Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Makaleler

Furkan Musa DOĞAN
Furkan Musa DOĞAN
523OKUNMA

Elma dersem çıkma: Bir gratis vakası üzerine

Yakın zamanlarda ünlü bir kozmetik firması bir günlüğüne özel %75 indirim kampanyası yaptı. Bu sebeple mağazalara akın eden tüketiciler birbirleriyle sepet doldurma yarışına girdi. Ortada bir yarış varsa mutlaka kavga da olacağından ortaya pekte hoş olmayan kötü görüntüler çıktı. Sepetini dolduranlar eve mutlu döndü fakat bir şeyler alamadan eve gidenler bir sonraki indirimi yakalamaları için pusuya yattı. Bu yazıyı kozmetik firmasının önünden geçerken yazmaya ihtiyaç duydum. Keyifli okumalar,

Tüketimin hazzı üzerine

Her ne kadar tüketim toplumunun körü körüne peşinden sürüklendiği bir gerçek olsa da, şunu kabul etmek gerekiyor ki, bazen alışveriş yapmak gerçekten de bir hazzın kapılarını aralayabilir. Evet, yanlış duymadınız, alışveriş yapmak bir tür haz kaynağı olabilir. Şimdi, bu noktada, bazılarınızın kaşları havada, kulağınızda 'Alışveriş hazzın neresinde?' diye bir sesle doluyor olabilir. Ancak, gelin birlikte bu alışveriş hazzının gizemli dünyasına bir bakalım.

İlk olarak, alışveriş yapmanın kendisi bile bir sanat formu olarak görülebilir. Eğer bir mağazaya girerken bir rehberiniz yoksa, o zaman bir alışveriş deneyimi sıradan bir alışverişten çok daha fazlasına dönüşebilir. Özellikle de 'sürpriz indirim köşesi' gibi gizli hazinelerin olduğu yerlerde kaybolmak, gerçek bir arkeolojik kazı hissiyatı yaratabilir. Her ne kadar sonunda cüzdanınız biraz daha hafiflemiş olsa da, o indirimli kıyafet veya ev eşyası bulma heyecanı gerçekten paha biçilemez.

Ancak, alışveriş yapmanın gerçek hazzı sadece indirimlerde değil. Bazıları için, mağazaları gezmek bile bir nevi terapi gibi gelebilir. Stresli bir günün ardından, alışveriş merkezinde dolaşmak ve vitrinleri incelemek, adeta bir zihin açıcı etkiye sahip olabilir. Özellikle de o sakin ve hoş müzik eşliğinde, kendinizi bir başka dünyada hissedebilirsiniz. Ancak, dikkat! Bu terapi zamanla cüzdanınıza bir yük olabilir, o yüzden bütçenizi de korumayı unutmayın.

Bir diğer alışveriş hazzı ise teknoloji mağazalarında yaşanır. Yeni çıkan akıllı telefonlar, tabletler veya diğer teknolojik harikaları görmek ve hatta denemek, bazıları için gerçek bir çocukluk anısı gibidir. Ancak, bu durumda dikkat etmeniz gereken bir şey var: Deneme sırasında bir telefon alıp, düşürmemeye çalışmak! Çünkü o zaman yaşadığınız hazzın bedeli oldukça yüksek olabilir.

Sonuç olarak, alışveriş yapmak tüketim toplumunun bir parçası olmanın yanı sıra, bazen gerçekten de bir haz kaynağı olabilir. Ancak, bu hazzın tadını çıkarırken bütçenizi de korumayı unutmamak önemli. Sonuçta, alışveriş yapmak bir sanat formu olsa da, cüzdanınızın da bir sınırı var!

Tüketim toplumu ve var olma güdüsü üzerine

Bir zamanlar var olma mücadelesi, avlanmak, tarım yapmak gibi temel ihtiyaçları karşılamak için verilirdi. Ancak günümüzde, bu mücadele biraz daha farklı bir boyut kazandı. Evet, artık var olmak için sadece nefes almak yetmiyor gibi görünüyor. Sosyal medya çağında, var olmanın yeni bir tanımı var: Kaç tane beğeni, kaç tane takipçi, kaç tane paylaşım!

İşte burada, "tüketirsen var olursun" düşüncesi devreye giriyor. Bir ürün satın almak, yeni bir deneyim yaşamak, hatta bir restoranda yemek yemek... Bunlar sadece var olma güdümüzün bir parçası. Ancak, asıl gösteriş, bunları sosyal medyada paylaşmakta. Çünkü ne kadar çok paylaşırsak, o kadar çok var olduğumuzu hissediyoruz. Ama unutmayalım, Instagram'da bir yemek yedik diye midemiz doymuyor!

Peki, gerçekten var olmak için ne yapmalıyız? Belki de cevap, sosyal medyanın ötesinde yatıyor. Belki de var olma hazzı, bir kitap okurken, sevdiklerimizle vakit geçirirken veya sadece kendi düşüncelerimizle baş başa kalırken bulunuyor. Belki de gerçek varlık, iç dünyamızın derinliklerinde gizli. Bununla yüzleşmemek için sanırım içimizdeki ses bize  “elma dersem çıkma” diyor.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor