Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Bülent TAŞ
Bülent TAŞ
3608OKUNMA

Enflasyon, Faiz, Döviz Kuru

Ülkemizde enflasyon faiz ve döviz kuru bir sarmal olarak görülmekte hangisinin neden hangisinin sonuç olduğu uzun bir zamandır tartışılmaktadır. Bu üç unsurun biri birini etkileme potansiyeli olduğu kadar bu üç unsuru belirleyen ekonominin başka dinamikleri de söz konusudur.

Ancak ortada olan değişmez bir gerçek varsa bu üç unsurdan yalnızca politika faizi bir ekonomi politikası belirleme aracıdır. Merkez bankasının fiyat istikrarı sağlama konusunda başvuracağı en temel politika aracı faizdir. Ancak bu politika aracı özellikle maliye politikası araçları, üretim politikası, sanayi politikası, ithalat ve ihracat politikaları ile desteklenmedikçe orta ve uzun vadede istenen sonuçları vermeyebilmektedir.

 Faiz mi enflasyonu enflasyon mu faizi körüklemektedir? Enflasyonun faizi körüklediğini yani faiz artırılınca enflasyonun azdığını, faiz düşürülünce enflasyonun düştüğünü iddia etmek, faizi politika belirleme aracı olmaktan çıkarmakta ve hatta merkez bankasının varlığını gereksiz kılmaktadır.

Aslında son iki yılda faiz, enflasyon ve döviz kurunda yaşadığımız gelişmeler bu hususu test etme imkânı vermektedir. Haziran 2018’den günümüze politika faizindeki, yıllık TÜFE’deki ve döviz kurlarındaki gelişmeler aşağıdaki grafikte özetlenmektedir.

Enflasyon, Faiz, Döviz Kuru

Grafikten anlaşılacağı üzere Haziran 2018’den itibaren enflasyonda bir sıçrama olmuş Merkez Bankası buna politika faizini dört yüz baz puan artırarak cevap vermiş, bu faiz oranını bir yıl süreyle sabit tutmuştur. Bu süreçte enflasyon oranı tekrar %15 seviyelerine inmiştir.

Temmuz 2019’dan itibaren Ekim 2019’a kadar faiz indirimi enflasyona paralel olacak şekilde devam etmiştir.

Ekim 2019’dan itibaren enflasyonun döviz kuruyla beraber yukarı yönlü hareket etmeye başlamasına rağmen faiz indirimleri devam etmiş, faiz enflasyonun çok altına gerilemiştir. Faizler bir yıl süreyle indirilmeye devam ederken enflasyonun yukarı yönlü hareket etmesi, faiz artışlarının enflasyonu körüklediği düşüncesini desteklememektedir.

Aslında bu tartışma çok da gerekli, katma değeri yüksek bir tartışma değildir. Enflasyonla mücadelede uygulanacak para politikası alanını tamamen Merkez Bankasına bırakmak gerekir.

Kısa vadede hedeflenen enflasyon için kamu açığının minimuma indirilmesi hatta fazla vermesinin yollarının aranması gerekir.

Uzun vadede yapılması gereken ise sanayiye, üretime yatırım yapılması, gerek tarımda gerekse sanayide katma değeri yüksek yatırımlara yönelinmesidir.

Tasarrufların yastık altına veya gayrimenkule yönelmesi yerine üretime yönelmesi yolunda tedbirler alınması gerekir.

Büyüme stratejimizin ihracata dayalı büyüme yerine katma değeri yüksek ürünlerde büyüme olarak değiştirilmesi ve ürün bazlı teşvik sistemine geçilmesi gerekmektedir.

Başlıca reform alanları da tarımda ve sanayide üretim olması gerekir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor