Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Vergi

Yavuz AKBULAK
Yavuz AKBULAK
989OKUNMA

“Avrupa Birliği’nde Vergi Politikaları-2022 Yıllık Raporu” üzerine  

Avrupa Komisyonu, 28 Haziran 2022 tarihinde “Avrupa Birliği’nde Vergi Politikaları 2022 Yıllık Raporu”nu (Rapor) yayınlamıştır.

Rapor, Avrupa Komisyonu ‘Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü’ tarafından hazırlanmış; Raporda, bu belgenin Avrupa Komisyonu’nun resmi görüşleri olarak değerlendirilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Yıllık Vergilendirme 2022 Raporu, Avrupa Birliği’nde (AB) vergilendirmenin mevcut son durumu hakkında bilgiler sunmaktadır.

Anılan Rapor, AB üyesi devletlerde ve AB düzeyinde vergilendirme politikalarındaki ilerlemeyi değerlendirmek için Avrupa Komisyonu tarafından kullanılan en son reformları ve ana göstergeleri açık ve erişilebilir bir şekilde tanımlamayı amaçlamaktadır.

Söz konusu Rapor, AB’nin başlıca vergi öncelikleri hakkında aşağıdaki bilgileri sağlamaktadır:

  • Yenilikçiliği ve üretkenliği teşvik etmek, böylece önümüzdeki dijital ve küresel zorluklara uygun bir AB ekonomisini desteklemek;
  • Sosyal adalet ve refaha katkıda bulunmak, böylece herkesin payına düşeni adil ödemesini ve AB vergi sistemlerinin insanlar için çalışan ve onların ihtiyaçlarını karşılayan bir ekonomiyi desteklemesini sağlamak;
  • Vergi idarelerini daha etkin ve verimli hale getirmek ve vergi idareleri arasında iyi bir işbirliğini sağlamak, böylece AB vergi sistemlerinin istikrarına ve basitliğine katkıda bulunmak.

Bunlara ek olarak, dijital ve yeşil geçiş öncelikleri ve birkaç önemli AB ve uluslararası vergi gelişmeleri ışığında, rapor üç konuya derinlemesine odaklanmaktadır:

  • Yeşil vergilendirme ve iklim değişikliğinin ele alınmasına ve iddialı çevresel hedeflerin desteklenmesine katkısı;
  • Vergi kuralları, vergi gelirlerinin toplanması ve vergi idaresi açısından dijital geçiş ve vergi sistemleri üzerindeki etkisi;
  • yüzyılda ticaretin vergilendirilmesi.

2020 yılında ekonomik faaliyetlerde Covid-19 kaynaklı keskin bir daralmanın ardından, 2021’de güçlü bir ekonomik toparlanma gerçekleşmiştir. 2020’de keskin bir düşüş yaşayan AB, yıllık %5,3 artışla 2021’de pandemi öncesi üretimine neredeyse ulaşmıştır. 2022’nin başında, AB ekonomisi Covid-19 krizinden daha önce beklenenden daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde toparlanmaya başlamıştır. Bu toparlanma, pandemi sırasında her ikisi de baskı altında olan tüketim ve yatırımdan kaynaklanmıştır.

Avrupa Komisyonu’nun Bahar 2022 Ekonomik Tahminleri (European Commission’s Spring 2022 Economic Forecast), AB ekonomisinin 2022 ve 2023 yıllarında büyümeye devam edeceğini öngörmektedir. Bununla birlikte, AB ekonomisi direnç göstermeye devam ederken, Ukrayna’daki savaş yeni bir ortam yaratmış ve bu, daha önce düşmesi beklenen büyüme için önceden var olan ters rüzgârları şiddetlendirmiştir. Bu durum, ayrıca, enerji arz güvenliği ve Rusya’ya fosil yakıt bağımlılığı ile ilgili olarak AB ekonomileri için ek zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Görünüm, önceki tahminlere göre daha düşük büyüme ve daha yüksek enflasyona işaret etmektedir.

AB ekonomisinde yıllık büyümenin 2022’de %2,7’ye (önceki tahmin %4 idi), 2023’te ise %2,3’e ulaşması beklenmektedir. Bu tahminler, pandemi olmayan bir senaryoya kıyasla AB’de öngörülen GSYİH büyüme yakınsama hızını yavaşlatmaktadır.

Enflasyon için revize edilmiş tahminler, 2023’te %3,2’ye düşmeden önce, 2022 yılında tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %6,8’e işaret etmektedir. Enflasyondaki hızlı artışın arkasında enerji ve emtia fiyatları vardır, ancak lojistik ve tedarik zincirlerindeki aksama da bunda rol oynamaktadır.

Yeni Covid-19 dalgasının etkisi ve olası yeni kısıtlamalar gibi küresel belirsizlik nedeniyle yatırım ve dış talep beklentileri de düşmektedir. İşgücü piyasaları iyileşmeye devam edecek olup, işsizlik oranının 2022 (%6,7) ve 2023’te (%6,5) düşmesi beklenmektedir.

2020’de AB’de GSYİH yüzdesi (vergi yükü) olarak ölçülen yıllık vergi geliri, Covid-19 pandemisine rağmen %40,1’e yükselmiştir. Ancak nominal olarak vergi gelirleri 2020 yılında %3,9 azalmıştır. Bu, ekonomik ve mali krizin ortasında, 2009’dan bu yana vergi gelirlerindeki ilk düşüştür.

2020 ve 2021 yılları boyunca AB üyesi devletler, ticari faaliyetleri desteklemek ve pandeminin haneler üzerindeki etkisini azaltmak için bir dizi vergi reformu uygulamıştır. Üye devletler, likidite krizine karşı koymak ve işletmelerin üretkenliğini desteklemek için mevcut vergi teşviklerini yatırım lehine değiştirmek gibi vergi indirimleri ve vergi ertelemelerinin yanı sıra diğer vergi önlemlerini uygulamaya koymuşlardır. Hanelere yardımcı olmak için, bazı ülkeler oranları düşürmeyi veya vergi dilimlerini ayarlamayı tercih ederek ödemelerin ertelenmesine veya gelir vergisi (personal income tax-PIT) ve sosyal güvenlik katkı paylarından (social security contributions-SSC) muafiyetlere izin vermiş; birçoğu hanelere, işverenlere ve serbest meslek sahiplerine vergi indirimi yapmıştır. İstikrar ve basitliği artırmak için bazı ülkeler PIT ve SSC sistemlerinde reform yapmış, bazı ülkeler gelir artırıcı önlemler açıklamış ve birçoğu da vergi idarelerinin dijitalleşmesini hızlandırmıştır.

Covid-19 pandemisinden kurtulmanın bir parçası olarak, AB’nin kurtarma planı NextGenerationEU’nun temel taşı olan İyileşme ve Dayanıklılık Kolaylığı (Recovery and Resilience Facility-RRF), ulusal vergi sistemlerini iyileştirmek için önemli yatırımlara ve reformlara izin vermektedir. Üye devletlerin çoğu, 2019 ve/veya 2020 Avrupa Döneminin bir parçası olarak vergi ile ilgili ülkeye özel tavsiyeler aldığından, birçok İyileşme ve Dayanıklılık Planında bu tavsiyeleri uygulamaya yönelik vergi reformları ve yatırımları da yer almaktadır. Örneğin, kamu idaresi sistemlerinin dijitalleştirilmesi birçok ulusal plana dâhil edilmiştir ve çoğu ulusal plan, yeşil vergi tedbirlerini ve işgücü vergilendirmesi için çıkarımları olan tedbirleri içermektedir.

2020 krizini ve etkisini atlatmanın yanı sıra, vergi sistemlerinin toplumlarda ve ekonomilerde meydana gelen hızlı yapısal değişikliklere ayak uydurması gerekmektedir. Küreselleşme ve nüfusun yaşlanması ile birleşen yeşil ve dijital ikiz geçişler, Avrupa sosyal pazar ekonomisi üzerinde önemli etkilere sahip olacaktır. Bunlardan bazıları zaten görülmektedir. Örneğin, yaşlanmanın bağımlılık oranlarının artmasına ve çalışma çağındaki nüfusun azalmasına yol açması beklenmektedir. Herhangi bir düzenleme yapılmazsa, bu da işgücü vergileri ve sosyal güvenlik katkı paylarından (labour taxes and social security contributions) gelir elde etme kabiliyetini etkileyecektir. İklim değişikliği ile mücadele ve daha sürdürülebilir bir ekonominin sağlanması açısından tüketim ve üretim davranışlarında değişiklik yapılması gerekmektedir ve vergilendirme bu konuda doğru yönde önemli bir sinyal rolü oynayabilir.

Küreselleşme ve dijitalleşme, faaliyete katılan kişilerin bir ülkede fiziksel olarak bulunmasına gerek kalmadan faaliyetin gerçekleşebileceği anlamına gelmektedir. Bu yapısal değişiklikler, AB’nin mukimlik ve gelir kaynakları da dâhil olmak üzere vergi sistemlerini ve kurallarını adalet ve verimlilik ilkeleri (principles of fairness and efficiency) doğrultusunda uyarlamasını gerekli kılmaktadır. Birbirini dışlayan olması gerekmeyen bu temel ilkeler, eğitim ve becerilerin geliştirilmesine yardımcı olan, istihdam yaratan ve eşitsizlikleri ele alan sosyal açıdan adil bir geçişin sağlanması temel hedefi ile birlikte düşünülmelidir.

Üretkenliği ve yeniliği desteklemek için AB üyesi devletler, hem gelir hem de harcama için vergi teşvikleri sunarak özellikle Ar-Ge’yi giderek daha fazla desteklemektedir. Bir üye devletten diğerine büyük farklılıklar gösterse de, vergi teşviklerinin yanı sıra hibeler ve krediler yoluyla doğrudan destek de kullanılmaktadır. AB ortalama Ar-Ge desteği, vergi teşvikleri ve doğrudan finansman için gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yaklaşık %0,05’i ve GSYİH’nın %0,06’sı kadardır, ancak her durumda, yine de ABD’dekinden daha düşüktür (GSYİH’nın %0,25’i).

Bazı ülkeler, borç-özsermaye sapmasını (debt-equity bias) azaltmak için kavramsal faiz indirimleri de uygulamaya koymuştur. Ancak, tüm destekler etkili olmalı, vergiden kaçınma (tax avoidance) için kullanılabilecek yasal boşluklar yaratmamalı ve vergi sistemlerini çok karmaşık hale getirmemeli veya mali sürdürülebilirliği olumsuz etkilememelidir.

Bu Rapor, işgücü vergilendirmesine ilişkin olarak, AB’nin işgücü üzerindeki ortalama vergi takozunun, düşüşte olsa da, hâlâ işgücü maliyetlerinin %40’ını oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Ülkelerarası farklılıklar önemlidir, ancak bu seviye hâlâ OECD ortalaması olan %36’nın üzerindedir. İstihdam üzerindeki genel vergi yükünün, refah sistemlerini ve kamu hizmetlerini finanse etmek ve iş yaratma ve istihdamı engellememek arasında bir denge kurması gerekmektedir. Bu nedenle, bazı AB üyesi devletlerde özellikle yüksek olan düşük gelirlilerin ve ikinci gelirlilerin (tipik olarak kadınların) vergi yüküne bakmak önemlidir.

Uygun şekilde tasarlanmış vergi politikası, harcanabilir gelirlerin dağılımının belirlenmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Bunda sosyal transferler ve emekli maaşları ile birlikte emeğin vergilendirilmesi önemli bir rol oynamaktadır. AB genelinde, işgücü geliri vergilendirmesinin aşamalılık derecesinde AB üyesi devletlerarasında büyük farklılıklar bulunmaktadır (yüksek gelirlilerin vergi yükü düşük gelirlilerinkiyle karşılaştırıldığında). Ayrıca, vergi ve transferlerin uygulanmasından (application of taxes and transfers) önce ve sonra gelir dağılımının karşılaştırılması, bunların piyasa gelir eşitsizliğini azaltmada ne kadar önemli bir rol oynadığını göstermektedir. İşgücü vergileri önemli bir kamu finansmanı kaynağıdır ve öyle de kalacaktır. Bununla birlikte, iyi tasarlanmış ve dengeli toplumsal davranış (çevre ve sağlık vergileri dâhil), emlak (miras dâhil) ve sermaye kazancı vergileri(1) dâhil olmak üzere vergi tabanını ve vergi karışımını genişletmek, gelir elde etmeye, sürdürülebilir davranışları teşvik etmeye ve eşitsizlikleri gidermeye yardımcı olabilir.

Söz konusu Rapor, AB üyesi devletlerdeki vergi uyumu, vergi dolandırıcılığı, vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma konusundaki gelişmelere genel bir bakış sunmakta; yıkıcı vergi planlaması konusunda, geçtiğimiz yıl boyunca ve RRF bağlamında, Hollanda ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkelerin yıkıcı vergi planlamasını kolaylaştıran vergi boşluklarını kapatmak için önlemler almayı taahhüt ettiğini tespit etmektedir. Bununla birlikte, bazı ülkelerde AB’den çıkış yapan ödemeler için stopaj vergisi veya benzer bir savunma önlemi bulunmadığından, yıkıcı vergi planlaması fırsatlarının bazı ülkelerde kullanıldığına dair güçlü kanıtlar vardır. Şeffaflık yükümlülükleri artmış, ancak offshore finans merkezlerindeki bireylerin vergi kaçırması (tax evasion), AB üyesi devletler için hâlâ büyük vergi kayıplarını temsil etmektedir. Uluslararası vergi kaçakçılığı nedeniyle kaybedilen AB gelirinin 2016’da 46 milyar avro iken, 2018’de 124 milyar avroya yükseldiği tahmin edilmektedir. KDV(2) açığının (KDV uyumu ve uygulama önlemlerinin etkinliğinin bir ölçüsü) 2019’da 134 milyar avro olduğu tahmin edilmekte olup, pandemi boyunca artmış olabilir. Bu bağlamda, vergi idarelerinin artan dijitalleşmesi, vergi tahsilatının iyileştirilmesine ve vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığının azaltılmasına katkıda bulunmalı; ayrıca işletmeler ve haneler için uyum maliyetlerini de azaltmalıdır.

Çevresel vergilendirme, iklim ve çevre politikası hedeflerine ulaşmaya ve Covid-19 krizinin ardından AB ekonomisini yeniden başlatmaya yardımcı olmak için yararlı bir politika aracı olabilir. Ukrayna’daki savaşla şiddetlenen enerji fiyatlarındaki mevcut artış, yeşil geçişin hızlanmasını gerektirmektedir. Bu, en savunmasız olanları korurken, iklim hedefleriyle uyumlu dengeli bir çevresel vergilendirme ile desteklenmelidir. Bu bağlamda, olası dağıtım etkilerini dikkate alarak, işgücü vergilerinden amaca uygun çevre vergilerine geçiş, istihdamı teşvik etme ve daha sürdürülebilir tüketim ve üretim lehine davranışları değiştirme potansiyeline sahiptir. İşte bu rapor, daha yeşil bir ekonomiye geçiş için potansiyel bir anahtar etken olmasına rağmen, çevresel vergilendirmenin birçok AB üyesi devlette hâlâ yeterince kullanılmadığını göstermektedir. 55 Paketine Uyum’un (Fit for 55 package) bir parçası olarak, mezkûr rapor, enerji ürünlerinin vergilendirilmesini AB’nin enerji ve iklim hedefleri ile uyumlu hale getirmeyi, temiz teknolojileri teşvik etmeyi, eski muafiyetleri ve indirimli oranları kaldırmayı ve fosil yakıtların kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan Enerji Vergilendirme Direktifinin (Energy Taxation Directive) gözden geçirilmesi için bir teklif sunmaktadır. Bir vergilendirme aracı olmasa da Karbon Sınırı Ayarlama Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism), AB’nin artan iklim hedefinin bir sonucu olarak karbon kaçağı risklerini ele almak için de önemli bir araç olacaktır.

Rapor şu şekilde yapılandırılmıştır:

  • Bölüm 1, AB üyesi devletlerin vergi gelirleri ve ekonomik görünümüne ilişkin Covid-19 ve “megatrendler” veya yapısal değişikliklerin (yaşlanma, dijitalleşme, küreselleşme ve iklim değişikliği) vergilendirme ve vergilendirme sistemleri üzerindeki etkileri üzerinde odaklanmıştır.
  • Bölüm 2, adil ve verimli bir vergi sistemini neyin oluşturduğunu açıklamakta ve ulusal vergilendirme sistemlerinin Avrupa Komisyonu’nun amaçlarına göre nasıl performans gösterdiğine genel bir bakış sunmaktadır. Raporun bu bölümü, vergi göstergelerini ve en iyi uygulamaları gözden geçirerek, Üye Devletlere üretkenlik, adalet, basitlik ve istikrar çerçevesinde kendi sorunlarını ele almanın en iyi yolunu bulmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
  • Bölüm 3, AB üyesi devletlerde Mart 2020’den bu yana verimlilik, adalet ve istikrar perspektifi ve basitlik çerçevesinde uygulanan en son vergi reformlarını gözden geçirmektedir.
  • Bölüm 4, Avrupa Yeşil Anlaşmasını (European Green Deal) ve yeşil geçişi desteklemede vergilendirmenin rolünü ayrıntılı olarak tartışmaktadır.
  • Bölüm 5, hızlı dijitalleşmenin uluslararası ve ulusal vergi sistemleri ve vergi idareleri üzerindeki etkilerini incelemektedir.
  • Son olarak, Bölüm 6, ticari vergilendirmenin bağlamı ve ilkeleri hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. AB bu bağlamda, Avrupa Komisyonu tarafından Mayıs 2021’de kabul edilen Ticaretin Vergilendirilmesi Tebliğine (Communication on Business Taxation) odaklanmaktadır.

(Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, kusurlar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir.)

1- Metnin İngilizcesi: “…balanced behavioural (including environmental and health taxes), property (including inheritance) and capital gains taxes”
2- KDV: katma değer vergisi (VAT; value added tax)

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor