Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

İmdat TÜRKAY
İmdat TÜRKAY
16202OKUNMA

Bankalardan Bireysel Kredi Kullanımında Ödenen Hayat Sigortası Primlerinin Ücret Matrahından İndirimi

Günümüzde ihtiyaçların gelirlerimize oranla daha fazla artması nedeniyle, bankalardan özellikle taşıt ve konut alımı veya tüketim amaçlı bireysel ihtiyaç kredileri kullanımı hızla artmaktadır. Bankalar da kredi sözleşmesini tüketiciye imzalatırken, bir de kredi kullanan tüketiciler istemese de hayat sigortası yapmak suretiyle bir nevi geri ödemelerde yaşayabileceğimiz riskleri düşünerek, yaşamımızı güvence altına almaktadırlar.

Hayat/şahıs sigortası poliçeleri için ödenen primlerin ücret ödemelerinin yıl içinde tevkif suretiyle vergilendirilmesi aşamasında ücret matrahından, yıllık beyanname verilmesi halinde ise beyan edilen gelir tutarından belirli şartlar ve limitler çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, ödenen prim tutarının tamamının vergi matrahından indirimi mümkün bulunmamakta olup yasal olarak belirlen oransal ve mutlak sınırlamalar çerçevesinde indirim söz konusudur.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61’inci maddesinde yapılan tarife göre ücret; işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmemektedir.

Aynı Kanunun 63’üncü maddesinde ücretin gerçek safi değeri, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından Kanunda belirlenen indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar olduğu belirtilmiştir. Aynı maddenin 3’üncü bendinde ise sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla;

  • Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50'si ile,
  • Ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin tamamının,

ücret matrahından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak, indirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşamaz. Buna göre 2017 yılını dikkate alırsak, ücretlinin bu yıl indirim konusu yapabileceği toplam prim toplamı 2017 yılında asgari ücretin yıllık brüt tutarı olan 21.330 TL’yi geçemeyecektir.
        
Gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden mükellefler kendileri, eşi ve küçük çocukları adına hayat sigortası poliçeleri için ödenen primlerin %50’sini, birikimli sigortalar dışında kalan yaşam teminatı içeren ölüm, kaza, hastalık gibi şahıs sigorta primlerinin tamamını gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerinden indirmeleri, beyan edilen gelirin %15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması halinde mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, mükelleflerce ödenen primlerin yıllık beyanname ile beyan edilen gelirden indirebilmesi için, bu primlerin yıl içinde ücretin safi tutarının tespitinde ayrıca indirilmemiş olması gerekmektedir.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 25.10.2012 tarih ve 85 No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde; şahıs sigortaları için ödenen primlerin elde edilen ücretin %15'ine kadar olan kısmının ücret matrahının tespitinde indirilebileceği, şahıs sigorta şirketlerinin Türkiye'de yerleşik ve merkezinin Türkiye'de bulunması gerektiği açıklanmıştır. Aynı Sirkülerde konut, taşıt ve tüketici gibi kredilerin kullanımı sırasında bu kredilere bağlı olarak ilgili bankalarca yapılan hayat sigortası poliçelerine ilişkin ödenen primlerin, GVK’nın 63/3’üncü maddesi kapsamında indirim olarak dikkate alınabileceği açıklanmıştır.

Diğer taraftan, şahıs sigortaları için ödenen primlerin gelir vergisi matrahının hesaplanmasında bu indirime ilişkin primlerin belgelendirilmesi konularına açıklık getirmek amacıyla yayımlanan 256 seri no.lu GV Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre;

  • Gelir Vergisi Kanununun 63 ve 89’uncu maddelerinde yer alan hükümler uyarınca şahıs sigortalarına ödenen primlerin, belirli şartlar çerçevesinde, gelir vergisi matrahının tespitinde indirimi mümkün bulunmaktadır. İndirimin doğru bir şekilde uygulanabilmesi için ödeme tutarı ile tarihinin belgelendirilmesi gerekmektedir.
  • Şahıs sigorta primlerinin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, gelirin elde edildiği dönem ile ilişkili olması ve bu dönem sonuna kadar ödenmiş olması gerekmektedir.

Gelir vergisi uygulamasında vergilendirme dönemi takvim yılıdır. Bununla birlikte, tevkif yoluyla ödenen vergilerde, istihkak sahipleri ayrıca yıllık beyanname vermeye mecbur değillerse tevkifatın ilgili bulunduğu dönemler vergilendirme dönemi sayılmakta ve kesilen vergiler gelir vergisinin yerine geçmektedir. Buna göre, yıllık beyannamede indirim konusu yapılacak prim tutarının beyannamenin ilgili olduğu yıl ile ilişkili olması ve bu yılın sonuna kadar ödenmesi; ücretlere ilişkin indirimde ise ücretin ilgili olduğu ay ile ilişkili olması ve bu aylık dönemin sonuna kadar ödenmiş olması gerekmektedir.

Ölüm, kaza gibi risklere karşı yaptırılan şahıs sigortaları belirli bir dönemi kapsamakta ve bu dönem için hesaplanan prim peşin olarak veya taksitler halinde ödenebilmektedir. Birikimli hayat sigortalarında ise primler aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık dönemler itibariyle belirlenebilmekte ve ödenmektedir.

Aylık bazda yapılacak indirimde, primin peşin ödenmesi veya taksit dönemlerinin bir aydan daha uzun belirlenmesi halinde, prim tutarı ilgili olduğu aylar dikkate alınarak (ödenmiş olması şartıyla) indirim konusu yapılacaktır. Oransal sınırlar (ücretin %15'i) çerçevesinde kalsa dahi daha sonraki aylara ilişkin peşin olarak ödenen tutarların ödendiği ayda indirim konusu yapılması mümkün değildir. Yıllık bazda yapılacak indirimde de sadece gelirin ilgili olduğu yıla ilişkin prim tutarı indirim konusu yapılacaktır. Örneğin 1 Haziran 2017 tarihinden başlamak üzere bir yıllık yapılan ve bedeli peşin olarak ödenen sağlık sigortası priminin yedi aylık kısmının 2017 yılına, diğer beş aylık kısmının da 2018 yılına ilişkin beyannamede indirim konusu yapılması gerekmektedir.

Genel bütçeye dahil idare ve müesseseler yaptıkları vergi tevkifatı için muhtasar beyanname vermemektedir. Ücretlerini peşin alan ücretlilerin, aylık dönemler itibariyle ödedikleri şahıs sigorta primleri, prim ödeme belgesinin primin ait olduğu ay içinde işverene ibraz edilmesi koşuluyla oransal ve mutlak sınırlamalar çerçevesinde izleyen aylara (bir sonraki aya) ait ücretlerin vergi matrahının hesabında indirim olarak dikkate alınabilecektir. Zarar beyanı ya da oran ve tutar sınırlamaları dolayısıyla yıllık beyannamede indirim konusu yapılamayan primlerin daha sonraki yıllarda indirim konusu yapılması mümkün değildir. Aynı şekilde ücretlilerin ödediği primlerin ilgili olduğu ayda indirilemeyen kısmı, izleyen aylara ait ücretin matrahından indirilemeyecektir.

Bu durumda, vadeli olarak kullanılan bireysel kredilere (konut, taşıt ve tüketici kredileri gibi) istinaden yapılan hayat sigortası poliçeleri için ödenen primlerin; hayat sigortası primine ait ödeme belgesinin işverene ibraz edilmesi halinde, ibraz edilen ayda dahil olmak üzere kalan ay sayısı toplamına bölünerek aylık prim tutarı hesaplanacak, her aya ilişkin indirilebilecek azami tutarı geçmemek şartıyla ücret matrahından indirim konusu yapılabilecektir.

Öte yandan, 6327 sayılı Kanunla GVK’nın 63 ve 89’uncu maddelerinde yapılan değişiklikler uyarınca, 1.1.2013 tarihinden itibaren, ücretliler için vergiye tabi ücret matrahının, yıllık beyanname veren mükellefler için vergi matrahlarının tespitinde bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor