Dünya Ticaret Örgütü rafa mı kaldırılıyor?
ABD başkanı Donald Trump ikinci başkanlık dönemine, birinci dönemine kıyasla çok daha hızlı ve keskin başladı. Esasen yönetim tarzı ve küresel ticarete yaklaşımı aynı olmakla beraber, ikinci dönemde açıkladığı gümrük vergilerinin kapsama alanını genişleterek 4 Nisan 2025 günü 60 ülkeye %10 ile %48 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Açıklanan vergi oranlarının belirlenmesinde, diğer ülkelerin ABD mallarına uyguladığı gümrük vergisi oranlarının değil; “ABD’nin ilgili ülkeye verdiği dış ticaret açığının, ABD’nin o ülkeden yaptığı ithalata bölünmesiyle bulunan rakamın yarısı” olarak hesaplanan oranın esas alındığı anlaşıldı. Hesaplama böyle olunca ABD’den mal alacak dövizi bulmakta zorlanan ve ABD’ye düşük tutarlarda ihracat yapan Madagaskar, Laos gibi küçük ülkeler %50’ye varan gümrük vergisi oranlarıyla karşılaştılar! Türkiye gibi, 2024 rakamlarıyla ABD’yle dış ticareti dengeli ülkeler için bile %10 vergi oranı öngörüldü. Ayrıca açıklanan yeni gümrük vergisi oranlarının, mevcut gümrük vergisi oranlarına ilave edileceği de belirtildi. Tabii ki açıklanan oranların yanında Beyaz Sarayın, GTİP bazında yayınladığı malların yer aldığı muafiyet listelerine de bakmak gerekiyor.
Beyaz Saraydan yayınlanan yeni gümrük vergileri, dünya genelinde piyasaları derinden sarstı, borsalarda çift haneli kayıplar yaşandı; açıklanan kararların ertelenmesi ise tersine dalgalanmalara neden oldu. Başkan Trump’ın asıl hedefinin Çin (ve Avrupa) olduğu bilinmekte birlikte diğer ülkelerin listede yer almasının sebebinin; iki kutuplu bir dünya istenmediği, her ülkenin ABD’yle iyi geçinmek zorunda kalacağı, ABD dolarının rezerv para konumunun güçlendirilmesi yanında küresel ticarette dolar kullanımının artırılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. %20 gümrük vergisi oranı öngörülen Avrupa Birliğinin temkinli tepkisi, ilk etapta müzakere ihtimalini akla getirirken en sert tepki %34 ilave gümrük vergisi öngörülen Çin’den geldi. Çin ABD’ye, aynı oranda gümrük vergisi, bazı ürünlere ihracat yasakları ve Yuan’ın değerinin düşürülmesi iması gibi önlemlerle en sert tepkiyi verdi. Çin’in tepkisine Trump tarafından, Çin mallarına üç haneli vergi tehdidiyle karşılık verildi. Karşılıklı misillemelerle iş çığırından çıkmış görünüyor. Doğal olarak bu süreçten sadece küresel piyasalar ile serveti her gün değişen dolar milyarderleri değil küresel ticaret ile ihracata dayalı büyüme stratejisini benimsemiş ülkeler etkilenmektedir. Bazı ülkelerin sınırlı tepkileri dışında bu gelişmeleri önleyecek ya da durumu soğutacak uluslararası/uluslarüstü kurum ve kuruluşlardan henüz bir ses çıkmadı, önümüzdeki günlerde çıkar mı diye takip edeceğiz. Ayrıca, Avrupa Birliği dışında, açıklanan vergi oranlarından en fazla etkilenen ülkelerin oluşturduğu BRICS ülkeleri grubu da ortak bir tavır belirleyebilir mi onu da önümüzdeki dönemde göreceğiz. Doğal olarak konu dünya ticareti olunca ABD’nin attığı keskin, zikzaklı, ani, değişken, öngörülemez adımların değerlendirilip tartışılacağı platformun Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) olması beklenir. Zira, küresel ticaret sisteminin işleyişine dönük olarak GATT sisteminden dönüştürülen DTÖ; IMF ve Dünya Bankası ile birlikte düşünülerek kurulmuş olup Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bir kuruluştur.
DTÖ ne yapabilir?
DTÖ; 1 Ocak 1995’ten itibaren faaliyet göstermek üzere 123 ülkenin 15 Nisan 1994’te imzaladığı Marekeş Anlaşması ile (ABD’nin de içinde olduğu 23 ülkenin oluşturduğu, 1948-1994 arasında 46 yıllık bir dönemde işletilen GATT sisteminin yerine) kurulmuştur. Gelinen aşamada DTÖ üyesi 166 ülke, dünya ticaretinin %98’ini gerçekleştirmektedir. DTÖ’nün mevcut durumda ne yapabileceği konusunu değerlendirmeden önce DTÖ hakkında aşağıdaki bilgileri hatırlamak gerekir.
- Uluslararası mal ve hizmet ticareti ile fikri mülkiyet haklarını düzenlemek ve kolaylaştırmak için kurulmuş olup merkezi Cenevre’dedir (İsviçre). Örgüt faaliyetlerini; yaklaşık $220 milyon yıllık bütçesi, 1 genel sekreter, 4 genel sekreter yardımcısı ve 620 çalışanıyla sürdürmektedir.
- DTÖ; kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için üye ülkeler arasında yapılacak anlaşmalarla gümrük vergilerinin, kotaların ve ticaret engellerinin azaltılması ya da kaldırılmasını sağlamaya çalışmaktadır.
- DTÖ’ nün temel ilkeleri; üyeler arasında ayrımcılığın ve kayırmacılığın önlemesi, serbest ticaret, şeffaflık, öngörülebilirlik, adil rekabetin teşvik edilmesi ile reformların yapılarak ekonomik gelişmenin sağlanması olarak belirlenmiştir.
- Çevrenin korunması, ulusal güvenlik ve ülkelerin stratejik hedeflerinin gözetilmesi, ticari anlaşmaların genel çerçevesine aykırılık oluşturmaz.
- En yüksek seviyede yetkili organı Bakanlar Konferansı olup 2 yılda bir toplanır. Son (13’üncü) Bakanlar konferansı 26-29/Şubat/2024 tarihlerinde Abu Dhabi’de toplandı (tartışmalar uzayınca 01.Mart.20024’te tamamlanabildi).
- Günlük işler örgüt bünyesinde genel konsey, ihtilafların çözümü ile ticaret politikalarının gözden geçirilmesi faaliyetleri için oluşturulan üç ayrı departman tarafından yürütülmektedir.
- Genel konseyde çalışmalar, üye ülkelerden katılımla oluşturulan muhtelif (mallar, hizmetler, fikri mülkiyet hakları, müzakere gibi) komiteler bünyesinde yürütülür.
- İhtilafların çözümü mekanizması, GATT döneminden beri var olan ancak ülkelerin başvurusu ve yine sorunların tarafı ülkelerin kendi aralarındaki görüşmelere bağlı olarak 12-16 aylık bir süreçte işlerlik kazanmaktadır.
Özetle, DTÖ mekanizması içinde başkan Trump’ın 4 Nisan 2025 tarihinde 60 ülkeyi etkileyen %10-50 gümrük vergileri ilanı, başta Çin ve Avrupa Birliğinden sert karşılık bulmuştur. Özellikle, Çin’in kendi mallarına getirilen %34’lük vergiye karşılık vermesinin ardından ABD’nin ilave %50’sine de aynı oranda karşılık vermesi; iki ülke arasında üç haneli gümrük vergileri ilanına sebep olmuştur. Bu durum merkantilist dönemden bu yana görülmemiş bir korumacılık ve ticaret sapması sonucunu doğuracaktır. Bu savaşın galibi olmayacak, her iki taraf yanında diğer ülkeler de bu savaştan zarar görecektir. Ne yazık ki, önleyici ve hızlıca müdahale mekanizması olmayan DTÖ de bu gidişatı etkileyebilecek durumda değildir.