Dijital teknolojiler, vergi idaresi ve mükellef hakları
Yazar: Michael Hatfield
Türkçe Çeviri: Yavuz Akbulak
Antwerp’te (Belçika) düzenlenen 9. Uluslararası Vergi Mükellefleri Hakları Konferansı’na ilişkin Gözlemler
Vergi araştırmacıları, dijital teknolojilerin vergi makamları ve vergi mükellefleri üzerindeki etkilerine artık giderek daha fazla odaklanıyor. Haziran 2023’te, ‘Surrey İnsan Merkezli Yapay Zekâ Enstitüsü’nden [Surrey Institute for People-Centred Artificial Intelligence] Benita Rose Mathew (1), dünyanın dört bir yanından üniversiteler, vergi otoriteleri, şirketler ve Sivil Toplum Kuruluşlarından katılımcılarla vergi idaresinde dijital inovasyon üzerine bir çalıştaya öncülük etmiştir. (2) Benzer bir katılımcı karışımı, Haziran 2024’te Antwerp’te 9. Uluslararası Vergi Mükellefleri Hakları Konferansı için bir araya gelmiştir. Vergi Mükellefleri Hakları Merkezi tarafından düzenlenen ve Antwerp Üniversitesi’ndeki ‘DigiTax Merkezi’ tarafından düzenlenen konferansın odak noktası “Dijital Vergi Mükellefleri Hakları Bildirgesi’ne Doğru” [Towards a Digital Taxpayer Bill of Rights(3)] idi.
Yaklaşık dört düzine uzman, Antwerp’te üç gün boyunca yaklaşık bir düzine oturumda yer almıştır. Tartışmalar, özellikle yapay zekâ gizemi, veri toplama ve doğrulama ve dijitalleştirilmiş sistemlerin zarar verebileceği eşsiz hız ve ölçek bağlamında vergi mükelleflerinin şeffaflık, adil muamele ve insan müdahalesi haklarına odaklanmıştır. Aşağıdakiler, bize özellikle ilginç gelen birkaç noktadır.
Genel Veri Koruma Yönetmeliği ve Yapay Zekâ Yasası [General Data Protection Regulation and Artificial Intelligence Act]
Avrupa Birliği içinde (4), dijitalleşme hem Genel Veri Koruma Yönetmeliği’ni hem de son Yapay Zekâ Yasası’nı ilgilendirmektedir. Vergilendirme kamu yararı açısından önemli bir amaç olduğundan, Genel Veri Koruma Yönetmeliği, hakların herhangi bir şekilde sınırlandırılmasının gerekli ve orantılı olması ve veri sahibinin temel özgürlüklerinin ve haklarının özünün korunması şartıyla, bir devletin veri sahiplerinin haklarını ve bir vergi otoritesinin (bir veri denetleyicisi olarak) yükümlülüklerini sınırlamasına izin verir. Philip Baker (5), vergi idaresinde hakları ve yükümlülükleri sınırlama yetkisinin anlamının belirsiz olduğunu, çünkü Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından henüz temel konuların ele alınmadığını açıklamıştır.
Şu anda yürürlüğe giren Avrupa Birliği Yapay Zekâ Yasası, yapay zekâ uygulamalarının sınıflandırılmasına dayalı olarak farklı düzeylerde düzenlemeler getirmektedir. “Yüksek riskli” [high risk] olarak sınıflandırılan uygulamalar en fazla düzenlemeye tabidir. Anılan yasa, yüksek riskli olarak sınıflandırılacak yapay zekâ kullanımlarının bir listesini içerir. Örneğin, kamu yararı için uygunluğu belirlemek için kullanılan veya ceza hukuku yaptırımı için kullanılan veya biyometrik veri kullanan yapay zekâ “yüksek riskli” olarak kabul edilir ve bu nedenle en fazla düzenlemeye tabidir. Sylvie De Raedt (6), vergi idaresinin açıkça yüksek riskli olarak listelenmemiş olmasına rağmen, belirli durumlarda olabileceğini vurgulamıştır. Örneğin, biyometrik veri kullanan veya kamu yararı için uygunluğu belirleyen vergi makamları yüksek riskli olacaktır.
Baker, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi [European Convention on Human Rights] ölçütlerine göre, sadece hapis cezası değil, idari yaptırım riski de göz önüne alındığında, vergi idaresinin büyük bir kısmının kolluk kuvveti olarak sınıflandırılması ve dolayısıyla yüksek riskli olması gerekip gerekmediğini sorgulamıştır.
Vergi makamlarının vergi dışı yasalarla ne ölçüde sınırlandırılması gerektiğiyle ilgili daha derin sorun, vergi makamlarını istisnai olarak ayıran şeydir. Vergi devletin can damarı mıdır? Tarihsel olarak, Nina Olson’ın da açıkladığı gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yaklaşımı bu olmuştur. (7)Bu, vergi makamları üzerinde daha az sınırlamaya yol açar. Buna karşılık, Baker, vergi makamlarının istisnai olduğunu, çünkü en fazla sayıda kişi hakkında en fazla kişisel veriyi topladıklarını, tuttuklarını ve işlediklerini savunmuştur. Bu nedenle, vergi makamlarının en riskli veri faaliyetlerini içerdiğini ve yapay zekâ ve veri kullanımlarının daha az değil, daha fazla veri koruma ve insan hakları güvencesine tabi tutulması gerektiğini savunmuştur.
Gizlilik ve Geçmiş [privacy and history]
Ulusal tarihlerin, vergi makamlarının yapay zekâyı nasıl kullandıklarına dair politikaları etkilemesi beklenmelidir. Magnus Kristoffersson (8), İsveç makamlarının elinde tuttuğu kayıtların geleneksel açıklığını, birçok diğer ülkedeki vergi mükelleflerinin gizli olmasını bekleyeceği kişisel vergi kayıtlarının parçaları dâhil olmak üzere tanımlamıştır. Baker, ABD ve Birleşik Krallık’ın, Avrupa’nın çoğundan farklı olarak, 20. yüzyılda işgal veya diktatörlük yaşamadıkları için veri ve yapay zekâ korumalarını geliştirmede geride kaldıklarını ileri sürmüştür. Avrupa Birliği’nin veri korumasındaki öncülüğünü, işgal, diktatörlük ve devlet tarafından tutulan bilgilerin zulüm için kötüye kullanılmasıyla ilgili yaşayan anılara bağlamıştır.
Aksaklıklar ve Kademeli Adımlar [glitches and incremental steps]
Lotta Larsen (9), dijitalleştirilmiş sistemlerde her zaman hata ve aksaklıklar olacağını ve sistem tasarımcılarının toplumsal değişikliklere ayak uydurmakta zorlanacağını bize hatırlatmıştır. ABD İç Gelir İdaresi [IRS] gibi bazı vergi otoriteleri için teknolojik değişikliklere ayak uydurmak zor olmaya devam etmektedir. IRS Baş Dönüşüm Görevlisi David Padrino, IRS’i modernize etmeyi amaçlayan yeni fonlardan bahsetmiş ve IRS çapında bir dijital dönüşüm stratejisi olmadığını söylemiştir. Odak noktası kademeli projelerdir. Bu projelerden biri de vergi mükelleflerinin beyannamelerini doğrudan IRS’e sunmalarını sağlayan “Doğrudan Beyan”ın tanıtımıdır. Vergi mükelleflerinin uzun zamandır doğrudan vergi makamlarına başvurabildiklerini kabul etmesine rağmen, bu programın başarısıyla duyduğu gurur, IRS’in yapay zekâ satış güçlerinin abarttığı türden bir dijital devrimden ne kadar uzak olduğunu vurgulamıştır.
Uyarıcı Hikâyeler [cautionary tales]
Dirk Van Rooy(10) Avustralya Robodebt skandalını sunmuş ve David Hadwick (11) ise Hollanda çocuk bakımı yardımları skandalını vergi makamları için uyarıcı hikâyeler olarak ele almıştır. Robodebt skandalı, fazla ödenen sosyal yardım yardımlarını tahsil etmek için süreçlerin otomatikleştirilmesinden kaynaklanmıştır. Robodebt, sosyal yardım alanların bildirilen gelirlerini Avustralya Vergi İdaresi’nin elinde bulunan vergi verileriyle karşılaştırmış, ancak dalgalanan gelirleri olanlar için yanlış vergi borcu hesaplamaları istihsal eden vergi verilerinin ortalamalarını kullanmıştır. Tahsilat için hedeflenen hak sahipleri, iddia edilen borçlarının nasıl hesaplandığı konusunda bilgilendirilmemiş olup; iddia edilen borçlara itiraz etmek için bir süreç yoktu ve çok az insan temelli denetim vardı. Yarım milyon iddia edilen borcun elle yeniden hesaplanması gerekmiş ve toplu dava anlaşmasında devlet 1,2 milyar dolar ödemiştir. Açık süreç eksikliklerine ilave olarak, Van Rooy sosyal yardım alanlarla ilgili ideolojik varsayımların sistemin kusurlu tasarımı için kritik olduğunu tespit etmiştir.
Hadwick de, Hollandalı olmayan alıcıların orantısız bir şekilde hedef alındığı Hollanda çocuk bakımı yardımları skandalında hatalı varsayımların rolünü vurgulamıştır. Sorun, Hollandalı olmayanlara karşı insan önyargısının, makine öğrenimi için kullanılan verilerde örnekleme önyargılarına yol açmasıydı. Bu, otomatik sistemin bir hatası olmaktan çok bir özellik olarak Hollandalı olmayanlara karşı ayrımcılığa yol açmıştır. Hedeflenenler için sorunları daha da kötüleştiren şey, bireysel suiistimale değil, belirli sosyal ilişkilere sahip olmaları durumunda uyumsuz olacak bireylerin yüzdesi hakkındaki bir “önsezi”ye dayalı geri ödeme talep etme kararıydı (örneğin, daha önce dolandırıcılıkla bağlantısı olan bir çocuk bakım sağlayıcısı tarafından hizmet verilen çocukların ebeveynleri). Hadwick’in mesajı, skandalın yapay zekâdan kaynaklanmadığı, veri tabanlı teorik yaklaşım yerine politik olarak motive edildiğiydi. Hadwick, insanların otomatik karar alma süreçlerinden çıkarılmaması gerektiğini, yani her zaman “döngüde bir insan” olması gerektiğini, ancak bunun yeterli olmadığını vurgulamıştır; İnsanlar bir özen yükümlülüğüne tabi olmalıdır (örneğin, sistemi kurarken tahminler yerine verileri kullanmak).
Gelişmekte Olan Ülkeler [developing countries]
Rhoda Nyamongo (12), gelişmekte olan ülkelerdeki vergi otoritelerinin yapay zekâ sistemlerini uygularken karşılaştıkları zorluklardan bahsetmiştir. Bunlardan biri, veri bilimi veya vergi mükellefleri hakları konusunda eğitimli personel eksikliğidir. Hadwick gibi, o da döngüdeki insanların yeterli olmadığını vurgulamıştır. Gereken şey ise, ne yaptıklarını ve yapay zekâ sisteminin ne yaptığını anlayan ve dikkatli çalışan insanlardır. İkinci zorluk, birçok gelişmekte olan ülkenin yapay zekâ ve veri koruma düzenlemesinin erken aşamalarında olmasıdır. Üçüncüsü, gelişmekte olan ülkelerdeki vergi makamlarının genellikle iyileştiremedikleri hazır yazılımları kullanmaya kilitlenmiş olmalarıdır. Dördüncü zorluk da yolsuzluktur ki; bu, bazı gelişmekte olan ülkelerdeki vergi mükelleflerinin bir vergi temsilcisinin kararından daha çok yapay zekâ tarafından oluşturulan bir karara güvenebileceği anlamına gelir.
Kişisel Katılım [personal involvement]
Dijitalleştirilmiş vergi idaresinde vergi temsilcilerinin rolü tekrar eden bir konuydu. De Raedt, dijitalleşmenin vergi mükellefleri ile vergi makamları arasındaki insan temasını azalttığını belirtmiştir. Vincent Vercauteren (13), vergi temsilcilerinin zaten denetlenen vergi mükellefiyle kişisel olarak tanışmadıklarını, bunun yerine yalnızca vergi mükellefinin dijitalleştirilmiş defterleri ve kayıtları için elektronik posta ile gönderilen taleplere güvendiklerini ve bunun hem kurum hem de vergi mükellefi için daha kötü sonuçlara yol açtığını belirtmiştir. Nina Olson (14) da, dijitalleşmenin nihai etkilerinden birinin, yüksek gelirli bireyler ve kurumlar vergisi mükelleflerinin daha fazla insan etkileşimi alırken diğerlerinin yalnızca yapay zekâ tarafından sağlanan hizmetlere güvenmek zorunda kalmasıyla eşitsizlikleri daha da kötüleştirmek olacağından endişe etmiştir.
Üçüncü Taraflardan Gelen Veriler [data from third parties]
Vergi otoriteleri, yapay zekâ analizi için veri sağlamak üzere giderek daha fazla üçüncü taraflara güvenecektir. Alessia Tomo (15), devletin ne yaptığına dair şeffaflığın demokrasinin temel taşı olduğunu, bunun da vergi mükelleflerinin örneğin vergi makamlarının web kazıma yaptığını bilme hakkına sahip olduğu anlamına geldiğini; bu verilerin yeniden kullanılmasının yalnızca pratik ve yasal olarak sorunlu olmadığını, aynı zamanda gönüllü uyumu iyileştirmek için hiçbir şey yapmadığını savunmuştur. Vergi kurumunun amacı yalnızca vergi kaçakçılarını tespit etmekten ziyade uyumu iyileştirmekse, bu yetersiz bir stratejidir çünkü vergi mükellefleri hangi bilgilerin toplandığını bilmiyorsa uyumu etkilenmez.
Daha Büyük Resim [bigger picture]
Birkaç konuşmacı, vergi araştırmacılarının daha büyük resmi göz önünde bulundurmasının önemini öne sürmüştür. Raffaele Russo (16) konferanstaki tartışmaların çoğunu, yapay zekânın vergi mümessillerinin elli yıldır yaptığı şeyi yapmasından bahsetmek olarak nitelendirmiştir. Bunun yerine, bunu kalıpların dışına çıkıp sadece vergi idaresinin değil, maddi vergi hukukunun da ne kadar radikal bir şekilde farklı olabileceğini düşünmek için bir an olarak nitelendirmiştir. Diana van Hout(17), hassas kişisel verilere (örneğin, tıbbi harcama bilgileri) olan ihtiyacı azaltmak için maddi vergi hukukunun reform edilmesi gerekip gerekmediğini düşünmeyi önermiştir. Larsen, verileri nihayetinde kimin kontrol edeceğini (bir avuç çokuluslu şirketin mi) düşünmeyi teşvik etmiştir.
Dijital Vergi Mükellefleri Hakları Bildirgesi [Digital Taxpayer Bill of Rights]
Bu konferansın amacı Dijital Vergi Mükellefleri Hakları Yasası için öneriler üretmekti. Yeni Yıl civarında yayınlanması beklenmektedir. Materyaller ve kayıtlar yakında Vergi Mükellefleri Hakları Merkezi sitesinde mevcut olacaktır.
[1] Benita Rose Mathew, Lecturer in AI and Fintech, University of Surrey.
[2] This was the AI in Tax, Audit, and Fintech workshop sponsored by the Turing Network and various units within Queen Mary University of London, University of Exeter, and the University of Surrey.
[3] The conference was sponsored by Tax Notes, the International Bureau of Fiscal Documentation, the American College of Tax Counsel, Caplin & Dysdale, the International Fiscal Association, and EY-Belgium.
[3] The conference was sponsored by Tax Notes, the International Bureau of Fiscal Documentation, the American College of Tax Counsel, Caplin & Dysdale, the International Fiscal Association, and EY-Belgium.
[4] Brexit sonrasında Genel Veri Koruma Yönetmeliği [GDPR], Birleşik Krallık’ta yürürlükte kalacaktır.
[5] Philip Baker, OBE, KC, Field Court Tax Chambers; Visiting Lecturer, Faculty of Law, University of Oxford.
[6] Sylvie De Raedt, Research Manager, DigiTax Centre of Excellence and Assistant Professor, Faculty of Law, University of Antwerp.
[7] Olson, vergi istisnası taraftarlığının bu gerekçesinin özellikle dijitalleştirilmiş vergi idaresinde riskler yarattığı konusunda uyarıda bulunmuştur.
[8] Magnus Kristoffersson, Associate Professor, School of Behavioural, Social and Legal Sciences, Örebro University.
[9] Lotta Larsen, Research Fellow and Associate Professor, University of Exeter Business School.
[10] Dirk Van Rooy is a member of the Centre for Responsible AI and an Associate Professor at the University of Antwerp.
[11] David Hadwick, Researcher, DigiTax Centre for Excellence and Senior Researcher, Faculty of Law, University of Antwerp and PhD Fellow in legal fundamental research at the FWO Research Foundation for Flanders.
[12] Rhoda Nyamongo, Research and Teaching Associate, Institute for Austrian and International Tax Law, Vienna University of Economics and Business.
[13] Vincent Vercauteren, Tiberghien Lawyers. < https://www.tiberghien.com/en/people/989/vincent-vercauteren.
[14] Nina Olson, Executive Director of the Center for Taxpayer Rights served as the National Taxpayer Advocate in the IRS for 18 years.
[15] Alessia Tomo, Operational Coordinator, DigiTax Centre for Excellence and Senior Researcher, Faculty of Law, University of Antwerp.
[16] Raffaele Russo, Chiomenti, Italy.
[17] Diana van Hout, Associate Professor, Tilburg Law School, Tilburg University.
Çevirenin Notu: ‘Vergi Mükellefleri Hakları Merkezi’ (Merkez) tarafından 10’uncusu 04-06 Haziran 2025 tarihleri arasında Washington DC (ABD)’de düzenlenecek olan konferansın başlığı “Vergi Mükellefi Hakları, Güven ve Hukukun Üstünlüğü” olacaktır. . Ayrıca anılan Merkez’in bültenleri için bkz. . [İşbu çevirinin künyesi ile çeviriye ilişkin dipnotlar, çeviri metninin sonunda yer almaktadır.]