Vergi, Maliye, Ekonomi, Sosyal Güvenlik, Ticaret Hukuku Hakkındaki Herşey

Ekonomi, Maliye

Nazmi KARYAĞDI
Nazmi KARYAĞDI
2815OKUNMA

12 Eylül’ün Hayaleti, Hayatta Kalabilmiş O Zaman ki Türk Gençliğinin Hâlâ Üzerinde

12 Eylül’ü bir milat olarak alacak olursak; Türk gençliği sağcısıyla, solcusuyla; kendi tanımlamalarıyla ülkücüsüyle, devrimcisiyle büyük bir silindirin altında ezildi, kaldı.

Düşünen, üreten, bir fikre ve düşünceye sahip olan, farklı açılardan baksalar da bence özünde Türkiye sevdalısı olan, fakir ama vatansever Türk gençleri 12 Eylül öncesinde cinayetlerle, sonrasında da idamlar, işkenceler, yasaklar ve ambargolarla hayattan koparıldılar.

Aradan 41 yıl geçmesine rağmen 12 Eylül, yasalarıyla ve getirdiği kurumlarla hâlâ ülkenin üzerinde bir hayalet gibi dolaşıyor.

Size vergi alanından çok sıcak iki örnek vermek istiyorum.

Bakalım bana hak verecek misiniz?

Vergi konularında araştırmalar yapmak, konunun paydaşlarının temsiliyle yasa önerileri geliştirmek amacıyla kurulmuş olan bir kurumumuza, ülkemizin önde gelen maliye profesörlerinden birinin üye olarak atanması gündeme gelir.

Gel zaman git zaman, konu hocamıza iletilir.

O da “Böyle bir kurumda ülkemize hizmet etmekten onur duyarım” diye kendisine iletilen teklifi cevaplar.

Süreç ilerler.

Artık karar aşamasına gelinmiştir.

Ancak bir türlü bir karar çıkmamaktadır.

Sonunda hocamız dayanamaz ve konuyla ilgili üst düzey bir yetkiliye durumunu sorar.

Aldığı cevap:

“Hocam siz MHP’liymişsiniz. Ülkücüymüşsünüz. Bu nedenle maalesef size olumlu cevap dönemiyormuşuz”

Bu sıcak anıyı bir kenara bırakalım

Gelelim ikinci anıya.

Vergi alanında hem teori açısından hem de uygulama açısından oldukça önemli bir deneyime sahip olan uzmanımızın da aynı kuruma atanması gündeme gelir.

Çünkü kendisi bu üyelik için adeta biçilmiş bir kaftandır.

Süreç yine uzmanımızın haberi olmaksızın ilerlemektedir.

Uzmanımızın üyeliğinin çok fazla katkı sağlayacağını düşünenler süreci üst seviyelere kadar çıkarırlar.

Süreç ilerler, ilerler ve tıkanır.

Sebep?

“Uzmanımız, solcudur. Böyle bir adayın Sayın Bakana gitmesi, onu kızdırabilir”

Sonuç;

12 Eylül kuşağından gelen bir uzmanımız milliyetçi, diğer uzmanımız da solcu olduğu için, 2000’li yıllarda, kendi alanlarında Devlete, millete hizmet etme imkânına kavuşamaz.

12 Eylül öncesinde ve sonrasında, sağcı ya da solcu, vatansever Türk Gençlerinin üzerine musallat olan hayalet, günümüzün yetkin ve olgun demokratlarına hâlâ zarar vermeye devam etmiyor mu?

Haksız mıyım değerli okurlar?

Yorumlarınızı Bize Yazınız

Soru Sor