falan demeyin!

Sahte sigortalılığın tespitinde yaygınlaşmaya başlayan ikinci yöntem “veri seti analizi” uygulaması. Bu uygulama ile eldeki veriler derlenir ve iş kuralları çerçevesinde tespitler yapılır. Bunun için işyerine gitmeye falan da gerek yoktur.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi şimdilik yaygın değil ama ilerleyen yıllarda veri analiz yöntemi geliştikçe tespitler de artacak. Sistem; hastane kayıtlarını, yurtdışı giriş çıkışlarını, eğitim durumlarını, ikamet bilgilerini karşılaştıracak.

Basit bir algoritmaya dayalı bir çapraz sorguyla bir sürü şey çıkacak. Bunun için birkaç akıllıca iş kuralı yeter de artar bile.

Örneğin 2019 yılı 1 Temmuz günü yurda giriş yapmış bir gurbetçiyi düşünelim. 500 Euro borçlanma dilekçesi için 500 Euro da sahte sigortalılık için sözde uzmanlara toplamda 1.000 Euro ödemiş. Yerini bile bilmediği bir şirkette çaycı ya da temizlik görevlisi gösterilmiş. İşe girişten bir gün sonra yurtdışı borçlanma dilekçesini verilmiş ve hem %32 üzerinden borçlanmış hem de SSK’dan gün kazanmış. Elini sıcak sudan soğuk suya da sokmamış. Gurbetçimiz yaşını doldurunca 2021 Ocak ayında emekli olmuş.   

Emekli olduktan sonra 2024 yılı Ocak ayına kadar emekli aylığını almış. Sonra SGK’ya isimsiz bir mektup gelmiş.(4) Mektupta emeklinin 1 Temmuzda yurda girdiği 5 Temmuzda ise çıkış yaptığı yazıyormuş. İşe giriş bildirgesinin ise 20 Temmuz-22 Temmuz tarihlerine ait olduğu.

Ülkede olmayan birinin temizlik görevlisi olarak hizmetinin olmayacağına göre sigortalığı iptal edilmiş. Yaptığı borçlanmalar da Bağ-Kur’a çevrilmiş. 5.600 günle emekli olan gurbetçiye gereken gün sayısı 9.000 güne çıktığı gibi 3 yıllık emekli maaşı da faiziyle borç çıkmış.

Sonra bir veri seti analiziyle yurtdışına bulunduğu halde borçlanma öncesi sigortalı gösterilen herkes tespit edilmiş. Sonra Türkiye’de bulunup ilgili dönemde sigortalı olanlar da. Sonra tüm borçlanma yapanlar. Kantarın topuzu bir kere kaçmaya görsün ne sigorta kalır ne aylık.

2043 yılında da durum çok farklı olmayacak gibi duruyor. Düşünsenize 2008 yılı Nisan ayında Ankara’da ortaokul okuyan kızını Adana’da tanıdıklarının yanında sekreter gösteren babanın dramını. Çocuğuna iyilik yapmak isterken yıllar sonra karşılaştığı durumu.

Berber dükkanında beş kişiyi sigortalı gösteren kişilere ne demeli? Yani siz yıllar sonra asgari işçilik kavramının yanı sıra azami işçilik kavramının da literatüre girmeyeceğini mi düşünüyorsunuz? İnternet arama motorları bile “bunu mu demek istiyorsunuz?” diye sorarken veri analiz seti ile “bu kişi burada çalışmış olamaz” yargısına ulaşmak çok da zamanımızı almayacak gibi duruyor.

Sigortalık gidiyor, emeklilik gidiyor. Bir üstüne faiziyle borç geliyor. Uyanıklık yapmaya çalışanlardan daha uyanık olup Euroları cebe indiren sahte uzmanlara gelince. Merak etmeyin onlara hiçbir şey olmuyor. Son model arabalarına binip lüks evlerinde oturmaya devam ediyorlar.

(1) Erken Yaşta Tekaütlük isteyenler şeklinde de kısaltılması mümkündür.
(2) Çorum İş Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesine götürülen hükmün iptali istemi AYM. tarafından E.2003/18, K.2004/88 karar ile REDDEDİLMİŞTİR. Karar 20.02.2007 Re-Ga’da yayımlanmıştır. Kararın üzerinden on yıl geçtiği için yeniden Anayasaya aykırılık iddiasında bulunmak (beş yıldır) mümkündür.
(3) 2019 Ağustos öncesinde yurtdışı borçlanmalarında SSK borçlanması mümkündü.
(4) Tıpkı Saramago’nun Körlük Romanındaki ilk körün Görmek Romanında gönderdiği mektup gibi.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor